20 Haziran 2009 Cumartesi
Yaptıkların İçin Hiç Teşekkür Etmiş miydim Babam? Ya Da Yaptıklarım İçin Özür Dilemiş miydim Hiç..?
Sanmıştım ki sen hep olacaksın. Babamsın ya, mecbursun... Hep yanımda kalacaksın. Ben ne zaman güçsüz hissetsem yaslanacağım omuzlarına. Bana destek olacaksın.
Nereden bilirdim, daha 57 yaşında gideceksin aramızdan.
Bildiğim tüm doğrular tüm inançlar yeni baştan şekil almak zorundaydılar senin ardından...
***
Benim doğum günüm bugün diye, sınıf arkadaşlarımı eve çağırmıştım. Çağırmıştım ama evdekilerin haberi yoktu. Üstelik doğum günüm de değildi zaten. Doğum günüm Ocak ayında kış ortasında. Oysa şimdi mevsim yaza yaklaşıyordu. Nereden çıkarmıştım bilmiyorum. Yedi ya da sekiz yaşındaydım. Birinin doğum günüydü de ona mı heveslenmiştim? Hiç hatırlamıyorum… Sekiz on kişi vardı sanırım gelenler. Ağlamaya başlamıştım şimdi ne yapacağız? diye. Kimse gelmez diye mi düşünmüştüm acaba..? Babam ” Hadi çocuklar size bir masa hazırlayalım...” demişti. Onları da hazırlığa ortak ederek. Evimizin yanındaki meyve bahçesinin ortasına masa ve sandalyeler koymuş, hemen bakkala giderek bisküvi falan almıştı. O zamanlar şimdiki gibi çeşit çeşit pastalar, börekler bulunmazdı her istediğiniz anda. Bir mahalle bakkalı vardı. Orada ne varsa artık… Evde annemin aceleyle hazırladıklarıyla da, güzel bir doğum günü yapmıştık o gün.
Sana o gün teşekkür etmiş miydim Babam? Beni arkadaşlarımın yanında mahcup etmeyip , sanki gerçekten doğum günüm o günmüş gibi davrandığın için…
Annem yine acılar içinde kıvranıyordu. Teyzem ve anneannem vardı yanında . Üzüntüyle ve ne yapacaklarını bilmez bir durumda aralarında konuşuyorlardı “ Bu sefer daha şiddetli oldu ağrısı, ne yapmalı ki? ” falan diye. (Annemde, FMF- Akdeniz Ateşi - hastalığı vardı. Yıllarca bilememişlerdi ama. Şiddetli ağrılar içinde kıvranırdı sık sık. Üç dört gün sürer, sonra hiçbir şeyi kalmazdı.) Küçüktüm. Bu konuşmalar beni çok korkutmuştu. Bu sefer ölecek annem diye düşünmüş olmalıyım ki, gözyaşlarımı tutamadım. Kiler olarak kullandığımız gözden uzak bir odamız vardı. Ağladığımı kimse görmesin diye oraya koştum. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Ellerimi gözlerimden çektiğimde babamı gördüm karşımda. Önümde diz çökmüş, öylece bana bakıyordu. Ellerimi tuttu, başımı göğsüne bastırdı. Ağlıyordu babam... Babamı hep sert, güçlü görmeye alışmıştım. Böyle sarsıla sarsıla ağlarken görmek beni ürküttü. Korktum sanırım. Babamın yüzüne bakamıyordum. Hızla kaçtım odadan.
O gün çok üzülmüştün değil mi babam? Senden özür dilemiş miydim, acılarını deştiğim için..?
