27 Nisan 2015 Pazartesi
ŞAKRAN CEZAEVİNDEN YÜKSELEN ÇIĞLIKLARI DUYAN VAR MII ..?
Gün geçmiyor ki; bir çocuk yuvasında, bakımevinde, cezaevinde yaşanan işkence, baskı, taciz, tecavüz haberleri duymayalım. Artık kanıksadık mı bu tür haberleri bilmiyorum. Yazılı basında ve tv lerde bile fazlaca yer bulmuyor. Daha doğrusu gündemde diri tutulmuyor. Söylenip geçiliyor. Ve sorun öylece olduğu yerde duruyor. Günden güne büyüyerek.
Bergama, Pozantı derken, İzmir Aliağa Şakran Çocuk Cezaevinde yaşananlar gündeme geldi şimdi de. Tüyler ürperten, kan donduran olayları dehşetle okudum. Okuduktan sonra da uzun süre kendime gelemedim. Gerçek anlamda sarsıldım.
Herhangi bir şekilde ve nedenle suç işlemiş, suça itilmiş çocuklar devletin koruması altında cezaevlerinde tutulurlar. İşledikleri suçun cezasını çekip yaptıkları yanlışlıklardan dersler çıkarsınlar, hatalarının bilincine varmış olarak yeniden topluma karışıp daha iyi bir noktadan hayata başlayabilsinler diye. Amaç bu olmalı...
Oysa gerçek, olması gerekenden çok uzak bir noktada. Çağdaş sosyal hukuk devletinde çocukların doğuştan sahip oldukları hakların - Çocuk Haklarının - kağıt üzerinde kalmayıp, uygalanabilir olması gerekmektedir.
Tık lütfen
Ne yazık ki, bütün çocuklar, babalarının güçlü kanatlarının altında, analarının dizinin dibinde ve sıcacık yuvalarında sonsuz bir güven duygusuyla yaşama şansına sahip değiller. Bir evi, aileleri, koruyucu - kollayıcıları olmaksızın sokaklarda her türlü tehlikeye açık yaşayan binlerce çocuk var. Hergün köprü altlarında, caddelerde, yol kenarlarında, kuytularda görüp, görmezden geldiğimiz çocuklar.
Keşke olmasa ama kimse, birgün suçlu konumuna düşmeyeceğini garanti edemez. Hele doğru yolu gösteren ona örnek olan biri yoksa kişinin yanında ve hele de o bir çocuksa suç işlemesi neredeyse kaçınılmaz olur.
Devletin en başta yapması gereken, tüm çocuklara eğitim haklarının tam ve eşit olarak sağlanması olmalı. Çünkü bir ülkenin geleceğine sahip çıkacak nesiller çocuklardır. İyi eğitilmelidirler.
Ama eğitimli ya da eğitimsiz, bir ailesi olan ya da sokaklarda yaşam savaşı veren suça bulaşmış çocuk sayısı oldukça yüksek. Üstelik yapılan istatistiklere göre bu sayı yıldan yıla tehlikeli bir tırmanış gösteriyor.
Görünen o ki, suç işlemiş çocukları cezaevlerine göndermek soruna bir çözüm getirmiyor. Tam tersi çocuk yaşta çok ağır şartlarda kontrolsüz denetimsiz belki de bananeci uygulamaların hüküm sürdüğü cezaevlerinde kendilerinden güçlü, kıdemli(!) çocuklar tarafından korkunç şekilde tecavüz, taciz ve işkenceye maruz kalıyorlar. Dışarı çıktıklarında tüm duyguları nasırlaşmış, acımasız kin ve nefretle yoğrulmuş birer suç makinesine dönüşüyorlar. Ve en zayıf zamanlarında kendilerine uygulanan insanlık dışı davranışları başkaları üstünde uygulayarak bir nevi intikam alıyorlar.
Ve yeniden suç. Ve yeniden hapishane. Hergün daha tehlikeli bir hal alan kısır bir döngü...
Şakran cezaevinde 18 yaşından küçük 3 kız çocuğuna uygulanan tecavüz ve işkence ise başka bir korkunç olay.
şu yazıda
Ve şurada
Denetimleri yapılmayan ya da laf olsun diye üstünkörü yapılan cezaevlerinde kaderlerine terkedilen çocukları korumak için devlet başka yöntemler bulmalı...
