21 Haziran 2014 Cumartesi

ÖZGÜVEN



Başarılı, saygı duyulan, takdir edilen, kariyer sahibi, yüksek sosyal statüye sahip ya da fiziksel çekiciliği fazla olan kişilerin özgüvenlerinin daha yüksek olduğu  yönünde bir öngörü vardır. Genellikle de böyledir.

***


Dün bir genç kız gördüm 14-15 yaşlarındaydı. İnce düz biçimli kaşlarının altında adeta ona paralel uzanan güzel ela gözleri kirli suratında ışıldıyordu alaca karanlıkta. Arkası sıra çektiği, kocaman torba şeklindeki iki tekerlekli kağıt - mukavva toplama aracını çöpün yanına çekti. Bulduğu mukavva atıkları ayaklarının atında ezip küçülttükten sonra tıktı torbanın içine. Arabasını çekiştirerek biraz uzaklaştıktan sonra yol kenarında durdu. Yemenisini sıyırıp aldı başından. Uzun kumral saçlarını arkada toplayıp  yemenisiyle bağladı. Şalvarını belinden biraz daha aşağıya indirdi. Tişörtünün eteğini büzdürüp yanda düğüm yaptı. Türk filmlerinden bir sahneden esinlenmiş olmalıydı. Sonra arabasının kollarına geçirdi yine kollarını, biçimli dudaklarını ıslattı bir güzel ve bağıra bağıra bir türkü söylemeye başladı, arabasını ardı sıra sürüklerken. 


Yürüyüş yapıyorduk Merih'le. Yorulmuş bir banka oturmuştuk. Onu izlediğimizin farkındaydı. Başkaları da vardı yürüyen ya da oturan. Hiç aldırış etmedi. 

Sesi mi..? Güzeldi :)

Geçenlerde bir alışveriş merkezinin arkasında araba park yerine giderken rastladığım  çingene kız da beni çok şaşırtmıştı. İncecik bedenini öyle bir esnete esnete ve dimdik yürüyüşü vardı ki; değme mankenlere taş çıkartacak cinstendi doğrusu. Dönüp baka kalmıştım özgüvenine  hayranlıkla. Sadece ben mi, çevrede kim varsa dikkatlerini çekmişti.


Anlaşılan; kişinin özgüveninin yüksek olması, toplumdaki konumuyla o kadar da ilgili değil. Kendisiyle barışık ve hayata gülerek bakabilen, bulunduğu durumun farkında olan, eksikliklerini kabul eden hatta bunlarla dalga geçebilen insanlarda özgüven daha yüksek herhalde. 


Sorunlarımızı ya da eksikliklerimizi yapabildiğimiz kadarıyla gidermeye çalışmalıyız elbette ama değiştiremeyeceklerimizi gözümüzde iyice büyütüp dert etmek yerine,  kabullenmek bize kendimizi daha iyi hissettirecektir mutlaka.Ve bu da özgüvenimizi artıracak, hayatı daha kolay kılacaktır sanırım...

O halde haydi! kusurları boşverip, gülümseyelim kendimize :)






12 yorum:

Handan dedi ki...

Tatilde şişman olduğum için ne zaman sıkılsam duruşumu dikleştirip omuzlarımı geri atmayı kendime görev bildim. İyi geldi doğrusu:-)

Çınar dedi ki...

Handan ; Şahane bir yol. Aynen devam. Kusurlarımıza kafayı takarsak sonunu bulamayız :)Ayrıca her güzelin bir kusuru vardır, noolcek ki :)

Sevgiler

Asuman Yelen dedi ki...

Çok haklısın Çınar' cım. Bari bu saçma sapan şeyleri dert edinerek zaten zor olan yaşantımızı iyice zorlaştırıyoruz.
Çok samimi söylüyorum bu yazıyı okuduktan sonra bir kez daha buna dikkat etmeye karar verdim.

Senin bu yaşama dair hoş gözlemlerine bayılıyorum.

Güzel bir Pazar diliyorum.

Çınar dedi ki...

Asuman Yelen ;haklısın hayatımız çok zor dış etkenler nedeniyle. Bir de kendi içimizde savaşlarla iyice zorlaştırıyoruz yaşamı kendimize. Oysa bir bilsek ki; aslında mucizelerle donatılmışız her canlı gibi. Önemli olan bunun bilincinde olarak elimizdekilerin değerini bilip, bunlarla yetinmek ve mümkünse öz varlıklarımızı geliştirip güzelleştirmek. Sonrası çok güzel olacaktır zaten ;)

Teşekkürler

Sevgiler

Sittirella dedi ki...

