Ortaokuldaydım sanırım, Vadideki Zambak’ı (Honore De Balzac) okuduğumda…
Romanın konusuyla ilgili hemen hemen hiçbir şey kalmamış aklımda. Çocuktum ne kadarını sindirebilmişimdir ki, ne kadarını anlamışımdır. Ama daha o yaşlarda bile elime ne geçse okurdum . Annem çok kitap okurdu bu nedenle de kitap mecmua fotoroman (resimli roman) hiç eksik olmazdı evimizden. Bazılarını da yasaklardı bana, “bu sana göre değil birkaç yıl sonra okursun” diye. O öyle der de ben rahat durur muyum? İlle de okumalıyım o kitabı kendim görmeliyim nesi bana göre değilmiş. Annem evden çıkar çıkmaz kitabımı defterimi bir tarafa fırlatır otururdum yasaklı kitabın başına.
İşte; Vadideki Zambak’ı da o yaşlarda okudum… İçeriğini hiç hatırlamasam da, o zamandan beri, her bahar zambaklar açtığında, romanda betimlenen zambaklarla bezeli o tepe ( romanda öyle bir tepe vardı sanırım:) ve kendini o tepede hayal eden küçük bir kız gelir gözlerimin önüne; gözlerini kapatıp, kollarını iki yana kocaman açmış, serin serin esen, estikçe saçlarını savurup karıştıran, yüzünü tatlı tatlı okşayan rüzgara kendini bırakmış, mis kokulu zambakların arasından, yamaçtan aşağıya uçarcasına koşan o küçük kız… Her bahar, açmış bir zambak gördüğümde gülümserim; sisler arasından beliriveren, beni habersizce bırakıp gitmiş o çocuğa, buğulu kırgın gözlerle…
Bugün yürüyüşten dönerken zambak gördüm yine. Naif dilim dilim mavi yapraklarıyla gülümsediler anılardan bana. “Aa zambaklar açmış” dedim yanımdaki arkadaşıma. Tam çocukluğumdaki aynı manzara gözlerimin önüne gelmiş ben aynı hayale dalacakken… “Olur mu canım? o susam çiçeği, zambak başka bir çiçek” dedi…
Ben şimdi her bahar susam (mavi zambak) gördüğümde , o küçük kız gelir mi artık gözlerimin önüne :)) Hain arkadaşım hayallerimi yıktı:))
16 yorum:
Nedense banada aynı fotoğrafı çağrıştırır "Vadideki Zambak" kitabı. O zamanlar altın klasik kitap serileri vardı, ne güzeldi.
Birde foto romanlar, mecbualar. Sanki başka bir yaşam tarzıydı o yıllar. Anlamı olan, tadı olan.
Gittim yine eskiye Çınar'cım teşekkürler canım.
(Bu günlerden hiç hoşnut değilim de!)
Yasaklanan şeylerin çocuklarca merak konusu olup, gizlice keşfetmenin cazibesini hepimiz yaşadık Çınar hanım. Vadideki Zambak da anılarımızda kalmış güzel bir klasiktir. Hatırlattığınız için teşekkürler..
Sevgilerimle
Nur'cum; aşağı yukarı aynı dönemin, kısıtlı yaşamları bol hayalleri olan çocuklarıyız. Ondandır romanın sende de aynı fotoğrafı çağrıştırması.
Çok farklı bir yaşam tarzıydı o yıllar tabii.
Gizli gizli her fırsat bulduğumda fotoromanları sıraya koyup, bir romanı sonuna kadar okur bitirirdim Annem eve gelmeden. Kızardı çünkü daha küçüğüm diye:)
Neden hoşnut değilsin Nur'cum? Önemli bir nedeni yoktur umarım.
Sevgiler
JİVAGO; evet büyükler yasak koydukça çocuklarda keşfetme arzusu artıyor:)
Çok birşey hatırlamıyorum yeniden mi okusam acaba:)
Sevgiler
Aaaa, benim de hayallerim yıkıldı. Bu yaşıma kadar ben de o mavi çiçekleri zambak diye biliyordum. Ben gene öyle bilmeye devam edeyim en iyisi. Bu yazıyı okumadım, o fotoları görmedim, duymadım, bilmiyorum:))
Vadide'ki Zambak'ı ben de okumuştum ama ne hikmetse senin gibi hiç hatırlamıyorum konusunu.Bu kitabın özelliği mi yoksa :))
Ama yazarının adını hiç unutmam:
Honore De Balzac.. İlginç gelmiştir hep bu ad bana...
Ama ama..Arkadaşın benim hayallerimi de yıktı şimdi..
Yani şu ilk fotoğraftaki zambak değil miymiş?? Hadi yaaa??? :(
Susum çiçeği de nereden çıktı? İlk kez duydum..
Sen ona benden selam söyle. bence tam tersi Çınarcım :)
Sevgilerimle...
cenebaz'ım; :))sen üzülme canım internetten baktım o mavi çiçekler Susam çiçeği(mavi zambak) diye geçiyor çokta yanılmıyormuşuz aslında. Hayallere devam:)
Sevgiler
Zeugma'm; gerçekten çok ilginç. Ben de romanın konusunu hatırlamıyorum ama yazarını hiç unutmadım.
Sevgili Çenebaz'a yazdığım gibi susam çiçeğinin diğer adı mavi zambak mış. Hayalere devam:))
Sevgiler canım
vadideki zambakı bende okudum , zaten klasik bi kitapdır okumayan yok gibi ama entresan olan bende hatırlamıyorum :)
иαℓαи'cım; bu demektir ki, konusu çok etkileyici değildi:)) romandan, zihinlerde zambaklar içinde bir tepe kalmış en etkileyici yanı o tepeymiş:)
Sevgiler canım
İyi pazarlar annecigim :D
Zambak zambak açıl susam açıl.
Nostaljik çiçekleri ve romanları seviyorum,sizi de seviyorum :))
(Damat adaylarına ıyı bakınız lutfen
efenım.:)
ayşegül'üm; ben de seni seviyorum. Bakınca çılgın, görebilene içinde inci saklı kızım...
Çok iyi bakacam da, bulabilsem:)
Sevgiler
Çocuklara okumaları gereken kitapları yasaklayıp, "yasaklara ilgi" den dolayı okumalarını sağlamak, güzel bir düşünce.
Zambaklar sadece bir çeşit mi ki. Sanırım çok çeşidi vardır. Gerçek şu ki bayanlar "çiçeklere ilgi" konusunda çok ilerdeler galiba.
Gönlünüze sağlık.
arkadaşınıza mutlu seneler ve dostluğunuzun bir ömür boyu sürmesi dilegiyle
sevgiler
Siz ne kadar şanslıymışsınız. Sadece susam ve zambak değişimi olmuş. Bense " susamları çok seviyorum, bahçeme dikmek istiyorum" dediğimde bana "ne susamı onlar mezar zambağı, ev bahçesine dikilmez ki" denmişti. Düşünsenize, o zamandan beri bahçeme dikemiyorum bu güzel çiçekleri.
sarkaç; hoşgeldiniz
Bir çiçeği sadece mezarlıklara yakıştırmak ne kötü. Bizim sitemizde zambak dolu. Aldırmayın onu söyleyenlere. Bence rahatlıkla bahçenizi süsleyebilirsiniz bu güzel çiçekle.
Sevgiler
Yorum Gönder