23 Kasım 2012 Cuma

ESKİ MASALLARI ÖZLEDİM



Eski masallar geldi aklıma durup dururken, gecenin bu saatinde.  Annemin anlattığı türden; içinde tepegözlerin, kurukafaların, devlerin olduğu masallar. Aradım internette bulamadım. Dedekorkut masalları var yalnızca, çocukluğumun masallarına benzeyen.

Eğlenmek için  fazla seçenek olmadığından olsa gerek, Annem beni ve kardeşimi  hemen her akşam dizinin dibine oturtur masal anlatırdı.   Neredeyse masal kadar uzuun mu uzun süren bir girizgahtan sonra ...

"Develer tellal, pireler berberken ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallarken, babam düştü beşikten, anam düştü eşikten. Az gittim uz gittim bir de baktım ki; bir arpa boyu yol anca gitmişim." Falan diye  başlayan  masalın olmazsa olmazı tekerlemeler.

Masallar  korku filmi gibiydi eskiden. Ama birazdan tir tir titreyip Annemin eteklerinin altına gireceğimi bile bile, can atardım yeni bir masal dinlemek için.  Masal vakti yaklaştığında her istediğini yapardım  anlatmaktan vazgeçmesin diye de.

O masalları Annem hayattayken kaleme almadığıma çok pişmanım. Ailede kalan birkaç büyüğün hafızalarını zorladım böyle masallar biliyorlar mı diye, kimse hatılamıyor. Eski baskı binbirgece masalları kitabı varmış bir zamanlar Dayımda ama o da kayıpmış.

Kuru kafaların kulaklarına taktıkları kovalarla sular taşıdığı,  babalarının verdiği üç oku aynı ağaca saplayıp ayrı ülkelere giden üç kardeşin, bir adımda ormanları devirip yerle bir eden devin masalı ve daha birçokları...

Güçlü ama kötülerin, iyilik, dürüstlük   karşısında hep yenilmeye mahkum olduğu o eski masalları bilen kimse var mıdır hala acaba..?





12 yorum:

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Bazısını hatırlıyorum yada gibi gibi ama çok iyi hatırladığım unutulmaz cinsten masallardı.
Korku filmi gibi diyorsun ya yok be canım yaşadığımız dünyaya bakarsak gidip o korkulu masallara bile sığınabiliriz:)

NzlGl dedi ki...

Masalların tadı bile bir başkaydı... Adaya giderken annemin bıkmadan usanmadan anlattığı Pamuk prenses ve 7 cüceleri her seferinde yeni anlatılıyormuş gibi dikkatle dinlerdim.
inşallah eski masalları bilen ve bizimle paylaşan olur ne dersiniz Sevgili Çınar hanım,

Asuman Yelen dedi ki...

Masalları ben de babaannemden dinledim. Örneğin padişah babasını tuz kadar sevdiğini söylediği için
ölüme mahkum edilen (tiz ormana götürüp kesin ve kanlı gömleğini de bana getirin) kızın masalını.
Çocuklara bol bol kitap aldığım için biliyorum çok masal kitabı var. Yerli yabancı. Ama bizim çocuklukta dinlediklerimiz gerçekten yok oldular. Ben de özlüyorum onları ÇInar' cım.
Sevgiler canım...

denizim dedi ki...

Ben de o masallarla büyüyenlerdenim sizin gibi aradım internetten kendime kızarak neden bunları bir yere yazmadım ki o zaman diye.Bir tanesini buldum "Üç Turunçlar" bir dudağı yerde bir dudağı gökte devlerin masalları malesef yok ..

Arzu Sarıyer dedi ki...

Çınar'cığım masallarla büyüdük biz,çocuklarımızı da onlarla büyüttük sayılır.Bir kaç ay önce yıllardır aradığım kitabı buldum "az gittik uz gittik Pertev Naili Boratav" onlarca masal bu kitapta ye alıyor.Saklıyorum gelecek nesillere.Selam ve sevgiler.

Çınar dedi ki...

Yaşamın kıyısında ; hatırladığın masallar varsa ucundan kıyısından :) yazabilir misin Nur'cum? Bana birşeyler çağrıştıracak mı acaba?