Annem hasta olduğu zamanlar ev işleri bana kalıyordu. Dersim çok da olsa, ya da sınavım olsa da durum değişmiyordu. Önce ev işlerini halletmem gerekiyordu. Tabii bir taraftan temizlik yaparken bir taraftan söyleniyordum. “Benim dersim var. ” diye. Sinirden kıpkırmızı olduğum o zamanlarda, o sert adamın içindeki naif, duygulu kişi ortaya çıkar, ” Yanakların kızardığı zaman ne kadar güzelleşiyorsun hiç haberin yok. Git bak şu aynaya ne güzel olmuşsun “ derdi.
En sinirli olduğum anlarda buna benzer davranışlarınla beni mutlu eder ve iyi hissetmemi sağlardın ya…
Kendimi tüm sıkıntılı ve acılı durumlarda bile prenses gibi hissettirdiğin için sana hiç teşekkür etmiş miydim Babam..?
Anneler gününde anneme hediye alırken beni de ihmal etmezdin. Bir keresinde bir parfüm almıştın anneler gününde. Daha sonra aldığım hiçbir parfüm o kadar güzel kokmadı Babam…
Eve gelirken, kaldırım taşının arasından çıkan minicik bir papatyayı koparıp getirmiştin ” Çİçeğime çiçek getirdim” diye.
Beni her zaman özel hissettirdiğin için sana teşekkür etmiş miydim..?
Kilo aldım diye rejime girdiğim dönemlerde Annemle didişirdim, "yaa niye mantı yaptın? biliyorsun rejimdeyim. Ben yemiycem." diye. Böyle kapris yaptığımda, hiç fark ettirmeden ve hiç üşenmeden beş kat inip sevdiğimi bildiğin şeyi getirirdin ya…
Babam, bunun için teşekkür etmiş miydim sana..?
İş yerindeki arkadaşlarım arasında Annemin yemekleri meşhurdu. Hepsi de bize gelmiş, annemi de babamı da tanıyan seven insanlardı. Bizimkiler de onları çok severlerdi. Ben telefonla konuşurken; Annemin yaprak sarması, gözleme, bazlama, mantı börek (özellikle kol böreği) gibi yemeklerinden birini yaptığını duyduklarında “Ayy ! Kimbilir ne güzel olmuştur. Biz de isteriz “ derlerdi de, sen hiç üşenmez, iş yerime kadar getirirdin ya Annemin yaptıklarından…
Ya da evlendikten sonra dolmuşlarla, üstelik rahatsızken bana yiyecek taşırdın ya…
Seni oralara kadar yorduğum için hiç teşekkür etmiş miydim Babam..?
Ölümünden bir hafta önceydi. Mert’i parka götürmek istemiştin. İki buçuk yaşındaydı Mert ve ele avuca sığmaz bir çocuktu. Ben bile zor kontrol ediyordum yolda. Elini tutturmaz oradan oraya koşardı. Rahatsızdın, Seni parkta çok üzecekti Babacığım. Bu nedenle demiştim, "Ben de geleyim sizinle " diye. Kırılmışsın bana “Bana güvenemedi” demişsin Anneme. Bilemedim. Affet beni babacığım. Yıllardır bunun pişmanlığını yaşıyorum içimde …
Bu olaydan sonra senden özür dileme şansım olmadı. Bir daha görüşemedik…
En son Anneler gününde ziyaret etmiştim mezarını. Otlarını temizledim. Her zaman olduğu gibi yanımdakileri uzaklaştırdım ve uzun uzun sohbet ettik seninle. Nasıl mutlu oluyorum bir bilsen, toprağını sulayıp, kuşlara su koyduktan sonra seninle konuşmaktan, dertleşmekten, anlatmaktan sevinçlerimi, kederlerimi sana.
***
Keşke keşke sevgilerimizi ertelemesek. Doya doya sarıp sarmalasak sevdiklerimizi. Henüz vakit varken. İş işten geçmeden…
Başta sevgili eşim Merih'in ve tüm baba ya da baba adayı arkadaşlarımın babalar gününü kutlarım…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
25 yorum:
Sevgili Çınar,
Sizi böylesine güzel ve özel kılan şeyin ne olduğu anlaşılıyor.
