21 Nisan 2011 Perşembe

Doktorluk ve Performansa Dayalı Ücretlendirme Sistemi

  Doktor ‘performans’ yarışına girdi ameliyatlar patladı.

 Performansa dayalı ücretlendirme sisteminin, hekimin, muayene, tıbbi müdahale, tanı veya tedavi girişimi üzerinden ücretlendirilmesi anlamına geldiğini savunan TÜRK Tabipler Birliği (TTB) İkinci Başkanı Feride Aksu, “Yaşamını sürdürmek ve belli bir gelir düzeyini sağlayabilmek için hekimlerin daha çok hasta bakmaya zorlanmaları meslek ahlakına uygun değildir” dedi. (Alıntı)
                                 ***
 Performansa dayalı ücretlendirme  sistemi, hasta yoğunluğunun doktor sayısına göre hat safhada olduğu ülkemizde,  doktorların zamana karşı yarışmaları anlamına geliyorsa eğer, birçok hastalığın gözden kaçacağı düşüncesiyle vatandaş olarak -potansiyel hasta -  endişe içindeyim. Çünkü sağlık herşeyden önemlidir ve gözden kaçacak en küçük ayrıntının bedelini, insan, hayatıyla ödeyebilir.


Ben bugün  Mert'imin sağlıklı olmasını;  bir doktorun uzun incelemelerine,  emek, gayret ve zaman ayırmasına borçluyum.  


Sayın Prf. Dr. İRFAN YORULMAZ'a sonsuz minnet ve teşekkürlerimle...


Mert'in işitmesiyle ilgili bir sorun olduğunu anladığımızda henüz 2,5 yaşındaydı. Çok önemli değildi aslında ve  birçok çocuğun yaşadığı bir sorundu yaşadığımız.  Orta kulak sıvı biriktiriyordu ve kulağa tüp takılmasıyla sorunun bir süre sonra ortadan kalkması bekleniyordu. Öyle olmadı...  Bir kulağa sekiz bir kulağa dokuz kez tüp takıldı.  Mert'in Kulak zarı, alışıldığın dışında kendisini çok çabuk yenilediği için tüpü tutmuyor hemen atıyordu ve bu da sorunun ortadan kalkmasını engelliyordu. Üstelik, orta kulakta sürekli sıvı birikiyor bunun atılması içinse tüp takılması gerekiyordu. 


Neden bu kadar sık sıvı oluştuğunu her açıdan araştırdı doktorumuz, yıllarca. 


Sonunda; nedenin, Mert'in  herşeye alerjik bir bünyeye sahip olmasından kaynaklandığı sonucuna varıldı. Nadir olarak, alerji kulağı etkilermiş.


Kulak arkasından girilerek yapılan bir ameliyat olduğunu ama bunun risk taşıdığını, bu ameliyatı yapmamak için sonuna kadar direneceğini, hiç çare kalmazsa bu yola baş vuracağını söyledi doktorumuz. Direndi sonuna kadar ve o ameliyatı yapmadı.  Kendi oğlu, yeğeni ya da başka çok yakınıymış gibi...


Oğlum her rahatsızlığında hastanede alıyorduk soluğu. "yine biz geldik" diye. Ne bir tanıdığımızdı İrfan Bey,  ne de ücretli hastasıydık.  Biz hastaydık, O'na ihtiyacımız vardı. O, işinin bilincinde bir doktordu.
  
Zaman oldu gözyaşları içinde, "neden böyle oluyor" diye sordum. Üşenmedi,  slayt üzerinde kulağın yapısını, orta kulakta sıvı oluşmasının nedenlerini anlattı uzun uzun.



Biz ne kadar ısrarlı ve umutluysak çocuğumuzun iyileşmesi konusunda İrfan Bey o kadar azimliydi hastasını sağlığına kavuşturma konusunda.  Henüz genç bir asistandı Mert'i  O'na ilk götürdüğümüzde, Prf. olduğunda hala hastasıydı oğlum. 


Mert bugün sağlıklı bir delikanlı ve bunu doktorumuza borçluyuz.


                   ***


 performansa dayalı ücretlendirme  sistemi,  umarım doktorları zamana karşı yarışmak - gelen hastayı en kısa zamanda, şöyle bir muayene edip bir diğerine geçmek - zorunda bırakmıyordur ... 



3 yorum:

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Sağlık konusu toplumumuzun en önemli yaralarından biridir. Bu duyarlı post için teşekkürler..

gülsen VAROL dedi ki...

Aynı sorunları ablamın torununda yaşadık sevgili Çınar.. ve maalesef bizim şansımıza bir İrfan hoca düşmedi!!
Bugün Feriha Laçin Hastanesindeyim tüm doktorlar neredeyse 8 aya yakın maaşlarını alamadıklarından, kayıt memuru bile ev kirasını dahi ödeyemediğinden şikayetçi idiler.. Meşhur(!) doktorla grubu bu hastaneyi de ele geçirecek sonunda diyorlardı.. Ayrılan ayrılana..
Sistemli bir şekilde sağlık teşkilatı da hukuk-eğitim ve emniyet gibi dejenere edilmekte.

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Bırakıyorlar maalesef arkadaşım, zorundalar!
Bu arada onlarla çok içli dışlı olduğumdan ne kadar zor durumda olduklarını gördüm, dertleştim ve hatta "durup dururken eşimin fıtığını bu yüzden mi aldınız" dediğimde gülümsediler:)