Ben anladım.. ! Bunlar toptan delirmemizi istiyorlar bizim…
Canımızın derdine düşelim, bizzat kendi derdimizle uğraşalım ki; etrafımızda neler dönüyor,ne oyunlar oynanıyor üzerimizde diye düşünmeyelim. ülke sorunları, ekonominin durumu, kim neyi ne kadar götürmüş, daha neler verilecekmiş, bunları düşünmeye hiç zamanımız kalmasın. Öyle ya, can kişinin kendi canı. Önce can sonra canan. Sağlık endişesi olanın, gözü başka birşey görür mü?
Tv de domuz gribi aşısı geleceğini duyduğumun tam da ertesi, ya da 2 gün sonrasıydı ki; ülke domuz gribinden patır patır dökülmeye başladı. “Allah Allah, nasıl da bildi hayvan aşı aldığımızı da, aşı gelmeden ne kadar can yakarsam kar” dedi. E olabilir tesadüf dedik. Hayvan gitti, doğru ilkokul öğrencilerine musallat oldu(şimdi artık büyükler de hasta(?)) Bu arada ülke domuz gribinden dökülmeye başlamadan bir gün önce,dağdakileri karşıladık çiçeklerle davul zurnayla,kahramanlar gibi. Ayıp olmasın diye bir iki soru sorduk bıraktık 34 kişiyi.(sorulardan biri,herhangi bir silahlı örgüte üye misin? şaka yapıyorduk tabi,onlar çiçek toplamaya çıkmışlardı dağa. Ben bilmem Uğur Dündar öyle dedi.) Halk ayaklandı Şehit aileleri yıkıldı. Madalyalarını protez bacaklarını fırlattılar acılarından kahırlarından. Hah! işte, bir de bunun ertesi günüydü domuz gribinin ülkede can almaya başlaması. E bu da tesadüftü zahir…
O kadar yazıldı çizildi ki, artık aşısından, olmalı mıyız, olmamalı mıyız? bunları hiç yazmayacağım. Tüm toplumun kafası sürekli bu haberleri izlemekten, bununla yatıp bununla kalkmaktan haddinden fazla karışmış durumda. Üstelikte neredeyse, “eğer aşı olmazsanız, hastalığın yayılmasından sorumlu olursunuz“ anlamına gelebilecek açıklamalarla, bir de insanların vicdani rahatsızlık duymalarına neden olunurken, ben bu konuda fazla birşey yazıp ta iyice hasta etmeyeyim kimseyi… Dee…
Bir de GDO çıktı pat diye; dedim ya gözümüzü açmamıza izin vermiyorlar, delireceğiz yakında toptan… Devlet GDO lu ürünlerin girişine izin verdi…
İnternetten araştırdım tam olarak nedir bu GDO diye, çok kısa olarak paylaşmak istedim öğrendiklerimi.
GDO nedir?
Bir canlının gen diziliminin değiştirilmesi ya da ona kendi doğasında bulunmayan bambaşka bir karakter kazandırılması yoluyla elde edilen canlı organizmalara "Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar", kısaca GDO adı veriliyor.(Frankeştayn gıdalar)
Bir canlıdan diğerine gen aktarımı, bir çeşit kesme,yapıştırma ve çoğaltma işlemi olup, genetik mühendisleri tarafından uygulanıyor. Aktarılacak gen önce bulunduğu canlının DNA sından kesilerek çıkarılıyor.Sonra vektör adı verilen taşıyıcı virüs ile bu gen DNA molekülüne yapıştırılıyor.
Neden GDO ya Hayır.
Canlılar üzerinde yapılan bu değişiklikler; canlı sağlığı,biyolojik çeşitlilik,ekolojik dengenin bozulması,ekonomik bağımlılık,canıların yaşam hakkının elinden alınması ve canlılar üzerinde mülkiyet hakkı tanınması açısından önemli tehdit ve riskler taşımaktadır.
GDOların Tehdit ve Riskleri
1. Biyolojik Çeşitlilik, Tarımsal Biyoçeşitlilik ve Doğal Dengeye Etkileri
Yerel türler tehdit altında.
Hastalık ve diğer zararlılara karşı dayanıklı olması için genleriyle oynanmış bir buğday türünün belki verimi yüksektir ama, bir hastalık ya da zararlı sayesinde o türün yok olması ve dünyada artık başka bir buğday yetiştirilmediği için buğday ırkının tamamen ortadan kalkması gibi bir felaketi beraberinde getirebilir mesela.
GDO ların aktarılmış genleri çevresinde geleneksel yöntemle üretilmiş ürünlere geçebilmektedir. Arılar, kuşlar, böcekler ve rüzgar gibi tozlaşmayı sağlayan etkenler GDO lu polenleri komşu tarlaya taşıyor ve oradaki üründe de genetik değişikliğe yol açıyor. "GEN KAÇIŞI"
Birkez gen aktarımı başlatılınca genetiği değişmiş ürünün, genetiği değişmemiş
ürünlere bulaşması -ileriki nesillere de aktarılacağından- önlenemez hale gelmektedir.
Yararlı böcekler yok oluyor. Zararlı böceklere karşı dayanıklı olmalarını sağlamak için bazı bitkilere aktarılan toksin (zehir ) karakterli genler o böcekleri yiyen yararlı böcek türlerinin de yok olmasına neden oluyor.
