12 Ağustos 2009 Çarşamba

HADİ GEL KÖYÜMÜZE GERİ DÖNELİM

SDC10250

Torosların eteğinde şirin mi şirin bir köy. Köyüm. Babamın köyü. 13 yaşında okumak için ayrıldığı ve hayatı boyunca da iki üç yılda bir, bir hafta on günlüğüne gelebildiği köyü. Hep hasretini çektiği, dilinden düşürmediği sonunda da hasret gittiği köyü, köyümüz.

Gençliğimde denize gitmek yerine oraya gittğimiz zaman mızırdandığım, sonraları, gitmek oksijenini çam kokularını içime çekebilmek için can attığım yer.

Şimdilerde köyün nüfusu yeniden artmaya başlamış. Nerdeyse tamamen boşalmaya yüz tutmuş köyde muhtar,köyün nüfusuna kayıtlı aynı soyadı taşıyanlara, sembolik bir bedel karşılığında arazi veriyor ev yapmaları için. Böylece şehirde yaşayan, aslı buralı birçok insan emekli olduktan sonra doğa harikası bu köye yerleşmiş tekrar. Bazı kuzenlerim gibi.

İki dağ arasındaki ovada kurulu köyde sayılamayacak çok çeşitte meyve yetişiyor.

Ve başka, çeşitli tarım ürünleri;

Pamuk; ne yazık ki, kota konduğu için artık eskisi kadar çok değil. Ben çocukken bembeyaz pamuk tarlalarının arasından girilirdi köye.Şimdi tek tük pamuk tarlası var.

Buğday; ki buna da kota konmuş. yerine ayçiçeği ekene prim verilmeye başlanmış. Oysa esmer buğdayının lezzeti eşsizdir. Biliyorum, çünkü kuzenlerim her sene gönderirler. O buğdayla yaptığım kısır ve pilavın lezzeti yiyen dostlar tarafından tescillidir.

Oksijeni bol, şehrin boğucu sıcağına karşın, daha serin, mis gibi çam kokulu köyümden manzaralar.

SDC10228

SDC10218

SDC10220

SDC10223

Köyün Çevresinden eşsiz manzaralar. Bir kayanın üstünde büyümüş çam, beni büyüledi. ( İlk resim)

Köyün yakınındaki Kadıncık Barajından manzaralar.

Kadıncık Barajı; Tarsus Çamlıyayla mevkiinde, kadıncık suyu üzerine inşa edilmiş olan hidroelektrik santralına ait, baraj gövdesinin yukarısında oluşan, çok güzel bir baraj gölü. Gölün rengi alışılmışın dışında,mavi değil zümrüt gibi yemyeşil. Göletin üzerinde Çamlıyayla- Pozantı yolunu bağlayan upuzun bir köprü var. Çevredeki lokanta ve çay bahçeleri muhteşem göl manzaralı. Ayrıca çeşitli alabalık üretme çiftlikleri var.

SDC10243

SDC10241

SDC10244

SDC10248

Ve köyde yetişen meyvelerden sadece bazıları;

Sumak Ağacı: (İlk resim) 3 metreye kadar yükselebilen, çiçekleri sarımtırak yeşil, çalı tipi bir ağaç. Mevsimi geldiğinde toplayıp kurutuyorlar. Sonra da (sanırım)ezerek kullanıma hazır hale getiriyorlar

İncir; Dalında da kuzenim:)

Lap İnciri; (Yöresel adı bu.Başka adı var mı bilmiyorum) (3. 4. Resim) Bildiğimiz kaktüs bitkisi. Üstü çok dikenli olduğu için çıplak elle dokunulmuyor. Eldivenle toplayıp dikeninden arındırıp, dış kabuğunu soyup ikram ediyorlar. Bize sadece yemesi düşüyor:) Çok çekirdekli, tatlı ve barsaklar için çok yararlı bir meyve.

Keçi Boynuzu (Harnup); 10 metreye kadar yükselen ağacı var.Meyvesi ilaç yapımında,kozmetikte kullanılıyor. Ayrıca pekmez yapılıyor.

SDC10230

Ve nar ve hurma

Zeytin ağaçları bana Bedri Rahmi Eyuboğlu’nun, çok sevdiğim şu dizelerini anımsattı resmi çekerken,

Önde zeytin ağaçları arkasında yar

………..

Seni kara saplı bıçak gibi sineme sapladılar

Köşk; Üstünde yaşlı bir çınarın dinlendiği bu köşk yapılalı yüz yıldan fazla olmuş. Dedemin babası yapmış. Sıcak yaz günlerinde daha serin olan, üstü resimdeki gibi ya da başka farklı şekillerde kapatılan, Yerden kalın ahşap ayaklarla yükseltilmiş bu tip yapılara köşk diyor yöre halkı. Yaz gecelerinde yer yatakları yaparak burda yatıyorlar.