Çocuk suçluların başında sokak çocukları geldiğine göre, öncelikle onlara yönelik güçlü projeler geliştirilmeli, yaptırım gücü yüksek önlemler alınmalı. Mesela çocuk sarayları yapılsa birkaç tane, farklı şehirlerde. Öyle dünyanın diline destan gösterişte falan olması gerekmiyor. İşlevselliği olsun yeter. Çocuklar müzik, el sanatları ve sanatın diğer dallarında eğitilseler buralarda. Kendi günlük masraflarını çıkaracak kadar ücret karşılığında iş imkanları sağlansa bina içinde ve çevresinde. Gönüllüler tarafından ya da ikinci bir iş olarak bu işe gönül vermeye hazır öğretmenler tarafından asgari bir ücret karşılığında basit düzeyde dersler verilse. Kendi başına buyruk yaşayan, kimsenin kontrolü altına girmeye alışık olmayan sokak çocuklarını sıkmadan eğlendirerek eğitebilsek. Çocukları oldukları yerde rehabilite eden, hayata daha güçlü, güler yüzlü bakmalarını kolaylaştıracak psikologlar, pedagoglar olsa yanlarında.
Böyle bir yöntemle çocukları topluma kazandırmak,
cezaevlerine ayrılan bütçeden daha mı çok yük bindirir acaba ülke ekonomisine..?
n y tartaç
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
Bazı haberler vardır; insanın içini acıtır, huzursuz eder, sıkıntı yaratır.
Özellikle çocuk ve gençlerle ilgili haberler daha da acıdır.
Ne yazık bu ve benzeri haberler giderek çoğalmakta ama caydırıcı önlemlerden hiç söz edilmemektedir.
Ceza evlerine giren çocuk ve gençler çıktıklarında olumlu yönden değişmiş olmalılar. Oysa olumsuz davranış değişiklikleri gözlenmektedir.
Ceza evlerinde psikolog, pedagog bulunmalıdır. Bire bir görüşmeler ve grup terapileri sağlanmalıdır.
Tarafsız denetleyiciler sık sık genel durumu denetlemeliler.
Yetiştirme Yurtlarında kalan gençler 18 yaşından sonra çıkarılıyorlar. Oysa en çok korumaya ihtiyaç duydukları zaman.
Makbule Abalı ; tüm duyguların ve çözüm öneriler benim de duygu ve kendimce önerilerim. Ama her ne hikmetse (!) bu konuda yaptırım gücü olan erk sahipleri köklü bir çözümü düşünmüyorlar. Ya da düşünmemeleri mümkün mü..? Hangi nedenlerle yapıcı çözümler getirmiyorlar acaba..? mı demeli, bilmiyorum.
Biz sadece yazarak belki birilerinin dikkatini çekebiliriz, başkaca birşey gelmez ne yazık ki elimizden.
Sevgiler
Duyuyorum. Gitmiyor kulaklarımdan. İçimden de acısı gitmiyor. İnsanları sevsem mi yoksa hepsinden nefret mi etsem şaşırıyorum. Bütün çirkinliklerin bu devirde ayyuka çıkması tacizcilerin tecavüzcülerin yüz bulması hırsızların yönettiği bir ülkede yaşıyor olmaktan, yüz bulmalarından... Ah ne diyeyim bilmiyorum, yazılır gibi değil...
Bu haberler çok fazla mide bulandırıcı, çocuklar nasıl bunlara maruz bırakılabilir, Allahtan başka sığınacak kimsesi olmayan bu çocukların ahı yerde kalmaz elbet...
Söz Sanatı , ne yazık ki zaman zaman bu kurumlardan çığlıklar yükseliyor. Duyuyoruz isyan ediyoruz nefret ediyoruz yakıştıramıyoruz insanlık onuruna bu yaşananları ama elimizden bir şey gelmiyor. Yönetenlerin ve yetkililerin köklü çözümler bulmaları ve ciddi olarak uygulamaya geçirmeleri gerekiyor. Asıl kör sağır olanlar onlar oysa, yoksa bu devirde bu çağdışı haberleri duymazdık, böyle iğrençlikler yaşanmazdı.
evgiler
Sema , umarım Sevgili Sema umarım çaresiz çocukların bu korkunç davranışlara maruz kalmasına neden olan (yönetim biçimiyle, yanlış uygulamalarıyla, vurdumduymaz tavırlarıyla ) herkes cezasını bulur bir biçimde.
Sevgiler
Yorum Gönder