İki katlı bir evin balkonundan koca bir paket ve fotoğraf albümü atıyor çocukluk arkadaşım Zehra, oğlu Yılmaz’a. Yılmaz peşimden koşturuyor.
“ Teyze, bu albümdeki fotoğraflara bakmanı istedi Annem”
“Bakamam, şimdi. Gitmem gerek geç kaldım, başka zaman geldiğimde bakarım”
“Sonra olmaz. Al götür, baktıktan sonra ben gelir alırım”
“Allah Allah, bu da ne şimdi, şartmı bakmam.” Zaten koca bir paket vermiş kucağıma ne olduğunu bilmediğim… Albümü alayım derken düşüyor. Kat kat uzayıp giden çarşaf gibi birşey oluyor. Bu sefer iyice kızıyorum ama sesimi çıkarmadan torlayıp toparlayıp alıyorum kucağıma. Eve kadar nasıl taşıyacağım şimdi ben bunları diye söylene söylene gidiyorum.
……………………………
Ulus’ta Şehir çarşısı’nın önünde kaldırımda yürüyorum. Hava kararmış sokaklar bomboş. Sağa sola bakmaya korkarak, ürkek ürkek yürürken, kırmızı spor bir araba duruyor yanımda. Ben iyice korkup kaçmaya başlıyorum. Araba caddede patinaj yaparak kendi etrafında dönüp hızla uzaklaşıyor.
…………………………………..
Dün kuzenime gittim. Evden çıktığımda hava gayet güzeldi. Şemsiye almamıştım dolayısıyla yanıma. Balgat’a geldiğimizde bardaktan boşalırcasına yağmur yağmaya başladı. Minibüsten indiğimde ise, artık kovadan, şarr diye boşalıyordu yağmur. Spor pabuç giymeye alışık ayacıklarıma giymişim topuklu ayakkabıları, yağmurun oluşturduğu göl ve ırmakçıklara bata çıka yürüyeceğim diye uğraşıyorum. Bir taraftan, şık şıkıdım incecik giyinmişim üşüyorum. ( Neyse ki, akşam dönüşümü düşünerek keten astarsız yazlık bir ceket almıştım yanıma.) Minibüsten inince çantamı başımın üstünde tutarak yürürsem ıslanmayacağımı mı sandım bilmem. Caddenin karşısına geçene kadar sırılsıklam olmuştum. Bir araba durdu yanımda. Camı hafifçe açan bayan “ıslanmışsınız gideceğiniz yere bırakalım buyrun” dedi. Hiç ikiletmeden öyle bir atlayışım var ki arabaya… Kuzenimle aynı apartmanda, üst çaprazında oturuyorlarmış tesadüfen. Karı koca ud kursundan geliyorlarmış. Çölde su bulmuş bedevi gibi mutlu etti bu iylikleri beni. Binlerce teşekkür ettim…
……………………………….
Şimdi bir çingene mahallesindeyim. Evime gitmek istiyorum ve bunun için dolmuş durağı arıyorum. Yine hava karanlık ama sokaklar çok kalabalık. Kara suratlı kara gözlü insanlar dolu etrafta. Burası hiç bilmediğim bir semt nasıl geldim ben buraya diye düşünüyorum korku içinde. Kirli suratlı boncuk gözlü bir oğlan çocuğu “durak şurası teyze” diyor. Durakta beklemeye başlıyorum ama ortalıkta ne bir minibüs ne başka bir araç var, yalnızca insanlar. Bir de bakıyorum çantam, cüzdanım yok, çaldırmışım. Ne yapacağımı bilemeden yürüyerek tanıdık bir yere ulaşmaya çalışıyorum.
…………………………………
Ailecek iyice alıştık, sürekli birşeylerimizi çaldırıyoruz. şu yazımda evimizin soyulduğunu anlatmıştım. Bir ay kadar önce Mert Türkiye turnesine çıkmıştı. şurda Eskişehir’de konser verirlerken kuliste çantasından mp3 ve cüzdanı çalınmış ve cep teleponunu da parçalamış atmış hırsız (modelini mi beğenmedi ne? ) Cüzdanıyla birlikte; nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, öğrenci kimlik kartı da gitti tabii… “Olsunmuş” rüya gibi geçmiş konser :) Dedim ya alıştık biz, doğal gelmeye başladı artık :(:)
………………………………….
Garip, içi içe hangi evin nerde başadığı hangi evin nerde bittiği belli olmayan evlerin içine dalıyorum. Maksadım, bir evden ötekine geçerek bu mahalleden çıkmak ve bildik bir yerlere ulaşmak. Kafe gibi bir yerde oturan kızlı erkekli bir grub gözüme çarpıyor. Öyle neşeliler öyle mutlular ki korkumu unutup onları izlemeye başlıyorum. Sonra bir anda onların yanında kalmaya karar veriyorum. Çingene bir genç kız beni evine götürüyor. Evi inceliyorum; kir pas içinde sıvaları dökük bu eski ev çok hoşuma gidiyor. Ne sıcak ne sevimli bir yer diye düşünüyorum. Tam; tahta bir merdivene tırmanıyordum ki, karşı damda kurdukları yer sofrasında yemek yemek için…
Mutfaktan “ kahvaltı hazır hayatımm! “ diye seslenen Merih’in sesiyle uyandım.
Deerrrmişimm !!!
Hah hah ha ha…
(Bu kahkaha, bu son satırları okuyan Merih’in söyledikleri üzerine atılmıştır:))
20 yorum:
İlahi Çınar hanım...Çok hoştu.