SDC10267

Ali Baba’nın Çiftliği:)

Bunlar da diğer resmini çekebildiğim canlılar

Size sevimli gelir mi bilmem ? (Daha öceki yıllarda kaplumbağa ve bukalemun( Bulunduğu yere göre renk değiştirebilen sürüngen) da görünüyordu etrafta. Bu kez göremedim. Böyle, görmek için can atıyor gibi yazdığıma bakmayın ödüm kopar aslında :))

Dört günlük kısa tatilimde edindiğim izlenimleri gözlemlerimi ve köyümün güzelliklerini paylaşmak istedim sizlerle. Nasıl? Güzel bir köyüm var değil mi?:)

36 yorum:

sünter dedi ki...

Sevgili cinar böyle habersiz gidince biraz korkuttun bizi:)

Allahtan güzel haberlerle geldin.
Güzelim köy havasini estirmissin sayfanda.
Sevgiler

sünter dedi ki...

Simdi fotograflara tek tek baktimda,o cardaktaki teyzenin yanina oturasim geldi:)
Göl muhtesem.Iyiki cekip bizimle paylasmissin.Tesekkürler:)

Çınar dedi ki...

Sünter'cim; hepinizden özür diliyorum tekrar.Bir taraftan da ne güzel dostlar edinmişim burada diye mutlu oluyorum doğrusu. Hemen dönmeyi düşündüğümüz için haber vermemiştim ama biraz uzadı.
Sevgiler canım

Çınar dedi ki...

Süntercim Ne güzel karşılıklı konuşuyor gibi olduk:))

Manzara inanılmazdı gerçekten. Köy de öyle. Doğal yaşamaya çok özlem duymaya başladığımı farkettim. Ben oturdum o çardakta senin yerine de:) çok keyifli...

Sevgiler

Zeugma dedi ki...

Sevgili Çınar,
Birkaç gün yoktun, demek bu güzel köye mi gittin:) Şaşırdım okuyunca. Hoşgeldin o zaman:)
Çok güzel bir post olmuş bu. Son derece bilgilendirici üstelik.
Antalya' ya gittiğimiz yolda o harnup ağaçlarından çok görmüş, hatta inip satın almıştık yol kenarında satan köylülerden. Tazesi o kadar lezzetliydi ki. Burada Mersin'li bir arkadaşıma bunu anlattığımda, harnup ağacında çok yılan barındığını söylemişti ve şaşırmıştım.
Paylaşımın için çok teşekkür ediyorum ben de. Eline sağlık..
Sevgilerimle..

Asuman Yelen dedi ki...

Yahu Çınar biz büyük şehirlerin pis havasını, kalabalığını, curcunasını niye çekiyoruz ki.Oralar, oralarda öyle mis gibi pırıl pırıl dururken.
Çok yanlış yapıyoruz çok.
Bu köy, Mersin'e mi, örneğin Tarsus'a ya da Erdemli'ye mi yakın.
63-64 yıllarında Mersin' deydik.Her yerde olduğu gibi hafta sonlarında (pilli radyomuzu da alıp) pikniklere giderdik. Ama buraları görseydim mutlaka hayalimde çivilenirdi. Tek tek inceledim. Bakmaya doyamadım. Resimleri sen çektiysen ben artık son postumu iptal edip kaldıracam. Bütün blog arkadaşlarım usta fotoğrafçı çıktı başıma. Ben de kalkmış sergi açıyorum. :((((
Tekrar hoş geldin. Herşeyin yolunda olmasına sevindim. Galiba biraz ortalığı ayağa kaldırdım. Kusura bakma. Bizim oğlanlar da (yeğenler)
benim bu huyumdan bizarlar. Ama benim de elimde değil, huyum kötü.
Gece gece hatta sabah sabah gözümü gönlümü açtın.Güzel sunumunla. Çok teşekkürler, iyi uykular...

aslan dedi ki...

Nur hanım,birazdan yola çıkıyorum, beni merak etmeyin,döner dönmez
(3 gün sonra)yorumumla gelirim.
Fotolar şahane,yazıları okumadım :)
İstanbul size emanet...

Dostlukla...

Belgin dedi ki...

Cinar ablam, seni bir kac gün buralarda göremeyince bende merak etmistim, iyiki tatildeymissin:))
Resimlere, köye, göle ve anlatimina bayildim, hele hele meyvelerde aklim kaldi:))
Sevgilerimle

NALAN dedi ki...

müthiş görünüyor resimler..
şu istanbulun curcunasın da öle hasretiz ki böyle doğallıklara..
ne güzel yapmışsın bol oksijen,temiz hava,yemyeşil doğa,her taraf cıvıl cıvıl insan resimleri görünce bile ruhu tazeleniyor ki sen gittin gördün yaşadın geldin;hoşgeldin....

