2 Kasım 2009 Pazartesi

İMDATTT ! ! !

 

3821527362domuz1

 

 

Ben anladım.. !   Bunlar toptan delirmemizi istiyorlar bizim…

 

 

Canımızın derdine düşelim, bizzat kendi derdimizle uğraşalım ki;  etrafımızda neler dönüyor,ne oyunlar oynanıyor üzerimizde diye düşünmeyelim. ülke sorunları, ekonominin durumu, kim neyi ne kadar götürmüş, daha neler verilecekmiş, bunları düşünmeye hiç zamanımız kalmasın. Öyle ya, can kişinin kendi canı.  Önce can sonra canan.  Sağlık endişesi olanın, gözü başka birşey görür mü?

 

 

Tv de domuz gribi aşısı geleceğini duyduğumun tam da ertesi, ya da 2 gün sonrasıydı ki;  ülke domuz gribinden patır patır dökülmeye başladı. “Allah Allah, nasıl da bildi hayvan aşı aldığımızı da, aşı gelmeden ne kadar can yakarsam kar” dedi.  E olabilir tesadüf dedik. Hayvan gitti, doğru ilkokul öğrencilerine musallat oldu(şimdi artık büyükler de hasta(?))  Bu arada ülke domuz gribinden dökülmeye başlamadan bir gün önce,dağdakileri karşıladık çiçeklerle davul zurnayla,kahramanlar gibi. Ayıp olmasın diye bir iki soru sorduk bıraktık 34 kişiyi.(sorulardan biri,herhangi bir silahlı örgüte üye misin? şaka yapıyorduk tabi,onlar çiçek toplamaya çıkmışlardı dağa. Ben bilmem Uğur Dündar öyle dedi.)  Halk ayaklandı Şehit aileleri yıkıldı.  Madalyalarını protez bacaklarını fırlattılar acılarından kahırlarından. Hah! işte, bir de bunun  ertesi günüydü domuz gribinin ülkede can almaya başlaması. E bu da tesadüftü zahir…

 

 

O kadar yazıldı çizildi ki, artık aşısından, olmalı mıyız, olmamalı mıyız?  bunları hiç yazmayacağım. Tüm toplumun kafası sürekli bu haberleri izlemekten, bununla yatıp bununla kalkmaktan haddinden fazla karışmış durumda. Üstelikte neredeyse, “eğer aşı olmazsanız, hastalığın yayılmasından sorumlu olursunuz“ anlamına gelebilecek açıklamalarla, bir de insanların vicdani rahatsızlık duymalarına neden olunurken, ben bu konuda fazla birşey yazıp ta iyice hasta etmeyeyim kimseyi… Dee…

 

 

Bir de GDO  çıktı pat diye; dedim ya gözümüzü açmamıza  izin vermiyorlar, delireceğiz yakında toptan… Devlet GDO  lu ürünlerin girişine izin verdi…

 

 

İnternetten araştırdım tam olarak nedir bu GDO diye, çok kısa olarak paylaşmak istedim öğrendiklerimi.

 

 

GDO nedir?

Bir canlının gen diziliminin değiştirilmesi ya da ona kendi doğasında bulunmayan bambaşka bir karakter kazandırılması yoluyla elde edilen canlı organizmalara "Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar", kısaca GDO adı veriliyor.(Frankeştayn gıdalar)
Bir canlıdan diğerine gen aktarımı, bir çeşit kesme,yapıştırma ve çoğaltma işlemi olup, genetik mühendisleri tarafından uygulanıyor. Aktarılacak gen önce bulunduğu canlının DNA sından kesilerek çıkarılıyor.Sonra vektör adı verilen taşıyıcı virüs ile bu gen DNA molekülüne yapıştırılıyor.

 

 


Neden GDO ya Hayır.

 


Canlılar üzerinde yapılan bu değişiklikler; canlı sağlığı,biyolojik çeşitlilik,ekolojik dengenin bozulması,ekonomik bağımlılık,canıların yaşam hakkının elinden alınması ve canlılar üzerinde mülkiyet hakkı tanınması açısından önemli tehdit ve riskler taşımaktadır.

