22 Ocak 2015 Perşembe

YURDUM İNSANI


yurdum insanı

bankada


- yaş kaç, yaş? 


diye sordu yaşlı amca, yanında oturan diğer yaşlı amcaya. 


Diğer amca oralı değil. Elindeki evrakı inceliyor.


Anladı kulağının ağır işittiğini ama ısrarlı, öğrenecek yanındakinin yaşını. Ne işine yarayacaksa..?. Ağzını diğer amcanın kulağına dayadı ve sadece O değil, bankadaki herkesin duyacağı bir ses tonuyla sordu inatla; 


- yaş gaç, yaş ?


-76 ... dedi diğer amca.


- İyi iyi ossun...


 dedi, başını sallayarak ve sanki yaşının 76 olmasında amcanın bir hatası varmış, olmaması gereken bir şeymiş  ama yine de 76 olma gafletinde bulunmuş gibi.


- Senin yaş kaç?


- 84, üzerine afiyet


Ay! hakikaten üzerimize afiyet yani... Mert ve ben, ağzımız bir karış açık 84 lük amcanın yüzüne odakladık şaşkın bakışlarımızı. O ne cilt öyle Yarabbim..? Kırışıklık, esneme, sarkma gibi küçücük de olsa bir deformasyon yok amcanın yüzünde. Sanki botoks yaptırıp gelmiş bankaya. Ya o al al yanaklar... Kıskandık valla. :)


- Maşallah, maşallah dedi diğer amca.


Sonra bizim 84 lük amca büyük bir merakla diğer amcanın kucağındaki kağıtlara kafayı gömüp incelemeye başladı uzun uzun. Bir kağıtlara bakıyordu, bir, başını kaldırıp amcanın yüzüne bakıyordu müthiş bir ilgiyle


- Bunlar ne ki..? dedi


Diğer amca ağır işitiyor ya;


 - yok yok, oğlumun... dedi


- Ossun ossun, o da iyi... dedi amca.


- "İyi olmaz mı, iyi tabii..." der gibi kafasını sallayarak onayladı diğer amca, söyleneni duymuş gibi yaparak. 


- Nerelisin ? diye sordu bu kez. Yine amcanın kulağına ağzını yapıştırarak .


- Kayseri...


Bu cevap amcanın çok hoşuna gitti. Diğer amca ne kadarını duydu bilinmez ama bankadakilerin rahatça duyduğu bir sesle dini bir sohbete başladı.


Ve sonunda,

- Peygamber Efendimiz'in Anadolu'da ilk geldiği şehir Kayseri'dir.


diye bağladı sohbeti... :)


Diğer amca iyi işitemediği için olmalı, çok da ilgisini çekmedi 


bizim amcanın sohbeti.


Bankada bizim işimiz bitmek üzereyken, amca başka bir hedefe 


kilitlenmiş, onun şeceresini deşelemekle meşguldü.


Biz kapıdan çıkarken O;


- Oh oh!  Gırıgale'de iyi... ossun. Orada bizim bi memleketimiz...


diyordu...




Hiç yorum yok: