24 Mayıs 2013 Cuma


Ahh!  Anne olmak...

Görmek, tutamamak, duymak, yapamamak, el uzatamamak .

Öylece izlemek, sadece dinlemekmiş anne olmak.

Biliyorum... Yoruldular, üzüldüler...

Uykusuz gecelerinde, rüya olsam gözlerine.

Yerlerine geçsem;

fizik formüllerini ezbere bilsem, grafikleri ben çizsem.

Ya da;

Elimden gelse de, ben girsem derslerine

:))))))))))))))))


22 Mayıs 2013 Çarşamba

BİR SİVRİSİNEK KLASİĞİ


Bu sivrisinek denilen mahlukatın üstün zekalı olduğuna bahse girerim. Nerden anlıyorlar anacım, öldürmek üzere gardımı aldığımı bilmem ki? Daha kolumu kaldırmadan vızz diye uçup gidiyorlar. Yüzüme kondu diye kendimi tokatlayıp durmaktan yüzüm gözüm şişmiş morarmış kalktım sabah Allah sizi inandırsın. Üstelik, görünmez olabilme gibi bir yetenekleri olduğundan da eminim. "Hadi canım!" demeyin. Valla... Bence var öyle bir yetenekleri. Yoksa gözümün önünde uçmakta olan sivrisinek, tam tepesine indirmek üzereyken yok oluverir mi hiç?  Bu kadar da değil. İnsanı çileden çıkartacak, saçını başını yoldurtacak derecede espri anlayışları da mevcut.  Öyle olmasa, elimde öldürücü silahım, kapıya koşarken perdede, perdeye koşarken kanepede belirip gecenin bir yarısı beni evde dört döndürmez. Ellerim kollarım havada garip şekiller çizerek, kendimi ordan oraya atarak hem de. 

Hiç de abartmıyorum... Sabaha kadar başımın üstünde helikopter gibi dönüp duran bu minnacık hayvancıktan neler çektiğimi bir ben bir de Allah biliyor. 

Ama durr! Bu gece kurtuluşun yok sivrisinek efendi/ler/ ya ölecek ya öleceksin. Göreceğiz bakalım o zaman, el mi yaman bey mi yaman..?



12 Mayıs 2013 Pazar

GÖZ AÇIP KAPATANA KADAR GELİVERİRMİŞ YARINLAR


Yarın,  derdin ya hep Annem...

Yarın bu öğrendiğin çok işine yarayacak.


Yarın ne demek istediğimi anlayacaksın.


Yarın pişman olacağın şeyi  yapma.


 Yarın ondan zarar gördüğünde anlayacaksın ne demek istediğimi.


Yarın sorarlar adama "Annen seni hiç mi mutfağa sokmadı" diye.


 "Yapmasan da yanımda dur da, öğren nasıl yapıldığını." :) 

Yarın evlendiğinde,


Yarın çocuğun olduğunda,


Yarın şu olduğunda, yarın bu olduğunda...


"Off! Anne yaa, bıktım; yarın şöyle, yarın böyle.


 Ne menem bir şeymiş bu yarın böyle..?

 Bi gelse de kurtulsam." derdim ya ben de...

Yarınlar; kırarak, incitip ağlatarak,


 kimi zaman gülerek, eğlenerek

 ama hep öğreterek geldi.

 Geldi de, çoktan dün bile oldu o yarınlar

Annem...

       
nurten y tartaç







4 Mayıs 2013 Cumartesi


Anladım ki; yaş seksenbir olsa da sevdalar dün gibi taze kalıyor yürekte. Ne yaşanırsa yaşansın ardından, o kalp sızısı duruyor hep yerli yerinde...

 Ailenin koca çınarı Sevgili Dayıcığım her gençlik aşkı için :)  bir şiir yazmış zamanında.

Şiirlerini heyecanla okurken, gözlerinde yanıp sönen o çapkın ışığı gördüm.

 Seksenbir yaşında kalbi pır pır eden gencecik bir delikanlıydı  dün akşam Sevgili Dayıcığım.

1956 yılında yazmış alttaki şiiri

KAPICININ   KIZI

Ah! kafir.  Aşkta ışık, kalpte sızı.

Seni fettan, seni zalim, seni gamsız

kapıcının kızı.

Yakacaktın beni dünden

Anlamalıydım gözünden.

Sen bir lale, aşkın tasma,

seni hain, seni yosma.

Seni fettan, seni zalim, seni gamsız

Kapıcının kızı.


( M Esat Ulusoy )

Bu aşk bu şiir yüzünden bitmiş sanırım. Çok sinirlenmiş kız "kapıcının kızı" denmesine.