 

 


GDOların Tehdit ve Riskleri


1. Biyolojik Çeşitlilik, Tarımsal Biyoçeşitlilik ve Doğal Dengeye Etkileri
Yerel türler tehdit altında.

Hastalık ve diğer zararlılara karşı dayanıklı olması için genleriyle oynanmış bir buğday türünün belki verimi yüksektir ama, bir hastalık ya da zararlı sayesinde o türün yok olması ve dünyada artık başka bir buğday yetiştirilmediği için buğday ırkının tamamen ortadan kalkması gibi bir felaketi beraberinde getirebilir mesela.

 


GDO ların aktarılmış genleri çevresinde geleneksel yöntemle üretilmiş ürünlere geçebilmektedir. Arılar, kuşlar, böcekler ve rüzgar gibi tozlaşmayı sağlayan etkenler GDO lu polenleri komşu tarlaya taşıyor ve oradaki üründe de genetik değişikliğe yol açıyor. "GEN KAÇIŞI"
Birkez gen aktarımı başlatılınca genetiği değişmiş ürünün, genetiği değişmemiş
ürünlere bulaşması -ileriki nesillere de aktarılacağından- önlenemez hale gelmektedir.

 


Yararlı böcekler yok oluyor. Zararlı böceklere karşı dayanıklı olmalarını sağlamak için bazı bitkilere aktarılan toksin (zehir ) karakterli genler o böcekleri yiyen yararlı böcek türlerinin de yok olmasına neden oluyor.
Yabacı otlara dayanıklı genlerin aktarıldığı bitkilerin diğer canlılar ( uğur böceği) üzerinde öldürücü etki yaptığı gözlendi ( Steinbrecher,1996)

 


Böceklere ve yabancı otlara dayanıklılık geni aktarılmış bitkiler, zamanla o böcekler ve yabancı otlarda dayanımı arttırdığı için çok daha fazla tarım ilacı kullanılmasına yol açabiliyor.

 

 

 
İNSAN SAĞLIĞINA ETKİLERİ


GDO lu bitkiler yüksek allerji riski taşıyor. 11 Aralık 2003'te Rusya'da bir gurup bilim adamı son üç yıl içerisinde allerji belirtisi gösteren hastaların sayısında 3 kat artış olduğunu ve bunun altında yatan nedenin Genetiği Değişmiş Ürünler (GDÜ) tüketimi olabileceğini açıkladılar.

 

 


Toksik (zehirleyici ) Etkiler

(1980 lerin sonunda bir Japon firması triptofan adlı bir aminoasidi bir bakteriye ürettirerek besin takviyesi olarak ABD de satışa sundu. Aylar içinde ürünü kullanan kişilerde sinir sistemini etkileyen, kas ağrıları ve kandaki bazı hücrelerin sayısında artış ile seyreden eozinofili-miyalji sendromu ortaya çıktı. Yapılan incelemne sonucu genetiği değiştirilmiş bakterideki artmış triptofan üretiminin toksik bir yan ürün oluşumuna yol açtığı ve sendromun toksik madde nedeniyle ortaya çıktığı anlaşıldı.)

 

 

Antibiyotiğe Karşı Dayanıklılık Oluşturması


GDÜ lerin üretimi sırasında belirteç gen olarak kullanılan antibiyotik direnç genlerinin en büyük tehlikesi, ortamda bulunan bakteriler aracılığı ile yayılması.
Bu tür ürünleri tüketen canlının sindirim sisteminde bulunan bakterilerin, o ürünün yapısında bulunan antibiyotik direnç genini alması mümkün.

 

 


Bt nin ( Bacillus thuringiensis) etkileri


Tarımda uzun zamandır böcek öldürücü olarak kullanılan Bt spreyi toprakta parçalanıyor. Ayrıca tüketilen ürün yıkanarak Bt spreyinden arındırılabiliyor. Ancak Bt geni aktarılmış ürünlerde Bt toksininin parçalanması ya da ürünün yıkanarak temizlenmesi söz konusu değil. Bu durumda Bt toksini bütün etkisini ürün tüketilene kadar, hatta belki de tüketildikten sonra da sürdürüyor.

