31 Temmuz 2019 Çarşamba

Ondan şundan bundan...
Ama neresinden tutsam?

Şu sıralar rutine bağladığım hastane ziyaretlerinden (!) edindiğim, keşke değişse ama değişmeyen; çağ atladık derken yoksa uçurumdan mı atlıyoruz izlenimleri bırakan görüntüler iç acımaya devam ediyor ne yazık ki.
Karşımda genç bir kadın oturuyor. Bebeğini rahat ettirmek için bacaklarını açmış kucağındaki büyük çantanın üstüne bir aylık falan gösteren bebeğini yatırmış. Bebek çok ağlıyor. Kadının kot pantolonun üstüne giydiği uzun eteğin üstündeki yine yerleri süpüren İnce hırkasını çekiştiren minik kız da kardeşinin ağlamasına katılıyor, belki korkudan. Çok kalabalık. Epeydir orada olmalılar, kadın dayanamayıp emzirmeye başladı bebeğini. Küçük kız da parmağını ağzına aldı, başını annesinin göğsüne örttüğü örtünün altına soktu. Uykusu gelmiş olmalı. Dayanamadım, görevliye yanaşıp; " Sıra beklemek zorundalar mı, yazık çocuklar durmuyor." dedim. ( Karışmasam olmaz ya çünkü😜)
" Sıra değiştiremem. Az kaldı sıralarına. Hem onlar yabancı." Suriyeli demek istemişti sanırım.
Konuya çok yönlü bakabilirsiniz. Devletimiz sosyal hukuk devletinin sorumluluğunda olan, vatandaşına insan hak ve onuruna yaraşır biçimde yaşam sağlamakta zorlanırken, ( Sağlıkta, hukukta, eğitimde, kültürde yaşanan aksaklıklar ve geçim sıkıntısı ve işsizlik rakamları gibi verilere bakıldığında...)

Dört - beş milyon Suriyeli sığınmacıyı haklarımıza ortak etmemiz vatandaş olarak bizleri yaralıyor elbette. Bu konuda çok haklıyız.
Ama kişisel bazda düşünüldüğünde durum farklı farklı değerlendirilebilir.
 Mesela: Ben karşımda ağlayan iki çocuk ve çaresiz bir kadın gördüm sadece.

Hastaneden eve geldik. Çok sıkılmıştım, biraz rahatlamak için TV. yi açtım.

Yaparsın Aşkım, kaynana Gelin mi ne,
Kuaförüm Sensin
 bla bla bla...

Diziler mi? Oo! O konuyu hiç açmayalım. Gerçi yazmıştım birkaç kez dizilerimizin absürt hallerini.

Haber kanalı açtım, belki bi şii öğrenirim diye. Ama haberler hepten depresyona giriş bileti. Hemen kapattım tabii😖

İşte böyleyken böyle idi bugünkü hallerimiz 🤪😝🧐

nurten y tartaç

30 Temmuz 2019 Salı

BUGÜN



Yarın hangi renk gül açar bahçemde bilmem
Boşver zaten...

Bugün, gökte bulutlar mavi mavi
Ve mavi dalgalar öper kumsalda kumları...

Ohh! Bir de yağmur yağdı mı bir anda...
Güneşte hem de...
Her damlası mavi pırıltılar saçarak yeryüzüne...

Yarın mı..?
Varsın gök kızıl, yer kızıl olsun
Boşver...
Bugün her renk mavi ya bana...


           nurten y tartaç
        ( 30 Temmuz 2018 )


29 Temmuz 2019 Pazartesi

Gecenin Sesi

Caddede yankılanan ayak sesi...
İnce topuklu bir kadın olmalı

Perdeyi aralayıp,
usulca içeri süzülen,
odaya bir tutam çiçek kokusu serpen ılık rüzgar...

Ağaç kuytularında saklı
uykusu kaçmış
yaramaz saksağanlar,
geceyi yırtan kart sesleriyle
yine bir kavgaya tutuşmuşlar

Kim bilir hangi salaş meyhanede bırakmış
bahşiş diye en gizli sırlarını,
homurdanarak geçen şu sarhoş adam...

Uyku vakti

Söndürüp yıldızları
ayın üstünü örtüp
tüm sesleri susturup
kayan bir yıldız gibi
düşler diyarı sonsuzluğunda kaybolma vakti şimdi...

        nurten y tartaç
    ( 29 Temmuz 2019)