Sevgiler...

Çınar dedi ki...

Zeugma'm; Bir daha haber vermeden gitmeyeceğim bir yere.Merakta bırakmışım dostlarımı.
Beğendiğine sevindim canım. İnanılmaz güzelikteydi her yer,Hele meyveler. Sabah kalkar kalkmaz ağacından uzanıp incir,üzüm yada başka bir meyve koparıp tadına bakarak güne merhaba demek nefis bir duygu.Ya da bana çok güzel geliyor.

Harnup ağacında yılan barındığını bilmiyordum. Biliyorlardır köydekiler ama söylememişlerdir.Ne korkak olduğumu bilirler:)

Sevgiler

Çınar dedi ki...

Asu'cum; Mecburiyetten sanırım büyük şehrin kahrını çekmemiz. Mesela; eşim henüz işini bırakamaz çünkü çocuklar daha okuyorlar.Herzaman hayal ettik doğayla iç içe yaşamayı. Kimbilir, belki çocuklar kendi yuvalarına uçunca olabilir.
Tarsus'un bir köyü orası.
Asu'cum,resimlerin hepsini ben çektim bu zevki kimseye bırakamazdım:)
Sakın ha, postunu neden kaldıracak mışsın? İçinin sevgisini doğa aşkını yansıtan o resimleri.Sergiye devam. Zevkle izleriz.
Sizleri endişelendirdiğim için çok özür diliyorum ama aynı zamanda da gurur duydum:)) Teşekkürler

Sevgiler

Çınar dedi ki...

Aslan Bey; Güle güle gidip gelin.
Ben de bir daha habersiz gitmeyeceğim söz:)

Ankara'dayım ama olsunn,İtanbul'a da göz kulak olmaya çalışırım:)

İyi yolculuklar

Çınar dedi ki...

Belgin'cim; Hepinizden özür diliyorum. Bi daha yapmıycam:)

Ahh canım benim, gerçeklerini bir görseydin, insanların, manzaranın ve meyvelerin... Harikaydılar

Sevgiler

Çınar dedi ki...

Nalan'cım; Hoşbuldum canım.
Senin memleketin Ordu'da çok güzel, hatta daha da güzel. Oraya da gidiyoruz sık sık. Liseden arkadaşım Perşembe'li, Ordu PTT de çalışıyor. Her yerini gördüm ve hayranım.
Aslında ülkemizin her köşesi bir başka güzel.

Sevgiler

Çınar dedi ki...

Çok işim var o nedenle, arkadaşlarımın bloglarını okuyamadım.İşim bitip eve gelince tüm dostlarımı dolaşacağım:)

Sevgiler hepinize

ELİF dedi ki...

Çınarcım sizin köyde yok yok galiba....
Kim yaşamak istemez böyle eşsiz bir köyde....

Çınar dedi ki...

Elif'cim; Haklısın gerçekten yok yok köyde. Doğa harikası bir yer.

Sevgiler canım

ramazan dedi ki...

herkes bir gün aslına dönecek ve bu güzel ülkenin cennet köşeleri yeniden keşfedilecek.özellikle emekliler haydi köyünüze.neresi olursa olsun,ülkemin her köşesi çok güzel.çamlıyayla ve torosların başı ise bambaşka güzel.
çınar,ellerine sağlık.

Çınar dedi ki...

Ramazan Bey; Ülkemin her köşesi cennet gerçekten de. Keşke dönsek köylerimize doğayla içiçe yaşasak yeniden. Stresten uzak tertemiz hava hormonsuz gıdalar, ne güzel olurdu.

Sevgiler

sufi dedi ki...

"Orda bir köy var uzakta
O köy bizim köyümüzdür" demiş ya şair tüm dostların köyü de bizim zaten.Yazılar ve fotoğraflarınla köy anılarımızı canlandırdın.Yüreğine sağlık,sevgiler.

Çınar dedi ki...

Sufi; Tüm köyler hepimizin.Bu dağlar taşlar bu vatan hepimizin.
Ülkemin her köşesi cennet.Sonsuza kadar değerini bilmek bildirmek umuduyla...

Sevgiler

MELİS dedi ki...

Sevgili Çınar abla,
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim.Sizi Aslan abinin bloğundan takip ediyorum.Çok hoş bir siteniz var,devamlı takip ediyorum.

Sevgiler

Çınar dedi ki...

Melis; Teşekkürler canım benim.

Her zaman yorum yazamasam bile, ben de senin bloğunu sürekli takip ediyorum,

Sevgiler

aysegul dedi ki...