 

 


Sağlıksız Hayvanlar ve Hayvansal Ürünler


Örneğin süt verimini arttırmak için ineklere GDÜ lü ürünler veriliyor. Bu hayvanların sağlıkları bozuluyor.Meme enfeksiyonları, rahim, sindirim sistemi bozuklukları, yumurtalık kistleri görülüyor. Gebelik oranı düşüyor.Antibiyotik kullanma sıklığı artıyor.

 

 


Bilim insanları ayrıca iki tür potansiyel tehlikeye dikkati çekiyor; durgun virüsleri yeniden harekete geçmesi ve virüsler arasında yeni bulaşıcı diziler oluşturabilecek kombinasyonlar!...


Sağlıksız Beslenme ve Yol Açtığı Sorunlar


Sadece verimli ve dayanıklı birkaç ürün yetştirilmesine yol açan GDO ların yarattığı en büyük tehlikelerden biri de gen çeşitliliğinin yok olmasıyla birlikte insanları tek tip gıda almak zorunda bırakıyor olması.
Tek tip gıdalar insanların sağlıklı ve dengeli beslenmesini engelleyecek. Bu durumda tek tip beslenmeye mecbur kalacak olan yoksullar sağlığını yitriyor, maddi imkanı iyi olanların da gıda takviyeleri, tedavi yöntem ve ilaçlarına büyük miktarda para harcaması gerekiyor.

 

 


Yaşam patentlenemez !

GDÜ lerin ekonomik olarak getirdiği en büyük sakıncalardan biri bu ürünlerin patent hakkının tüm dünyada birkaç çok uluslu şirketin elinde olması.Bu çalışmaları yapan şirketler en büyük kazançlarını patent bedeli tahsil ederek sağlıyorlar.Çiftçi terminatör genlerle kısırlaştırılan tohumları her yıl yeniden almak zorunda kalıyor. Bu da çiftçiyi çok uluslu tohum üreticisi şirketlere bağımlı kılıyor.

 

 


Dünyanın önde gelen GDO üreticisi firmalardan tohum alan çiftçilerin ürünlerinin verdiği yeni tohumları tarlalarına ekme hakları yok. Üretici firmalar bu tohumların korsanlığını yapanların önüne geçmek için komşu ispiyonu gibi en basit yollardan dedektif tutmaya kadar her yola başvuruyorlar. Bu güne kadar 100 çiftçi mahkeme sürecinden kurtulmak için ürünlerini yaktı, üretici firmaya tazminat ödedi ve banka hesapları incelemeye alındı.

(internetten)

32 yorum:

Fıkra Sevenlere dedi ki...

Günceli yorumlama izleme adına güzel incelem yazısı olmuş, teşekkürler. Ayrıca gelişmeler de düşündürücü.. Doğanın insanlaşması dedikleri bu sanırım.. Selamlar..

Özgür dedi ki...

Ülkemizde son 6 yıldırşöyle bir politika var, önce bir gündem yaratılıyor herkesin ilgisi o yöne çekiliyor, ortalığı bulandırıyorlar, sonra da tüm Türkiye'nin şikayet etmekte hemfikir olacağı bir yasa tasarısını meclisten geçiriyorlar.

Yani birleşsek bin tane bu şekilde meclisten geçmiş yasa buluruz.

Hani şöyle bir slogan vardı hatırlar mısınız,
Durmak Yok Yola Devam.

Harbiden de devam be. Hiç durmak bilmiyorlar.

Ha bu arada bir ürünün GDO'lu olduğunu biliyorsanız sakın kimseye söylemeyin çünkü YASAK...

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Sabrımızı sınıyorlar Çınar'cım,
Almanya'nın, kansorejenli bulduğu armutları iade edilmesinin ardından bollaşan armutları insafsızca halka yedirenler sırf hasta olmasın diye domuz aşısı yaparlarmı millete?
Çocukluğumuzda çoşkuyla okuduğumuz bugünün çocukları bile çoşkuyla okuduğu "Andımız"ı okullarda okutulmaması için imza kampanyası düzenleyenler ki!!!ü
Haklısın delirtmeye çalışıyorlar bizleri.

