30 Aralık 2021 Perşembe
SIĞIRCIK ZAMANI
29 Kasım 2021 Pazartesi
GECE
sokak lambasının
titrek ışığına yansıyan
ürkek ayak sesindeki
telaşın gölgesini
Ya gözlerindeki nemi
Dinle bak!
Duyuyor musun
rüzgarın şarkısındaki ahı...
Gecenin karanlık çığlığını,
çaresizliğin sessiz çırpınışını...
Gece saklar,
gündüzün gözler önüne serdiğini
Söylemez, savunamaz olur diller
En çok bildiğini...
Karışır doğru yanlış birbirine
Cümleler susar
Kelimeler düğüm olur
Heceler küskündür...
Yıkılsın o halde karşı dağlar
Bitmez olsun üstünde tek dal ot
Bu yıkık dökük
viran olmuş duygular
Bir çözülmez bilmece
Bir labirent olmuşlar...
Kor ateşinden karlar erir
Ama geçmez kendine sözün
Kopsun o zaman gökten ay, aldırma
Kaybolsun dipsiz bir kuyuda...
Yıldızlar!
Söndürün artık yalancı ışıklarınızı...
Geceler!
Örtün üstümü zifir tülünüzle
Saklayın koynunuzda beni
Saklayın...
Sonsuza kadar...
18 Aralık 2019
25 Kasım 2021 Perşembe
BAK ŞİMDİ ŞÖYLE
Bak şimdi şöyle oluyor...
Toplumca yarı üşütük olduk; salgınıydı, varyantıydı, yok bu daha kötü bir türüymüş vurdu mu oturtuyormuş falan derken.
Öyle hale geldik ki, yanımızdan geçenden korkuyoruz dışarı çıktığımızda. Geçen gün bankada hapşırık tuttu. Bir de baktım yan yan uzaklaşıyor insanlar benden.
Dün yok artık bu kadar da yeter, bari samimi olduğum testten geçip sağlığını kanıtlamış arkadaşımla bir kahve içimi sohbet edip kafamı dağıtayım dedim.
Tehlike bir değil ki anacığım hangisinden kaçsak bir diğerine tosluyoruz.
Neyse arkadaşımın köpüğü bol sade kahvesinden tam bir yudum alacağım...
“Ay! kahve fiyatı artmış, iki paketten fazla almaya da izin vermiyorlarmış.”
“Hay! Dilini eşek arısı soksun.” Demedim tabii.
Usulca sehpaya bıraktım fincanımı, yutkunarak.
Kahve bana ben ona bakıyoruz melül melül.🤪
“İçsene soğudu kahven.” Demez mi bir de. İştah bıraktı sanki de.
Kahveden, sıvı yağ, şeker, un ve doların jet hızıyla uçuşa geçişi falan derken ekonomi merkezli koyu, sıkıcı bir sohbetin içinde bulduk kendimizi.
Konu burada kalsa iyiydi de; baştakiler, yandakiler, karşıdakiler derken siyasete uzandı ki, bu sağlığımız için tehlike arz eden cıss! konu, birçoğumuzun deneyimleyerek gayet iyi bildiği gibi.
Hazır susmaya bu kadar alışmışken deşelemenin anlamı yok ki, di mi (?)
İki kaynana bir araya gelse gelinini, iki gelin bir araya gelse kaynanasını olmadı kocasını, çocuklarını çekiştirerek içini boşaltıp oh! diye evine döndüğü o günler daha mı iyiymiş ne?🤭
Gerçi ben hiiç yapmadım öyle dedikodu valla. 😄
Benim gelinciğim evimin incisi bi kere, biriciği. Tırnağına kıyamam, ne dedikodusu.❤️
Ben dinlerim. İyi bir dinleyici olduğum söylenir.🤔
Demem o ki, artık sohbet de sohbet değil, yazmanın da bir keyfi kalmadı. Bir boğaz kavgası içinde ve bugünden yarını göremez halde endişeyle geleceğin daha nelerle bizi terbiye edeceğini düşünür olduk.
Haydi hayırlısı.
nurten y tartaç
12 Ocak 2021 Salı
PARADOKS - 3
Mevsimi hasetinden çatlatan
şu pırıl pırıl gecede
mehtaba dalmaktı niyeti
elbette...
Bulmasa kendini
karanlık sularda boğuşurken
karanlık düşüncelerle...
Bir yıldızın bir yıldıza
uzaklığı kadardı,
ellerinin yakınlığı birbirine...
Ne kadar yakabilirlerdi ki evreni tutuşup el ele...
Ne saçma!
Dikmiş gözlerini gökyüzüne
bir yıldız kaysın da,
dilek tutayım diye bekler.
Kendini kurtarabilmiş mi
ki yıldız,
kaybolmaktan
uzay boşluğunda,
sana da olsun bir hayrı...
Hep ulaşamadığını
ister ya insan...
Önce cehenneme çevirir
yeryüzü cennetini
sonra,
ışınlanmayı diler
el değmemiş bir galaksiye
İki kıtayı birbirine bağlayan
bir köprünün,
iki ucundan koşsalar birbirlerine,
herhangi bir zamanda, buluşurlar mutlaka;
herhangi bir noktada...
Anlamsızdır ama bilirler
çünkü ölçülmez metreyle
kıtalararası kültür farkları
Okuma yazma bilmeyenler için yazmalı;
bembeyaz bir defterin
lekesiz sayfasına,
görünmez harflerle...
Okuyamasınlar
bütün hikayeyi,
okuyup da,
bir cümleye sığdırmasınlar diye
satırlarca anafikri...
nurten y tartaç
( 2 Ocak 2021 )