"yaşadığımız dünyaya bakarsak gidip o korkulu masallara bile sığınabiliriz:) " demişsin ya; sonunu öyle bağlayacaktım zaten ama hadi, dedim uslu durayım. Yine siyaset yapmayayım :))

Sevgiler

Çınar dedi ki...

NzlGl ; evet Nazlı'cım, bu yazıyı yazarken maksadım buydu. Belki birileri çıkar da eski masallardan örnekler yazar. Ne kadar mutlu ederdi bizi di mi:)

Sevgiler

Çınar dedi ki...

Asuman Yelen ; hatırlıyorum o masalı, bölük pörçük de olsa. Padişahın üç kızı varmış. Padişah birgün kızlarını huzuruna çağırmış. "Söyleyin bakalım beni ne kadar seviyorsunuz" demiş. Biri "bal kadar," biri k"aymak kadar seviyorum" demiş. Küçük kız; "ben sizi tuz kadar seviyorum" deyince padişah; bu kızım beni hiç sevmiyor diye çok kızmış. Öldürmeleri için muhafızlarla ormana göndermiş... De... işte gerisi yok. Hatırlamıyorum:)

Sevgiler

(Asu'cum; bloguna girmekte çok zorlanıyorum. Açılmıyor bir türlü. Sorun mu var acaba..?)

Çınar dedi ki...


denizim; hoşgeldiniz :)

"Üç Turunçlar" masalını bilmiyordum ya da hatırlayamadım ama int ten bulup okudum sonuna kadar. Çok güzeldi. Teşekkürler.

http://bodytr.com/forum/edebiyat/uc-turunclar-masali-t124.html

"Bir dudağı yerde bir dudağı gökte dev" masalını biliyorum. Yani hatırlamıyorum ama Annemin anlattığı masallar arasında o masal da vardı. Keşke bir bilen çıksa da, anlatsa bize :)

Sevgiler

Çınar dedi ki...

Arzu Sarıyer ; bunu duyduğuma çok sevindim "az gittik uz gittik Pertev Naili Boratav" Bu kitabı arayacağım umarım bulurum. Çok teşekkürler canım.

Sevgiler

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Eskinin masallarını özlememek mümkün değil. Teyzem keloğlan masalları anlatırdı. Bir tanesini hayal meyal hatırlıyorum. Anası keloğlanı derin bir kuyunun içine indirerek, düşürdüğü tavayı aratır... keloğlan altın dolu bir küp bulur ama anasının istediği şey olmadığı için suların içine atar, yukarı seslenerek bulamadığını söyler, anası düşer, bayılır...

Babam da ilkokulda misafirliğe gidecekleri zaman erken uyumam için, üşenmez pijamasını giyer, sırtımı kaşıyarak ve masalları birbirine karıştırarak uzun uzun anlatırdı. Gideceklerini anladığımdan uyumaz, aynılarını tekrar tekrar anlatmasını isterdim. Babam iyice esnemeye başladığında, uyumuş numarası yapardım....

Teksas ve benzerlerinden sonra renkli Fatoş ve Basri serisi, bana ilk renkli tv kadar cazip gelmişti. Bir de gazeteden Dedektif Nik'in hikayeli resimlerini keser, sırasına göre dosya içinde biriktirir, bir sonraki günü heyecanla beklerdim.

Sevgiler

Çınar dedi ki...

Mehmet Osman Çağlar ; :) keloğlan masalları tek başına bambaşka bir derya zaten. Umarım birgün yok olup gitmez ve ileriki nesillere aktarılır. Gerçi; sayısız çeşitte yayın film dizi oyun ve gelecekte çocuklar için geliştirilecek başkaca eğlence seçenekleri yanında ne kadar değer bulur bilemem :(

Hep aynı numaralarla uyutmaya çalışmışız büyüklerimizi di mi :)) Aslında hiç de uyumamış olduklarını büyüyünce anladık elbette, biz de çocuklarımızın küçük oyunları karşısında uyuyor numarası yaptıkça.:))

Teksas Tommiks, Fatoş - Basri, Dedektif Nik ve diğer zamanımız çizgi romanları /resimli/ yanında renkli Tv nin adı mı olur Mehmet Bey :))) (Bize göre tabii. Şimdiki çocuklara versek al oku diye, elinin tersiyle itiverir herhalde. Üstüne bir de dalga geçerler. Bunlar ne yaa! şaka mısın diye :)))

Sevgiler