Bir evvelki postunda çok güzel resimlerle dolu, bu bayram o kadar gelmek istedim Ankara'ya ama olmadı, bence bu bayramda Türkiye'nin neresinde olursak olalım yerimiz Anıt Kabir olmalıydı. Üzgünüm!
Sevgilerimle

aysema dedi ki...

Baktılar çıldırmıyoruz, aşıyla uyuşturup, genleri bozulmuş yiyeceklerle bizi biz olmaktan çıkarmaya çalışıyorlar.

Bugün ben de aynı konuyu yazdım Sevgili Çınar...

sünter dedi ki...

Dün gazetede okumustum bu GDO ürünlerinin giris iznini. Kanim dondu. Daha detayli bakacaktim ki sen yazmissin zaten.
Okudukca daha da kanim dondu. Kac yönden isliyorlar. Topraklar toprak olmaktan cikacak,insanlar ilaclara bagimli halde yasiyacaklar ki zaten simdiden öyle.Zaten bu domuz gribini ve bir cok virüsü de büyük ilac firmalarinin dagittigi bir gercek. Hatta griplere degisik degisik isimler takip ortaligi velveleye vermeleride bunun bir kaniti.
Aslinda kimse de inanmiyor ama gidip pasa pasa asilarini oluyorlar.Dedigin gibi ise cocuklardan girdiler.

Bosuna degil bizim gibi ülkelerin önüne bir alt kimlik üst kimlik,
olmadi, türban,din meselesi attilar biz didisip dururken ati alan üsküdari geciyor iste.
Öptüm

aslan dedi ki...

İnsanoğlu kadar garip bir yaratık yok Çınar hanım.Önce biçimlendirir,
yaratır; ardından yok eder. Kapitalist sistemin,sermayeyi
korumak için yaptığı son örneklerden birkaçı... Tıpkı G3 telefonlarının,eskimiş teknolojisiyle Türkiye'ye ithali gibi.(Batı,yenisini kullanıyor..)
Dostlukla...

Çınar dedi ki...

Fıkra Sevenlere; teşekkürler, evet sanırım çok düşünmemiz gereken şeyler yaşıyoruz uzun bir süredir, öyle hızlı değişiyor ki gündem, bir gün önceki gelişme diğer gün önemini yitiriyor çünkü çok ilginç(!) başka gelişmeler yaşanıyor.

Sevgiler

Çınar dedi ki...

mr_lonely; 6 yıldır bize 'cambaza bak' diyorlar biz yukarı telde yürüyen cambaza bakarken onlar aşağıda biz farketmeden birçok şeyi değiştiriveriyorlar, farkettiğimizde de gündem yeni bir olayla sarsılmakta oluyor çoktan...

Bir de;
Bir ürünün üstüne "GDO lu değildir" yazmak yasak. Neden..? Haksız rekabete neden oluyormuş (!!!)

Sevgiler

Çınar dedi ki...

Nur'cum; ya değil mi? O armutları yedirirken bizi hiç düşünmediler ama aşı konusunda çok hassaslar(!).

Canım; sağlık sorunların olduğunu biliyorum, yoksa Ekim ayında Ankara'ya gelmek istiyorum demiştin hatırlıyorum ama hiç sesimi çıkarmadım hastasın diye. Umarım daha iyisindir artık ve kendini iyi hissedersen 10 Kasım'da Anıtkabir'de olabiliriz. Seni evimizde konuk etmekten de çok mutlu oluruz ailecek.

Sevgiler sana ve tüm ailene

Çınar dedi ki...

aysema; Şimdi yorumunu okudum geldim:) Çok güzel hazırlamışsın ellerine sağlık.

