26 Ocak 2022 Çarşamba

HAYAL

 



Bir hayalimiz vardı...

Nohut oda, bakla sofa.

İki göz bir baraka.

Dünyanın bütün çiçeklerini açtıracaktık bahçesinde.

Mavi nurdan bir ırmak 

gölgede bir salıncak

sandalla mehtaba bile çıkacaktık...


Her sabah dağların ardından 

sancıyla doğurduğumuz güneşi

her akşam ufukta batıracaktık,

denizi de boyayıp rengine


Akşam eve dönecektin

mesela balıktan

Yakamozlar yanıp sönecekti gözlerinde.

Sen yürüdükçe,

deniz yürüyecekti ardın sıra dalga dalga.

Ben yokuş aşağı koşacaktım sana.

Yüzüme yayılmış kucak dolusu gülüşümle.

Biz sarılınca birbirimize

karlar eriyecek, kuşlar ötecek,

sarı yapraklar bile yeniden yeşerecekti dallarda.


Olurdu...

Mümkündü...

Zamana kalmıştı.

Ha bugün ha yarındı.


Bu şehir; 

çok katlı cam kafeslerde

çürütmeseydi dirseklerimizi

Dev ayaklarının altında ezmeseydi

bedenlerimizden önce ruhlarımızı...


Ve

çarkın dişlileri arasına sıkışmış

 kızıl gözlü, kızıl renkli

bir kuşun kanadından,

is kokulu, kirli gecenin karanlığına

kan damlar gibi,

kanamasaydı kırıklarından saf kalplerimiz;

her umut ettiğinde

her güvendiğinde

her sevdiğinde...


Zamana kalmıştı her şey

Ha bugün, ha yarındı.


Bir hayalimiz vardı.

Olacaktı...


nurten y tartaç

16 Mayıs 2016