Ulu çınara kurulu boş bir salıncak
bir bahara, bir yaza gider gelirdi
salınarak
En uzun, en kısa mevsimdi bahar,
hiç bitmeyecek sanmıştın,
bitiverdi...
Rüyadan uyanıp, hayale daldığın,
iki kalp çarpıntısı arası...
Irmaklar akardı ovalar boyunca
söğüt dallarıyla gölgeli
kana kana içmek varken,
ayağını bile ıslatmadan atlayıp
geçmiştin üstünden.
Yaz...
Ah! Yaz...
Denizin gökle buluşup
mavilerin ufukta öpüştüğü
sarı - mavi büyülü mevsimdi
geçiverdi.
Sen planlar yaparken gelecekle
ilgili
ve koşarken yarına, yaşamadan bu
günü
gelecek ne planlar peşindeydi bir
bilsen...
Her mevsim geçip gitti içinden
koparak senden...
Ya da sen...
Kırıklarını sararken
geçiverdin bir mevsimin daha
içinden...
Direndin, inat ettin, hırpalandın
da ne oldu..?
Ne karıncayı örnek aldın
kendine,
ne ağustos böceğini...
ne çalışıp biriktirdin
ne eğlendin gönlünce
ömrünce...
Bak bu mevsim de geçiyor
güneş bile hoşnut değil
gönderdiği ısıdan
asmış sarı suratını, duruyor
gökte öyle
vazifeden...
Nasıl baktıysan koca bir ömrün
ardından
bakarsın işte öyle buğulu
gözlerle
rüzgarda sürüklenen sarı bir
yaprağın ardından
n y tartaç
23 Eylül 2018