Dilek'cim, öyle çok oyunlar oynandı ki tarih boyunca bu ülke bu ulus üzerinde. Bir türlü dize getirmeyi başaramadılar. Baktılar olmuyor, kalleşçe, genlerimizle oynayıp bizi insanlıktan çıkararak yok etmeye karar verdiler.
Ama bir konuda başardılar, sessiz tepkisiz yılgın ezik bir toplum olduk. Sesimiz çıkmıyor, çıksa da elimizden birşey gelmiyor,gelse de yaptırıcılığı olmuyor. Ne yapmalıyız? Biz bu gidişattan hiç memnun değiliz,bunu nasıl duyurmalıyız bilemiyorum:((

Sevgiler

Çınar dedi ki...

sünter; gelişmelere, dehşetle kanımız donarak bakıyoruz hep beraber. Hiçbir mantıklı açıklaması yok olanların,ya da bizim mantık sınırlarımız dışında birşeyler oluyor bu ülkede.

Domuza kuşa düşman olup oturuyoruz:) Asıl düşmanın kim olduğunu araştırmak yerine.

Haklısın alt kimlik üst kimlik gibi ayrıştırıcı kavramlar pompalandı topluma biz onlarla oyalanırken de asıl amaçları doğrultusunda hızla çalışmalara devam ediyorlar...

Çınar dedi ki...

aslan bey; çok haklısınız, önce biçimlendirir yapar yonra yok ederiz.

Eskimiş teknolojiyle G3 telefonların yayılması, herkesin(!) bu telefonlardan alması için, nerdeyse baskı niteliğinde,her an tekrarlanan reklamlarla insanlara pompalanıyor:((

Sevgiler

Bugday Tanesi dedi ki...

Bu konularla ilgili özellikle GDO kısmıyla ilgili ben de minik çapta bir araştırma yapmıştım ve yazmıştım.Dehşete düştüm,neler dönüyor diye ağzım açık kaldı.Peki nedir bu,hepimizin aşırı titizlikten ötürü ölmemizi mi istiyorlar?Amacı anlamış değilim.Yoksa arttıran biz de bir yılan gribi çıkaralım...

WarhaWk - Cenk dedi ki...

Sevgili Çınar Abla,GDO'lar konusu,on yıldır kamuoyunu aydınlatmak için çırpınan demokratik kitle örgütleri,çevreci kuruluşlar,
meslek örgütleri,tüketici kuruluşları ve bilim adamlarının çabalarına rağmen,Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın iş bilmez devlet memuru ağırlıklı bir Komite'ye bırakılmıştır.Bakanlık, risk değerlendirmesinin, 11 kişilik bağımsız, bilimsel, teknik komite tarafından yapılacağını belirtmektedir. Oysa Yönetmelik, uzmanlar listesinden Bakanlık tarafından seçilecek Komite‘nin, TAGEM, TÜGEM, KKGM temsilcileri yanında üniversite, TÜBİTAK ve araştırma enstitüleri temsilcilerinden oluşacağını belirtmektedir. Gerek uzmanlar listesinin niteliği, gerekse hem uzmanlar listesinin hem de Komite‘nin Bakanlık tarafından seçilecek olması, bu organizasyonun bağımsız, bilimsel, teknik sıfatlarını daha baştan ortadan kaldırmaktadır.

Hükümet sözcüsü Cemil ÇİÇEK‘in de ifade ettiği üzere, GDO‘lu tohumların ekimini serbest bırakmaya çalışması, kamuoyunu yanıltma girişimlerinin açık göstergeleridir. Türkiye'deki bütün ulusal güçler olarak GDO'ya HAYIR diyoruz.
Saygılar , Cenk

Çınar dedi ki...

Bugday Tanesi;hepimiz dehşet içindeyiz canım.Aşırı titiz, paranoyak bir toplum haline geleceğiz,yetmeyecek, konumuz komşumuz sevdiklerimizle öpüşüp tokalaşamayacağız. Yakındır,kimseyle görüşmeyin evde oturun demeleri. Öyle korkacağız ki hastalıktan, oturacağız evimizde kimseyle ilişkimiz kalmayacak:(:(

Sevgiler canım

sufi dedi ki...

Çınarcım;"AAAaaaaa!!! kuşa bak kuşa bak!" diyorlar ama senin de dediğin gibi her gün yeni bir gündemle bizi oyaladıklarını sanıyorlar.Amaç Türkleri dünya haritasından silmekse biz "BİR gider BİN geliriz"unutmasınlar.

