4 Aralık 2011 Pazar

ENGELLİ YAŞAMLAR

 Bir kedi,  köpek ya da herhangi bir hayvanın gözlerinde, en kızgın anlarında bile  masum, çocuksu bir ifade dikkatimi çeker her baktığımda.  Masumdur bakışları çünkü hiçbir ard niyet  fesatlık yoktur içlerinde.  Öyle gerektiği için yaparlar sadece ne yapıyorlarsa.  Doğaları icabı. Yaşamak için.

Kocaman ela gözlerinde hep aynı çocuksu masumiyet vardır.  Sinirlenip saldırganlaştığında bile saçlarını okşayıp "sana kola alacağım " demeniz yeter  kedi gibi uysallaşması için. Küçücük bir çocuktur O. 50 yaşında bir çocuk.  Tüm dünyası oyuncak arabaları ve özellikle de boy boy oyuncak greyderleridir, odasına itinayla dizdiği, gözü gibi baktığı. Bir de canı isterse çizdiği resimleri.  Kimsenin bakmasına bile izin vermediği resimleri.  Ağzında dişleri seyrelmiş, saçları beyazlamış olsa da elleri masumiyetinin ikinci işareti gibidir. Yumuşacık, bebek teni gibi.

O   ( Spastik özürlü )  bir engelli.  Engelli olduğunun farkında bile olmayan, ailesince ömür boyu sarılıp sarmalanmış, korunup gözetilmiş bir engelli.  Sokaklarda hiç rastlamadığımız, evlerde saklı, hayatı ailesinin hayatta olmasına bağlı sayısız engelliden  birisi.

Onlar bilmezler dış dünyayı, kendilerine ne isim takıldığını.  Hiçbir şeyin farkında değillerdir.

Ya aileleri... Spastik özürlü çocuklarıyla bir ömür geçiren aileler ...  Onların "engelli"  yaşamları nasıldır..?  Kim bilebilir ki yaşamadan..?

Devlet bu aileler için onların da normal bir yaşantı sürmeleri için ne yapar ..?

Ya anne - baba öldükten sonra...

8 yorum:

Sittirella dedi ki...

Hiç bir şey yapmaz ablacım... 'soru mu şimdi bu?' diyeceğim affına sığınarak :(
Değil üç-beş, elli yıl geçse bu konuda bir arpa boyu yol ilerleyemeyiz biz :(
Çok üzülüyorum ama, bu devletin bakanı TV'ye çıkıp, vatandaşın birini karşına alıp, işaret parmağını gözüne sokarcasına sallayarak, tehditvari şekilde 'senin kafadan sakat oğluna bile iş verdik' gibilerinden konuşmalar yapıyorsa daha yenilecek fırın ekmek var demektir :(
Offf ki ne of! :(

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Bir yaramızda bu işte Çınarcım,
Engellilere yaşam hakkı tanınmaması,evlerde sevgi ile bakılırlar ama toplumda yoktur yerleri.
En zoru hangisi diye düşünürüm çoğu zaman. Hepsi ayrıdır zorluğu ama bu şekil sanırım en zoru.
Allah herkese sağlıklı doğma ve yaşama nasip etsin.
Sevgiler canım

Çınar dedi ki...

Sittirella'm; haklısın canım ne yazık ki çok haklısın. Oy potansiyeli olmayan zavallı insanlarla uğraşmak nesine yarayacak ki onların. Oy alacağını bilse yollar iki üç torba erzak bağlar işi. :((

Hem; sosyal hukuk devleti gereğidir, halkının daha iyi yaşam hakkının gereğini yerine getirmek... Bize göre değil yani

Öptüm

Çınar dedi ki...

Nur'cum; toplumda engellilere yaşam hakkı yok. Kim ne derse desin çıkıp ahkam kessinler şunu da yaptık bunu da yapıyoruz diye hepsi boş laf. Ortada insanca imkanlar sağlayacak elle tutulur bir gelişme yok. Daha dün feryat edip ağladı tv de bir engelli ailesi. Devletçe verilmesi gereken yardımı nasıl alamadıklarını(!) ve yatalak oğullarının askerlik muayenesi için kendilerine yaşatılanları anlatarak. :((

Sevgiler canım

♥ŞANSLI♥ dedi ki...

Aile için çok zor bir süreç.Çocukları için duydukları gelecek kaygısıda cabası.Ve hala gözle görünür bir şey yok:(
Sevgiler...

Asuman Yelen dedi ki...

Selam Çınar' cım,
Benim komşularımın arasında çocuk, yaşı geçkin ruhu çocuk, onlarca var.
Güzel havalarda parka çıkarlar.Annelerinin elini sımsıkı tutar gezerler.Paçozu severler. Ben hep onların annelerinin cennette yerlerinin hazır olduğunu düşünürüm.Öyle iyi niyetli ama öyle çaresiz ve endişeliler ki.
Tek bir kaldırım çıkamayıp öylece kalakaldığım günler oldu. O zaman anladım durumun vehametini. Neler çektiklerini.Umarım son zamanlarda ivme kazanan gelişmeler hızla artar da bu ayıptan kurtuluruz.
Sevgiler canım...

Çınar dedi ki...

♥GÖNÜL ÇELEN♥'im; çok haklısın nasıl bir yaşamları olduğunu ancak yaşayan bilir. Bazı Avrupa ülkelerinde engelli ailelerini rahatlatmak adına devletin yüklendiği sorumluluklar var. Sanırım Avustralya'da devlet otistik engellileri ailelerden alıp onların sorumluluklarını üstleniyormuş ama aile vermek istemezse çocuğunu ya da yakınını o zaman da o ailenin hayatını kolaylaştıracak her türlü imkanı sağlıyormuş. Biz de, yatalak engellinin, askerlik yoklaması veya diğer bürokratik işlemler için ordan oraya sürüklendiği düşünülürse daha çook uzun bir yolu var bu ülkenin.

Sevgiler canım

Çınar dedi ki...

Asuman Yelen ; hoşgeldin mutlu ettin beni. Seni burada görmek çok güzel.

Öyle düşünmekte çok haklısın. Engelli ve aynı zamanda zihinsel engeli de olan evletları olan anne babaların neler çektikleri, maddi ve manevi ne zorluklar, ne baskılar yaşadıklarını dışardan bakan birinin anlaması çok zor sanırım.

Bir dönem diz sorunu yaşadım - tamamen düzülmese de şimdi daha iyiyim - o kaldırımların ağrıyan bir diz için ne büyük engel teşkil ettiğini o zaman anladım ben de. Ve her yerde yüksek kaldırımlar var yani engelli için yaşam şansı yok ne yazık ki:((

Umarım bir engellinin de sokaklarda rahatça (olabildiğince) gezebildiği günler gelir ülkemde.

Sevgiler canım