Ben döndümmm :)
Off yaa bi saattir hepsini okudum
süpperr süperrr Çınar Ablacım.
Sevgilerrr

Havasına suyuna taşına toprağına
Bin can feda bir tek dostuma
Her köşesi cennetim ezilir yanar içim
Bir başkadır benim memleketim

Anadolum bir yanda yiğit yaşar koynunda
Aşıklar destan yazar dağlarda
Kuzusuna kurduna Yunus'una Emrah'a
Bütün alem kurban benim yurduma

Mecnun'a Leyla'sına erişilmez sırrına
Sen dost ararsan koş Mevlana'ya
Yeniden doğdum dersin derya olur gidersin
Bir başkadır benim memleketim

Çınar dedi ki...

Ayşegül'cükk,Hoşgeldin kızım benim. ÇOk özlettin kendini ne çok gittin böyle. Anlatacak çok şeyin olmalı.Sabırsızlıkla bekliyorum

Sevgiler canım öpüyorum.

aslan dedi ki...

Çınar hanım,ben geri döndüm.Artık merak etmiyebilirsiniz:)
Sevgiler

Çınar dedi ki...

Hoşgeldiniz.
Tamam tamam, bir daha haber vermeden bir yere gitmeyeceğim, söz:))

Sevgiler

huzur dedi ki...

Ömrümün yarısı böyle yerlerde geçti, eşimin görevi nedeniyle bende güzel duygular uyandırdı.
Çooook güzel çooook, ne desem boş küçük yerler samimiyetin, insanlığın,hiç tükenmediği, hiç tüketilmediği yerler ne güzel, vatanımın güzel köşeleri, iyi niyetli güzel insanları, ellerine sağlık canım ne güzellikler yaşattın bana sağol.

Çınar dedi ki...

huzur; Canım benim sen de sağol. Evet, ülkemin her köşesi birbirinden güzel,insanlarıyla taşıyla toprağıyla.

Sevgiler selamlar

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Çınar'cım,
Hoşgeldin canım, gerçi yokluğunu bilmiyordum, çünkü ben İstanbul'da olduğum halde bir haftadır net'ten ayrı bir yaşam sürdüm. Ve buraları özledim!
Çok güzel resimler ve nefis bir köy, böyle yerlerde yaşamak tam emeklilik işi de, tıkılmışız şu gürültülü şehirlere.
Benim köyüm yok ve hiç olmadı, olmasını çok isterdim, gerçi eşimin köyü var çok seyrek de olsa gidiyoruz ve doğanın güzelliğini orada seyredip, doymadan geri geliyoruz.
İsterdim çok isterdim böyle doğayla başbaşa yaşamayı, yanında götüremediğin sevdiklerin olunca olmuyor işte.
Senin için çok güzel bir gezi olmuş ve bu resimler gerçekten çok güzel.
Seviyle öperim...

Çınar dedi ki...

Sen de hoşgeldin canım; İnanılmaz güzellikte bir dağ köyü orası. Üstelik denize de yarım saat mesafede. Gezmeye gidince, orda yaşamak için can atıyoruz ama bilmem ne kadar uyum sağlayabiliriz. Bir de dediğin gibi yanımızda en yakınlarımız olmazsa ne kadar dayanabiliriz acaba. Cesaret gerek orda yaşamaya karar vermek için. En iyisi, 3-5 günlük tatiller olsa gerek...

Secvgiler sana ve tüm ailene( Barış'a sağlıklı mutlu nice yaşlar)

ramazan dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
ramazan dedi ki...

Çınar Hanım,dağlar var ya o dağlar çekiyor insanı bazan.çamlıyayla eski kaymakamlarından birisi bizim tanıdık olurdu.ziyaretine gittiğimizde bizi yukarıda orman gözetleme kulesine kadar çıkarmıştı.kaymakamlık lojmanı da daha yeniydi o zaman.duvarını da taş kaplama yapıyordu.oralardan çıkan taşlarla.güzel bir gün geçirmiştik.bir de fırın tava yaptırmıştı,ağzınıza layık.
özlemle arıyorum oraları.sevgiler.

Çınar dedi ki...

Çamlıyayla çok güzel değil mi?
Evet. Haklısınız,çekiyor insanı gerçekten oralar. Aslında ülkemin her yanı çok güzel.

Sevgiler

Asortik Krep dedi ki...

Lap İncirinin diğer adı Frenk İnciri ya da Batı Akdenizdeki adı Mısır İnciri..
Resimler çok hoş bir de ben olsam çocuklar için köyden ufak bir yer alırdım :)
Muhtarın aynı soyadlı kişilere yaptığı indirimden..
Resimler çok hoş :)

Çınar dedi ki...

Asortik Krep; Hoşgeldin Canım, teşekkürler bilgilendirdiğin için.

Çocuklar gider mi, ya da biz sürekli kalabilir miyiz, bilmiyorum ama düşünmüyor da değiliz çünkü gerçekten çok güzel bir yer.

Sevgiler