Çınar dedi ki...

Cenk'cim; uzun ve aydınlatıcı yorumuna teşekkürler, üstüne söylenecek fazlaca birşey yok.

GDO ya hayır...

Sevgiler

Çınar dedi ki...

Sufi'cim; bizi haritadan silmek isteyenler, tarih boyunca yaşadıkları örneklerden biliyorlar bir gidip bin geleceğimizi. Ondan olsa gerek ki toptan çözüm arıyorlar:( Ama bu kez de avuçlarını yalayacaklar bunu umuyor ve inanıyorum...

Sevgiler

MELİS dedi ki...

Sevgili Çınar abla;birileri değil,
bazıları (karınca misali)yıllardır bağırırken;diğerleri ağustos böceği
gibi,güzel nağmelerle şakıyordu.
Sessiz çoğunluğumuz iş kapıya
dayanınca,iş işten geçtikten sonra
uyanıyor.Bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyeti artık çok gerilerde kaldı,kalmalı...Bu güncel
konu paylaşımınız için çok teşekkürler.

Sevgiler

nalan dedi ki...

sevgili sufi, bir gider bin geliriz demiş ama amaç da zaten bine ulaşamadan biri yok etmek. onkoloji hastahaneleri ve tüp bebek merkezleri neden patlama yaptı acep ??

Zeugma dedi ki...

Tespitlerin çok doğru Çınarcığım..
Canımızın derdine düşüp diğer problemleri unutturmak ve tabii bu arada hızla yol almak istemeleri.

Hiç bu kadar üst üste gelmemişti her şey. GDO konusu iğrenç ötesi. Öylesine korkunç bir olay ki DNA' lara etki yapıp Frankenstein türlere dönüşmemiz bile sözkonusuymuş. Bu kadar ucuz ve sahipsiz miyiz biz?
Yetti artık ama gerçekten. Çemberi iyice daralttılar !!
Paylaşım ve duyarlılığın için teşekkürler canım..
Sevgiler..

Çınar dedi ki...

MELİS; haklısın, GDO lu ürünler 1998 de ilk olarak Avusturalya'dan(sanırım) gelen soya ile girmiş ülkemize sessizce. Yıllardır soya yemimiz (kansere karşı en etkili bitki diye)konusundaki telkinleri ve reklamları hatırladıkça çıldırıyorum. Ve diğer birçok üründe de aslında zaten var GDO ve şimdi açığa çıktı yapılanlar, yasalaşmayla. Dediğin gibi yıllardır genetikçiler bağırıyor ne kadar zararlı olduğunu ama kimse dikkate almamıştı:((

Sevgiler canım benim

Çınar dedi ki...

nalan'cım; baktılar kanser manser bize sökmüyor:( topumuzun birden icabına bakmaya karar verdiler:( Öldüremezsek, bön salak birşeyler yaparız öylee aval aval her yapılana dudağının kenarında hafif bir gülümsemeyle gezen bir toplum yapar, biz de yolumuza rahat rahat devam ederiz dediler zahir...:((( (Çok ağır oldu anlatımım sanırım, ama çok tepkiliyim bu aralar)

Sevgiler canım

Çınar dedi ki...

Zeugma'm; daha bir kabustan çıkmadan bir diğerini görmeye başlıyoruz. Toplumun psikolojisini bozmak için ne gerekiyorsa yapılıyor. İnsanlar iyice paranoyaklaştılar... Sitemiz ilköğretim okulunun hemen yanında. Okul saatinde Sitenin içi ağızları maskeli küçük çocuklarla doluyor. Bu çocukların ileriki yaşlarda nasıl bir ruh yapıları olacağını düşünebiliyor musun? Hiçbir yakın arkadaşı olmayan, kimseye güvenmeyen insanlar olacaklar. Çünkü tam da, herşeyi öğrenmeye aç oldukları bu yaşlarında kimseye yanaşmamaları yoksa hasta olacakları söyleniyor defalarca aileleri ve öğretmenleri tarafından. Sürekli ellerini yıkayıp çevrelerini temizlemeleri dikte edildiği için( normal seviyelerde çok doğru bir alışkanlıkken) temizlik hastası olup çıkacaklar.