Çınar ablam, merhaba...
Özgüven konusunda bi' kaç kelâm etmek isterim.
Genel kanının aksine, sosyal konumu yüksek, kariyerinde başarılı, fiziksel bakımdan boy-kilo-güzellik avantajı olan insanlar daha çok özgüven sorunu yaşıyorlar diye düşünüyorum.
Sürekli ''onaylanma'' ihtiyacı hissediyorlar.
Birileri onlara ne kadar başarılı, ne kadar yetenekli, ne kadar güzel olduğunu söylemediği sürece kelimenin tam anlamıyla ''hiç''ler.
Bir başka sebep daha var; bilgi arttıkça eksik kalınan binlerce noktanın farkına varıyor insan ve bu eksiklikler, her konuya hakim olamama/bilememe hissi de özgüveni örseliyor.
İstisnalar her zaman var, bu kişinin kendini yetiştirmesiyle ilgili.
Nasıl ki cehalet arttıkça cesaret de artıyorsa, özgüven de artıyor gibi geliyor bana sanki.
Belki de yanılıyorumdur...

Çınar dedi ki...

Merhaba Sittirella'm; toplumda 'üstün' özelliklere sahip kişiler acaba sürekli pohpohlandıkları için mi, ilgi azaldığında özgüven eksikliği hissediyorlar..?

" bilgi arttıkça eksik kalınan binlerce noktanın farkına varıyor insan ve bu eksiklikler, her konuya hakim olamama/bilememe hissi de özgüveni örseliyor." bu çok doğrudur sanırım. cahil /niteliksiz/ insanlar kendi kapasitelerinin ya da eksikliklerinin çok da farkında olmadıkları gibi nitelikli, bilgili insanların özelliklerini anlamaktan da yoksun olduklarından daha ölçüsüz ve abartılı davranmakta bir sakınca görmüyor olabilirler. Cahil cesareti bu olsa gerek.

Konuya farklı bir açıdan bakarak yaptığın doğru tespitler için teşekkürler canım.

Sevgiler

deeptone dedi ki...

miribaaa. bloguma gelmişsiniz. hoşgeldiniiiz. görüşürüz ki yineee. gelirim kii :)

Çınar dedi ki...

deeptone ;sen de hoşgeldin. :) Arada geliyorum bloguna zevkle okuyorum yazdıklarını, her zaman yorum yazamasam da :)

Gel tabii yine sevinirim kii :)

Sevgiler

deeptone dedi ki...

tımım :)

Çınar dedi ki...

deeptone ; :)

Esin Bozdemir dedi ki...

Egosu sürekli şişirilen ve sürekli iyi, güzel, başarılı olduğunun onayına ihtiyaç hisseden insanları da aciz görürüm ben de.. O şarkı söyleyen kız, belki biraz da ilgi çekmek amacı ile böyle davranıyor olmalı!. Umarsız görünmeye çalışarak, 'hiç birinizi umursamıyorum!' tavrı içinde iken aslında 'sesinin güzelliğinin farkında' olduğu için 'ben de buradayım' diyor kim bilir!

Ama en önemlisi her ne olursa olsun insanın kendisi ile barışık olabilmesi çok mühim.. Bu ince gözlem ve pozitif düşüncelerin adına teşekkür ederim sevgili Çınar .)

Güzel bir hafta dilerim..Sevgiyle...

Çınar dedi ki...


Esin'cim; etraftan sürekli; ne kadar güzel, ne kadar başarılı yani bazı üstün özellikleri sürekli öne çıkarılarak 'şımartılan' insanlar bu motivasyonla özgüvenleri yüksek bir duruş sergileseler de bu tip yaklaşımlardan uzak kaldıkları durumlarda içine kapanık, sessiz, asık suratlı bir davranış ve duygu durumu içine giriyorlar. Bunu yakın çevremizde de gözlemleyebiliriz.

Çingene kızların yukarıda yazdığım özgüvenli davranışlarına gelince; buna cahil cesareti de diyebiliriz ama sanırım bir de şöyle bir durum var ki, çingeneler(kanlı canlı neşeli ve sanki dış faktörlerden bağımsız ayrı dünyaları olan
farklı,kendilerine özgü bir gruptur toplum içinde. Kanımca ( ki; sürekli izlerim çingeneleri her gördüğümde. Çanakkale'de ise buna çok fırsat buldum.:) ) bir - ikisi için değil de hepsi için geçerli bu vurdumduymaz, etrafa, aldırmaz rahat davranış biçimleri.
Ve sanırım yalnızca cahil cesareti şeklinde açıklanamaz onların özgüvenleri. Kanlarında var demek daha uygun sanki. Bu arada çingene leri çok sevdiğimi ve hatta kıskandığımı da eklemek gereği duyuyorum. :)

Haklısın Esin'cim, hayat yeterince zor. Ayrıca bir de kendimizle savaşarak hayatı çekilmez kılmanın bize katacağı herhangi birşey olamaz.

Teşekkürler canım
İyi bir hafta dilerim