Yabacı otlara dayanıklı genlerin aktarıldığı bitkilerin diğer canlılar ( uğur böceği) üzerinde öldürücü etki yaptığı gözlendi ( Steinbrecher,1996)
Böceklere ve yabancı otlara dayanıklılık geni aktarılmış bitkiler, zamanla o böcekler ve yabancı otlarda dayanımı arttırdığı için çok daha fazla tarım ilacı kullanılmasına yol açabiliyor.
İNSAN SAĞLIĞINA ETKİLERİ
GDO lu bitkiler yüksek allerji riski taşıyor. 11 Aralık 2003'te Rusya'da bir gurup bilim adamı son üç yıl içerisinde allerji belirtisi gösteren hastaların sayısında 3 kat artış olduğunu ve bunun altında yatan nedenin Genetiği Değişmiş Ürünler (GDÜ) tüketimi olabileceğini açıkladılar.
Toksik (zehirleyici ) Etkiler
(1980 lerin sonunda bir Japon firması triptofan adlı bir aminoasidi bir bakteriye ürettirerek besin takviyesi olarak ABD de satışa sundu. Aylar içinde ürünü kullanan kişilerde sinir sistemini etkileyen, kas ağrıları ve kandaki bazı hücrelerin sayısında artış ile seyreden eozinofili-miyalji sendromu ortaya çıktı. Yapılan incelemne sonucu genetiği değiştirilmiş bakterideki artmış triptofan üretiminin toksik bir yan ürün oluşumuna yol açtığı ve sendromun toksik madde nedeniyle ortaya çıktığı anlaşıldı.)
Antibiyotiğe Karşı Dayanıklılık Oluşturması
GDÜ lerin üretimi sırasında belirteç gen olarak kullanılan antibiyotik direnç genlerinin en büyük tehlikesi, ortamda bulunan bakteriler aracılığı ile yayılması.
Bu tür ürünleri tüketen canlının sindirim sisteminde bulunan bakterilerin, o ürünün yapısında bulunan antibiyotik direnç genini alması mümkün.
Bt nin ( Bacillus thuringiensis) etkileri
Tarımda uzun zamandır böcek öldürücü olarak kullanılan Bt spreyi toprakta parçalanıyor. Ayrıca tüketilen ürün yıkanarak Bt spreyinden arındırılabiliyor. Ancak Bt geni aktarılmış ürünlerde Bt toksininin parçalanması ya da ürünün yıkanarak temizlenmesi söz konusu değil. Bu durumda Bt toksini bütün etkisini ürün tüketilene kadar, hatta belki de tüketildikten sonra da sürdürüyor.
Sağlıksız Hayvanlar ve Hayvansal Ürünler
Örneğin süt verimini arttırmak için ineklere GDÜ lü ürünler veriliyor. Bu hayvanların sağlıkları bozuluyor.Meme enfeksiyonları, rahim, sindirim sistemi bozuklukları, yumurtalık kistleri görülüyor. Gebelik oranı düşüyor.Antibiyotik kullanma sıklığı artıyor.
Bilim insanları ayrıca iki tür potansiyel tehlikeye dikkati çekiyor; durgun virüsleri yeniden harekete geçmesi ve virüsler arasında yeni bulaşıcı diziler oluşturabilecek kombinasyonlar!...
Sağlıksız Beslenme ve Yol Açtığı Sorunlar
Sadece verimli ve dayanıklı birkaç ürün yetştirilmesine yol açan GDO ların yarattığı en büyük tehlikelerden biri de gen çeşitliliğinin yok olmasıyla birlikte insanları tek tip gıda almak zorunda bırakıyor olması.
Tek tip gıdalar insanların sağlıklı ve dengeli beslenmesini engelleyecek. Bu durumda tek tip beslenmeye mecbur kalacak olan yoksullar sağlığını yitriyor, maddi imkanı iyi olanların da gıda takviyeleri, tedavi yöntem ve ilaçlarına büyük miktarda para harcaması gerekiyor.
Yaşam patentlenemez !
GDÜ lerin ekonomik olarak getirdiği en büyük sakıncalardan biri bu ürünlerin patent hakkının tüm dünyada birkaç çok uluslu şirketin elinde olması.Bu çalışmaları yapan şirketler en büyük kazançlarını patent bedeli tahsil ederek sağlıyorlar.Çiftçi terminatör genlerle kısırlaştırılan tohumları her yıl yeniden almak zorunda kalıyor. Bu da çiftçiyi çok uluslu tohum üreticisi şirketlere bağımlı kılıyor.
Dünyanın önde gelen GDO üreticisi firmalardan tohum alan çiftçilerin ürünlerinin verdiği yeni tohumları tarlalarına ekme hakları yok. Üretici firmalar bu tohumların korsanlığını yapanların önüne geçmek için komşu ispiyonu gibi en basit yollardan dedektif tutmaya kadar her yola başvuruyorlar. Bu güne kadar 100 çiftçi mahkeme sürecinden kurtulmak için ürünlerini yaktı, üretici firmaya tazminat ödedi ve banka hesapları incelemeye alındı.
(internetten)