Bence, babalarımızla gurur duymalıyız.Onların da bizlerle gurur duyduğuna eminim.
Bize, böylesine berbat bir dünyaya tahammül etme gücü veren,onların yaşamımıza, yaşadıkları sürece kattıkları sımsıcacık sevgi değil mi?
O sevgi ki, hala yüreğimizi sımsıcak tutuyor, kutsal bir ışık kalkanı gibi, tüm kötülüklerden koruyor.
Onların da nurlar içinde olduklarına ve, bizi gururla izlediklerine eminim.
Babalar günümüz kutlu olsun.
Sımsıcacık sevgiler...
Canım; Güzel sözlerine çok teşekkür ederim. Haklısın ailemizden aldığımız sevgi ile yüreğimiz sımsıcak tüm kötülüklere rağmen.
Sizin de babanınz nurlar içinde yatsın.
Sevgiler...
Çok Sevgili Çınar ablacığım,
Yazınızı bir çırpıda okudum,sonra
bir kez daha..Şu an ne yazmalıyım, nasıl yorum yapmalıyım kitlendim,
bilemiyorum.Rahmetli çok iyi bir
insanmış,hep söylenir ya sert gibi
görünen insanların daha duygu yüklü
oldukları...Toprağı bol olsun,huzur
içinde uyusun.
Sevgili eşinizinde babalar gününü
en güzel,en içten dileklerimle kutluyor,mutluluğunuzun daim olmasını diliyorum.
Size ve bütün aileye Sevgi ve Saygılarımla...
Canım Kızım; Çok teşekkürler. Ne yazık ki,sağken ve yanımızdayken sevdiklerimize gereken özeni gösteremiyoruz bazen...
Keşke sevgiler ertelenmese...
Selamlarını ileteceğim aileme.
Sevgiler canım...
Merhaba Nur hanım,bir baba olarak birkaç söz söylememe izin verin.Babalar,çocuklarına her zaman ''özel olduklarını''
hissettirirler.Bir anne kadar olmasa bile,karşılıksız verdiklerinden teşekkür beklemezler.Babaların çocuklarına sarılıp,ağlamaları,sevinçtende olsa,üzüntüdende olsa,yoğun yaşadıklarını , ''canları'' ile paylaşma güdüsünden ileri gelir.Babalar;çocuklarında,kendi anne babalarını görüp; ertelediklerini,
pişmanlıklarını,hatalarını,
günahlarını hatırlayarak
yoğun bir duygu içinde hep affedicidirler...Canlarını vermeye,organ vermeye hazırdırlar.Elbet istisnalar kaideyi bozmaz.
Bir köy enstitüsü öğretmeninin,beyefendinin,bir babanın asil fotoğrafı ve gözler herşeyi anlatıyor..Çok genç kaybetmişsiniz,
toprağı bol olsun,huzur içinde uyusun.
Eşinizinde babalar günü kutlu olsun.
Dostlukla,Ali Aslan
Merhaba aslan bey; Eminim çok iyi bir babasınız....
Haklısınız, babalar anneler affeder evlatlar ne yaparsa yapsın. Onların neler hissettiklerini anlayabilmek içinse anne baba olmak gerekiryormuş meğer.
Babamla ilgili güzel düşünceleriniz ve iyi dilekleriniz için teşekkürler.
Sizin de babalar gününüz kutlu olsun. Evlat(lar)ınız la nice uzun yıllar güzel paylaşımlar dilerim...
Sevgılı Cınar baban ıcın rahmet dılıyorum..
Ve sana aynı acıyı paylasan bı ınsan olarak kucak dolusu sevgıler..
Çok teşekkür ederim kızım; Anlaşılan sen küçük yaşta büyük kayıplar yaşamışsın.Allah sabırlar versin...
Yazılarını takip ediyorum ve sanıyorum ki acılar seni erken yaşta olgunlaştırmış.
