11 Kasım 2024 Pazartesi

HERHALDE


İnsan evladının;
kendi cinsine,
doğaya dağa taşa denize hayvana düşmanlığı,
kendi ülkesini mahvetmek yetmeyince diğer ülkelere saldırmakla ilgili hırsı öfkesi bitmeyecek.
Tüm dünya, üstünde tek ot bitmeyecek, tek kuş uçmayacak bir çöle ya da baştan sona bir bataklığa dönene kadar ve insan kendi ırkını da yok edene kadar bu böyle sürüp gidecek anlaşılan.
Biz sıradan dünyalılar ise, dünyayı yok etme savaşındaki üç beş büyüğün değirmenine su taşımaya devam edeceğiz her zamanki gibi.
En başta da önümüze konulan sandıkalara oy atarak...
Yani mış gibi yaparak...


nurten y tartaç

İlişkilendirebildiklerimden

DENEME YAZISI

Eş dost arkadaş, akraba komşu, sevgili vs. ilişkileri kendi içinde ve kendine özgü farklı davranış biçimleri geliştirmeyi gerektiriyor.
Elbette karşıdaki insanın size yansıyan kişiliğine göre değişen bu davranış şekli aynı zamanda sizin kişilik yapınızla da doğrudan alakalı olacaktır.
Her ne şekilde davranıyor olursanız olun sizinle iletişim halinde olan kişi; davranışınızı, konuşmanızı hatta mimiklerinizi bile kendine göre yorumlayacaktır büyük ihtimalle.
Kişi size karşı samimiyse ve samimi ve doğal olduğunuzu düşünüyorsa eleştirel olmak yerine empatiyle yorumlayacaktır her hal hareket ve sözünüzü.
Aksi halde mutlaka eleştirileceksinizdir.
Mesela ortamı germemek adına ılımlı davranıp ona göre konuşuyorsanız, en hafifinden,
'nabza göre şerbet' veren biri olarak algılanılmanız olasıdır.
Eşinize dostunuza sevgi sözcükleriyle hitap ediyor ve bu yaklaşımınızla değer verdiğiniz kişinin gururunu okşamaktan çekinmiyorsanız karakteri sizden çok uzak biri için politik hatta yalakasınızdır.
Yine de;
bazıları için tek bir davranış ya da sözü nedeniyle bir kalemde üstünü çizip 'inceldiği yerden kopsun' diyebiliyorken,
ne yaparsa yapsın 'yetti artık ne çekiyorum ki ben bunu' demenize rağmen hayatınızdan çıkaramayacağınız kişiler vardır ve mutlaka var olabilecektir.
Yani,
anladım sanırım ben bu ilişkiler ağının nasıl işlediğini(!)
Şöyle ki;
her ne şekilde davranırsanız davranın karşınızdakinin hayat görüşüne, kültür ve görgüsüne, kişilik ve algı yeteneğine göre değişecektir size karşı yargısı.
Aynı tutum ve konuşmanız övgü de alabilir eleştiri de alabilir...
Demem o ki sevgili dostlar; 'amaan sen de!' deyip başkaları ne diyecek ne düşünecek demeden kendi bildiğiniz yolda, mantık ve öngörünüz doğrultusunda ilerlemeye devam ediniz.😅

nurten y tartaç

İlişkilendiremediklerimden


😁🤣🤯

Çarşıda pazarda satılıyor olsa
Alıcam
Pazarlık falan da yapmıycam
Kaç liraysa etiket fiyatı
Bastırıp parayı alıcam valla
Bilinse kıymeti
Kırık testiyle
Kırk dereden su getircem
Kar demiycem kış demiycem
Düşücem yola
Bulabilsem bir yolunu
Ben bilmez miyim
Bir beyaz Bulut alıp iliştirmek
Tam kalbinin üstüne
Ama bilirim
Yağdırsa yağmurunu
Sel olsa hatta
Yumuşatmaz ki
Çatlak çöl toprağı olmuş yüreği
Desem ki
Ayna ayna söyle bana
neler saklı arkandaki sırda
Daha çok şey Diycem de
Makbuldür uzun lafın kısası
Düğüm atıp ucuna
Kesmek lazım burada


nurten y tartaç
24 Aralık 2024

14 Şubat 2024 Çarşamba

ŞÖYLE BİR ŞEY HERHALDE

 