GDO lu ürünlerse zaten ülkeye yıllardır giriyormuş ta biz bu yasalaşmayla farketmişiz tehlikeyi:( aynen de değin gibi GDO lu ürünlerin kendisi Frankeştayn ürün ve bizi de öyle yapacak zamanla. Üstelik bir kere ülkede yaygınlaştı mı,normal bir ürün de kalmıyacak zamanla, diğer ürünlere de, doğa olaylarıyla geçip onların da genlerini bozuyormuş.

Bu şimdilik komplo teorisi gibi görünebilir ama kanser vakalarındaki patlama,insanlarda hastalıklara karşı dayanıksızlık, alerjik insan sayısının artışı,prematüre bebek doğumundaki artış ve bazı diğer hastalıklardaki artışlar da düşünülürse endişelerimizin yersiz olmadığını görüyoruz:((

Çok haklısın çember iyice daraldı...

Sevgiler canım

aysegul dedi ki...

İMDAAAAAATTTTTTTTTT !!!!
YETER ARTIKKK AMAAA:D
GDO'LU GIDA İSTEMİYORUM İŞTE:Ppp

SEVGİLERRRR

Çınar dedi ki...

ayşegül; Canım benim, hiç birimiz istemiyoruz ama sesimizi duyan yok ne yazık ki...

Öptüm canım

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Çınar'cım aklım çok karışık.
Söyleyecek söz bulamıyorum artık.
Bir de ne yazsak, ne söylesek boş onlar bildikleri gibi davranıyorlar.
Sevgilerimle...

Çınar dedi ki...

özlem; bu aralar aklı karışık olmayan kimse yok sanırım. Çok haklısın ne söylesek boş, onlar bildiğini okuyor, ama Nasrettin Hoca misali,biz göle maya çalalım da, bakarsın tutar.

Sevgiler canım

YILDIRAY TEZER dedi ki...

TEŞEKKÜR EDERİM.
ADINIZ GİBİ GÜR BİR YAŞAM TEMENNİLERİMLE

GDO YA HAYIR

Çınar dedi ki...

YILDIRAY TEZER; çok teşekkür ederim güzel dileğinize...

GDO ya hayır...

Sevgiler

Yazmak Keyiftir dedi ki...

Sevgili Çınar!
Tırlatmaya 3 kaldı. Seneler önce Trumann Show diye bir film oynamıştı. Biri bizi ne güzel röntgenliyor gibiydi. Midem bulanmıştı o filmde. Çıkmıştım ilk 10 dakikasında. Gelinen yer beni şaşırtmıyor. Şaşırtmıyor ama buna hiç bir tepki vermememiz beni dehşete düşürüyor. Niye alışverişi durdurup hayatı kilitlemiyoruz. Herşeyin ALLAHI tüketim zira. Bana dokunmadıkça sana ne olursa olsun.. Umurundamı. Polonyalı bir entellektüel şöyle yazmış Polonyadaki nazi işgali başlandığında;
Bir gün geldiler Yahudileri götürdüler
Bir gün geldi masonları götürdüler
Bir gün geldi gazetecileri götürdüler.
Bir gün geldi yazarları götürdüler..
Ve O gün beni götürdüler....
Ellerine ve yüreğine sağlık bilinçlendirmek adına yazdığın yazın için.
Sevgimle..

Çınar dedi ki...

Ali Bey; haklısınız çok az kaldı oynatmaya yakında herkes delirecek. İyice paranoyak olduk toplumca, haksız mıyız en can alıcı yerimizden, çocuklarımızla vuruyorlar bizi. Buna rağmen efsunlanmış gibi insanlar, hiç tepki yok. Öylee oturup izliyoruz oynanan trajikomik oyunu.((

Sonunda bizi de götürecekler ve gidenler için kılımızı kıpırdatmadığımız için, bizim için de kılını kıpırdacak kimse olmayacak.

Sevgiler