17 Ağustos 2017 Perşembe

KEDİLERİN EN AKILLISI



Bir süre önce bu yazıyı paylaşmıştım. 


"Ailemizin yeni sürpriz üyesi Miya. Ayağı öyle kötü yaralanmış ki, Mert dayanamamış eve almış. Tedavi sürecinde acı içinde kıvranmış Miya'cık. (İsmi de Miya olmuş:) ) Veteriner bayıltmak zorunda kalmış iğne ve pansuman sırasında. Başındaki hunisi, bacağındaki sargısı ve ağrısı nedeniyle uyuyamayan kedinin başında sabahlamışlar günlerce Mert ve arkadaşı. Biz tatilden döndüğümüzde hunisi hala başında olduğu için sağa sola çarpa çarpa yürümeye çalışan Miya şimdi artık gayet sağlıklı,hatta evde saltanatını ilan etmiş durumda. 😄


Beni tanıyan arkadaşlarımın hayretler içinde kaldıklarını görür gibiyim. Bilirler çünkü hayvanlardan abartılı derecede korktuğumu. Ama hiç yaklaşamasam da bütün hayvanları çok severim. Gördüğümde korkudan kaskatı kesildiğim örümceği bile severim aslında. Çünkü yaşama ve doğaya katkılarından dolayı tüm canlılara saygı duymak gerektiği inancındayım.
Yani kedimiz geldiğinden beri sevgim ve vicdanım korkumu bastırmış gibi görünüyor. 😄"


***

İşte face'de anlattığım bu kedicik bir süre bizde kaldıktan sonra dışarı özlemiyle yandı tutuştu. Zavallıcık balkon demirlerinin arasından başını çıkarıp dalgın gözlerle uzun uzun bahçedeki diğer kedileri, kuşları izlemeye, dış kapının önünde durup acı acı miyavlamaya başlayınca sokağı özlemiş olmalı, dışarı çıkmak istiyor, eziyet etmeyelim zavallıya salıverelim diye düşünüp kapıyı açtık. Ok gibi fırlayıp kaybolmuştu kedicik.
Bir iki gün hiç görünmedi ortalıkta. Aslında yaralanmadan ve bizde kalmaya başlamadan önce de ara sıra görürdük apartmanın önünde boylu boyunca uzanmış uyurken, keyifle yalanırken. O yüzden endişelendik başına bir şey gelmiş olmalı diye. 

Bir süre sonra tekrar çıktı ortaya. Bizi gördükçe peşimize takılıyor, asansörün kapısı açılır açılmaz bizden önce içeri dalıp bizim kata gelince asansörden bizden önce inip, diğer dairelere değil doğruca bizim kapımıza geliyordu. Oturan kedi biblolarındaki gibi oturup, burnunu kapıya dayıyor, gözlerini kapı tokmağına dikip açmamızı zor bekliyor, bizden önce içeri dalıyordu. Doğruca balkona çıkıyor, masum kedi pozisyonunda gözlerini bize dikiyordu tekrar.

" E hani benim örtüm nerede, niye kaldırdınız?" der gibi.
Her geldiğinde altına serdiğimiz örtüyü serer sermez de üstüne upuzun uzanıp derin, serin ve huzurlu bir uykunun kollarına bırakıyordu kendini. Saatlerce saatlerce saatlerce uyuyordu.

Ertesi gün ev halkı ne zaman uyanmış ve evde koşuşturma başlamışsa ancak o zaman "Maaaww! " diye balkondan antreye geliyor, yine en masum pozunu takınarak burnunu kapıya dayıyor, " Yeter artık bu kadar misafirlik, hadi bana eyvallah..." demek istiyor, (herhalde) biz de kapıyı açıp çıkmasına izin veriyorduk. Çıktıktan sonra hemen gitmiyor, önce paspasın üstüne uzanıyordu.
"Gidecek misin, girecek misin kızım, karar ver ama işim var. " diyordum. Gelip tekrar bacaklarıma dolandıktan sonra arkasını dönüp gidiyordu; "Ay şekerim... gidiyorum ama bu sizin ikramınızdan hoşnut olmadığım anlamına gelmiyor. Yine geleceğim." der gibi Catwalk yürüyüşüyle, sakin, edalı, kendine güvenli adımlarla. Bizi kullanıyor muydu ne? :)
 İlk günlerde tekrar içeri almayacağım diye inat etsem de dışarıdan mikrop taşıyacak korkusuyla, oğullarımın ısrarı ve kedinin de balkondan başka yerde gezmeyecek kadar düşünceli bi konuk olması inadımı kırdı. Hem Mert aşılarını yaptırmıştı nasıl olsa.
 "Olsun! zavallıcık bizi seviyoo bee. Noolcek! Ben de kediye/hayvana alışmaya çalışıyorum böylelikle. " 

Neyse efenim, geçen gün apartmanın önünde alt kat komşumuzu bizim(!) kedimizin önüne kuru mama ve su koyarken gördüm. "Bu bizim kedi sayılır bazen bize gelir uyur, ertesi gün çıkar gider." dedi komşum. "Ne! Bize de aynısını yapıyor." dedim. Gülüştük, vay uyanık vay diye. Dün de onuncu kattaki genç kızı yine apartman önünde onu severken gördüm. " Kızıımm! aşkıımm! Kaç gündür gelmiyorsun, nerelerdesin? " demez mi? Yok artık, bu kadarına da pes derken giriş kattaki delikanlı geldi yanımıza, "bize de gelir bazı günler, yer içer, uyur ertesi gün gider dedi.

 Anlayacağınız bizi çok sevdi diye sevindirik olduğumuz kedimiz Miya'cık meğer apartmandaki her kedi seven dairenin gözde konuğuymuş. Şu anda da balkonda mışıl mışıl uyuyor. Bakalım yarın hangi komşuyu seçecek sabahlamak için.

nurten y tartaç




5 yorum:

Handan dedi ki...

Hahahaha, kedinin apartmanı olmuşsunuz :)

Çınar dedi ki...

Handan aynen öyle valla. Akıllı kedimizi bunca kişiyi hizmetine aldığı için, kendisini bu kadar sevdirmeyi başardığı için takdir etmemek elde değil :)

Sevgiler :)

Makbule Abalı dedi ki...

Hayvanların çok şaşırtıcı davranışları var.Bu gerçekten çok farklı bir kediymiş. Ödülü hak etmiş.
Sevgiler...

Çınar dedi ki...

Makbule Abalı , Bence de ödülü hak ediyor bizim kedi :) :)

Sevgiler

ramazan dedi ki...

Harika...Bizim Boncuk Hanım 13 yaşını bitiriyor. Hala bize mesafeli. Siz şanslısınız...