Elinize bir uçan balon tutuşturmuşlar ipinin ucuna da sizi, yani kalbinizi bağlamışlar. 
Önce göklerde uçarsınız. Öyle sanırsınız. Nasıl da güzel bir duygudur bulutların üstünde, kalbiniz önde siz arkada koşturmak çoşkulu bir heyecanla, mutlulukla.
Sonra yavaş yavaş balonun havası söner doğal olarak.
 Balonla birlikte önce usul usul süzülerek sonra gittikçe hızlanarak bulutlardan iner ve kayalıklara çakılarak darmadağın olursunuz/darmadağın olur kalbiniz.
İşte o zaman anlarsınız ki aşk geçici, havai bir duygudur. Takılıp peşine gitmemek gerek öyle bilip bilmeden.😁
Bir aldatmaca, bir illizyondur anlayacağınız.
Ama geçmiş olsun. Artık paramparça, dikiş tutmaz, yamanmaz, onarılmaz bir kalbiniz vardır.
Adını yürek koyarsınız. 
 Avucunuza alıp sevip okşayarak ve onarabilirim umuduyla kah flasterle yapıştırarak, kah iğne iplik alıp teğelleyerek 😜😂usulca göğüs kafesinin içindeki yerine bırakırsınız.
Sızladıkça yüreğiniz  belki yapabileceğiniz tek şey açıp radyoyu bir şarkı dinlemek olabilir; elinizin tersiyle gözyaşlarınızı silip, burnunuzu çekiştirerek.
Yani demem o ki sevgili gençler ve ikinci baharlarında hala dalgın ve süzgün gözlerle gökyüzünü tarayarak; evini şenlendirecek, gönlünü çiçek bahçesine çevirecek, el ele tutuşunca kutuplardaki buzulları bile eritebilecekleri bir sevgili bekleyenler...
Üzgünüm sizi hayal kırıklığına uğratacağım ama yok öyle bir dünya, o ancak masallarda olur. 
 Nurten Teyze/bacı olarak size öğüdüm şudur ki;
daha önce de söylediğim gibi; indirin artık yıldızlardan gözlerinizi.
Belki aradığınız tam da burnunuzun dibinde, sizin onu fark etmenizi bekliyordur;
akıllı uslu, ayakları yere basan ve mantık çerçevesinde bir sevgi sunmak için. Kim bilir🤷‍♀️🤩
nurten y tartaç 
SEVGİLİLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN 💐🌻🌼🌷⚘️🍀🌺

6 Kasım 2022 Pazar

YANILSAMA

 

Kavak yelleri esecek 

sen şarkılar söyleyecektin 

dans edecekti

neşene ortak

 dallarda yapraklar.


İşte tam da o anda, 

rüyalarındaki

 mavi kuşu görecektin

kendi gökyüzünde

kanadından düşen

mavi tüyün peşinde koşacaktın

çıkmaz sokakta bulacağını bilemeden kendini...


Saçının en isyankar teline emanet ettin gizlerini

o gidip rüzgara fısıldadı

meltemin kışkırtan kıpırtısına uyup...


En yüksek duvarları hep kendin örmüştün çevrene

döndün, yine kendin açtın

en büyük deliği çeperine...


Engin denizlere yelken açmaktı hevesin

Bermuda Şeytan Üçgeni'nde

yok oldun.


Herkesin Kutup Yıldızı sendin ama 

 gün ortasında kayboldun.


Ah! Ettikçe kanarmış

kabuk tutmuş

yeri unutulmuş yaralar.


Çatlamış dudaklar

bir damla mey beklerken

yar elinden

yar, paslı bıçak saplarmış

en incinmiş yerinden... 


            nurten y tartaç

           ( 12 Mart 2020 ) 



26 Ocak 2022 Çarşamba

HAYAL

 



Bir hayalimiz vardı...

Nohut oda, bakla sofa.

İki göz bir baraka.

Dünyanın bütün çiçeklerini açtıracaktık bahçesinde.

Mavi nurdan bir ırmak 

gölgede bir salıncak

sandalla mehtaba bile çıkacaktık...


Her sabah dağların ardından 

sancıyla doğurduğumuz güneşi

her akşam ufukta batıracaktık,

denizi de boyayıp rengine


Akşam eve dönecektin

mesela balıktan

Yakamozlar yanıp sönecekti gözlerinde.

Sen yürüdükçe,

deniz yürüyecekti ardın sıra dalga dalga.

Ben yokuş aşağı koşacaktım sana.

Yüzüme yayılmış kucak dolusu gülüşümle.

Biz sarılınca birbirimize

karlar eriyecek, kuşlar ötecek,

sarı yapraklar bile yeniden yeşerecekti dallarda.


Olurdu...

Mümkündü...

Zamana kalmıştı.

Ha bugün ha yarındı.


Bu şehir; 

çok katlı cam kafeslerde

çürütmeseydi dirseklerimizi

Dev ayaklarının altında ezmeseydi

bedenlerimizden önce ruhlarımızı...


Ve

çarkın dişlileri arasına sıkışmış

 kızıl gözlü, kızıl renkli

bir kuşun kanadından,

is kokulu, kirli gecenin karanlığına

kan damlar gibi,

kanamasaydı kırıklarından saf kalplerimiz;

her umut ettiğinde

her güvendiğinde

her sevdiğinde...


Zamana kalmıştı her şey

Ha bugün, ha yarındı.


Bir hayalimiz vardı.

Olacaktı...


nurten y tartaç

16 Mayıs 2016

30 Aralık 2021 Perşembe

SIĞIRCIK ZAMANI

 


Benim sığırcıklar toruna torbaya karışmışlardı ben kitaplaştırmaya karar verene kadar.
Kelimeler pas tutmaya, yazdığım kağıtlar kıyısından köşesinden farelerce kemirilmeye başlanmıştı.
Tam karar vermiştim ki, bu kez de pandemi nedeniyle erteledim basımını.
İki yıla yakın da böyle tozlanmaya bıraktım roman taslağımı mecburen.
Ve...Nihayet romanımı elime almanın sevincini yaşıyorum.
Okumak isteyen sevgili arkadaşlarım,

www.okumaodasi.com/sigircik-zamani

adresinden ulaşıp sipariş verebilirler.

nurten y tartaç




(Bu paylaşımım bir başlangıç olsa da çok severek yazdığım blog dünyasında yeniden faal olarak yazmaya başlasam  ne güzel olcek :))