Merih Bey'e de sevgiler saygılar.
Çınar Ablacım,
Hemen her gece rüya görürüm ve hepsini de en ince ayrıntısına dek hatırlarım. Sonra da birileri hayra yorsa, söylese neye alamet olduğunu diye annemden başlayıp en yakın arkadaşımda biten rüya yorumları zincirine başvururum :)
Elde var sıfır :)
Senin rüyalarına da hayırdır diyelim, hayır olsun ablacım. :)
Uyurken dikkat et, üstün fazla açılmasın :)
Sevgilerimle.
Rüyalar gerçeklerin tohumlarıdır Çınar'ım... Hepsi rüya değildi sanırım.
Sevgilerimle...
İkinci kez okuduğumda gerçekle rüyayı ayırmayı başardım:))
Hayırdır inşallah, sanırım yakında bir yolculuk var yada biri sana araba hediye edecek. Yani sadece benim rüya tabirim.
Yağmurun bereketi evine yansısın ve hiç eksik olmasın Çınar'cım.
Sevgiler ve eşine saygılar...
:))) Teşekkürler ramazan bey
Bizden de size ve eşinize sevgi ce saygılar
Sittirella'm:)))))
Sevgiler
aysema'm; Kuzenime giderken yağmura yakalanışım ve bir karı-kocanın arabasına hiç itirazsız atlayışım, Mert'in konser sırasında cüzdanını çaldırışı gerçek. Diğerleri rüya hem de hepsi aynı peşpeşe gece gördüğüm rüyalar:))
ve tabii, Merih'in kahvaltıyı hazırlayıp beni uyandıran sesi sadece bir hayal:) (hakkını da yememek gerek bazen yaptığı da oluyor)
Sevgiler
Nur'um :))) özellikle çok belirgin yazmadım. Sanki yaşadıklarım rüyama yansımış gibiydi. Ve yatmadan önce çingenelerin hayatını anlatan dizi üzerine konuşmuştuk. Çok etkilenmiş olmalıyım:))
Güzel dileklerine teşekkürler canım
Sevgiler sana ve tüm ailene
Ben zaten hanımların rüyalarına ve rüyalarındaki detayları hatırlayışlarına ve de etkisinde kalışlarına hastalık derecesinde hayranımdır. Hep olduğu gibi seni de hayranlıkla dinledim Çınar. Hayırlara çıksın. Bana da hareketli bir nesne var gibi geldi. Hadi bakalım.
Sevgiyle...
Ali bey; :))) haklısın, hanımlar hem çok rüya görür, hem de hiçbir detayı atlamaz en ince ayrıntıya kadar hatırlarlar. Sabah kalkar kalkmaz başlarım anlatmaya, "sen film mi izledin gece kalkıp ta, bu nasıl rüya bitmek bilmiyor" der Merih. O hiç rüya görmez:)
Yeniden yazmaya başlamışsın blogunda çok sevindim. Okumaya doyamadığım öykülerini bekliyorum.
Sevgiler
Rüyaların tersi çıkar derler Çınar hanım :) Ben de Merih bey gibi rüya görmeyenlerdenim, görsem de sabaha unutanlardan....
İyi bir hafta dilerim.
Herkese sevgilerimle..
Çınarcığım çok hoştu gerçekten. Ben de çok rüya görenlerdenim. Bazen rüyalar gerçek bazen de gerçekler rüya haline dönüşüp bizi şaşırtabiliyor.
Rüyaların hayırlara vesile olsun Çınarcığım.Sevgilerle !
önce hepsi gerçek yaşanmışlıklar diye düşünürken rüya olduğunu anlayınca ferahladım o kadar güzel bir anlatım dı ki zevk alarak okudum sevgilerimle..
JİVAGO; erkekler genelde rüya görmüyorlar sanırım ya da görseler bile önemsemiyorlar. Biz bayanların uyumaktan amacı rüya görmek sanki. Acaba bu gece ne rüya göreceğiz diye mi uyuyoruz acaba:)))
Teşekkürler, size de iyi haftalar
Sevgiler
ÇOBAN YILDIZI'm; bütün bayanlar çok rüya görüyor sanırım.
Rüyalarımız hayra çıksın:)
Sevgiler
bilge'm; bir kısmı gerçek bir kısmı rüya idi içiçe yazdım 'muzurluk':) olsun diye.
Teşekkürler canım
Sevgiler
Hayirdir insallah diyelim de, hayir ciksin rüyalarin canim benim... Ben de aynen senin gibiyim, sabah uyandigimdaki ruh halimden esim ne rüya gördügüm konusunda tahmin yapar ve mutlak surette de tutturur... Hepsini de hatirlarim... Hatta bazen, görecegim rüyalari merak ederek, heyecanla dalarim uykuya... Ben halimden cokkkk memnunum.... Saniyorum ki sen de öyle..... Sevgilerimle, mutlu rüyalar...
Off yaa ben de cok ruya gorurum Cınar ablacım..neler neler.
hayırdır ınsallah ..:))
Sevgılerrr
Başlığı okumasaydım ''Neler oluyor?'' diyecektim :))
Her biri ayrı güzeldi.Bazıları gerilimle dolu..
Kısa metrajlı birer film gibiydi Çınarcım...
Bu gece de bir peri kızı olup masal diyarlarında gezmen dileğimle..
Sevgiler...
Zeugma'm; hoşgeldin merakta bıraktın, neyse ki endişe edecek bir durum yokmuş.
Dileğinin gerçek olmasını dileyerek derhal yatağa gidiyorum:)))
Sevgiler canım
Yorum Gönder