Sevgiler canım...
Sevgili Çınar abla,Ankara'da bulunmadığımdan,geç te olsa babanıza rahmet diler;eşinizin
babalar gününü kutlarım.
Sevgi ve Saygılarımla,Cenk
Çok Teşekkürler Cenk'ciğim. Hoşgeldin. Nasıl geçti? Baştan sona izledim. Çok güzel görünüyordu:)
Sevgiler.
Çınar Ablacığım,sağlığınızı merak
ettim.Ağrınız geçti mi?
Sevgilerrr
Ahh sen ne tatlı ne vefakar bir kızsın böyle. Ne güzel yetiştirmiş seni anneciğin...
Çok iyiyim, teşekkür ederim ilgine.
Sevgiler canım benim...
Sevgili Çınar;
Başladım ama çok yakın zamanda 'anne' olarak aynı acıyı yaşamış biri olarak akışı çok güzel buı yazının sonunu getiremedim :(
Babanız için son derece üzgünüm.
Yeni yerinde ışık ve huzurla dinlenmesini diliyorum.Allah rahmetini esirgemesin babanız ve annemden..
Sevgilerimle..
Ortadoğulular..
nurlar içinde yatsınlar..
iyiki böyle babaların..
böyle evlatları olmuşuz..
hiç gözleri arkada kalmadı..
sevgiler çınar.
Sevgili Gülen Tezer; Babamı yıllarca önce kaybettim. Bu yazımı babalar günü nedeniyle yazmıştım. Aradan çok uzun zaman geçmesine rağmen yokluğu daha da çok hissediliyor zaman içerisinde.
Annemi ise, çok daha yeni kaybettim nasıl bir acıdır iyi biliyorum. Ölümünün üzerinden 4 yıla yakın zaman geçmesine rağmen henüz bu acıyı hfifletmenin yolunu bulamadım. Burada yazmamın asıl nedeni de yaşadıklarımı yazıya döküp içimi rahatlamak içindi.
Sizin de başınız sağolsun,anneniz nurlar içinde yatsın...
Sevgi ile kalın...
Sevgili Gülen Tezer,Pardon yazmayı unutmuşum; Granit:))
Bir Dut Masalı hoşgeldiniz; Evet; iyi ki böyle babaların evlatlarıyız...
Nurlar içinde yatsınlar...
Not: Bloğunuzun sürekli izleyicisiyim. Haber vereyim dedim:))
Sevgi ile kalın...
Canım Arkadaşım,
Üzerinden yıllar geçsede unutulmuyor.Hep "O" pişmanlığı yaşıyor insan.Giden geri gelmiyor.Kalan üzüntüleriyle baş başa kalıyor.Son pişmanlıklardan pek ders almıyoruz ve zaman zaman yinede kırıyoruz sevdiklerimiz.
Hayat bu ne yazıkki.
Sevgiler*
Çınar abla,kusura bakmayın geç
kaldım.Geçmiş Regaip Kandili'nizi
ailece kutlarım.Saygılar,Cenk
Hadiyeciğim; Yaşadığımız pişmanlıklar aslında her evlat ve anne babası arasında olan doğal şeylerdi. Biz aslında evlat olarak çok üzmemiştik onları. Sadece, küçük kaprislerdi yaptığımız. O da onlara olan sonsuz güvenimizdendi herhalde.
Haklısın, Keşke hiç kırmasak sevdiklerimizi...
Sevgiler...
Teşekkürler Cenk'ciğim; Senin de regaip kandilin kutlu olsun...
Sevgiler...
sevgili çınar babacığın ve anneciğin nurlar içinde yatsın.
Sevgili guguk kuşu; Hoşgeldin bloğuma. Çok teşekkürler.
Sevgi ile kalın
size çok teşk ederim ilk sizin yazılarla tanıştım biraz örnek alıyom gibi başarılar
Yorum Gönder