Mevsimi hasetinden çatlatan
şu pırıl pırıl gecede
mehtaba dalmaktı niyeti
elbette...
Bulmasa kendini
karanlık sularda boğuşurken karanlık düşüncelerle...
Bir yıldızın bir yıldıza
uzaklığı kadardı,
ellerinin yakınlığı birbirine...
Ne kadar yakabilirlerdi ki evreni tutuşup el ele...
Ne saçma!
Dikmiş gözlerini gökyüzüne
bir yıldız kaysın da,
dilek tutayım diye bekler.
Kendini kurtarabilmiş mi
ki yıldız,
kaybolmaktan
uzay boşluğunda,
sana da olsun bir hayrı...
Hep ulaşamadığını
ister ya insan...
Önce cehenneme çevirir
yeryüzü cennetini
sonra,
ışınlanmayı diler
el değmemiş bir galaksiye
İki kıtayı birbirine bağlayan
bir köprünün,
iki ucundan koşsalar birbirlerine,
buluşurlar mutlaka; herhangi bir zamanda,
herhangi bir noktada...
Anlamsızdır ama
çünkü ölçülmez metreyle bilirler
kıtalararası kültür farkları
Okuma yazma bilmeyenler için yazmalı;
bembeyaz bir defterin
lekesiz sayfasına,
görünmez harflerle...
Okuyamasınlar
bütün hikayeyi,
okuyup da,
bir cümleye sığdırmasınlar diye
satırlarca anafikri...
nurten y tartaç
( 2 Ocak 2021 )