17 Eylül 2011 Cumartesi

TATİLE DEVAM

  


 Alper'in öğrenci evine beş altı dakikalık yürüyüş mesafesinde olan bu plajda,  deniz kum ve güneş bu yaz sonunda bize beklemediğimiz kadar cömert davrandı. E tabii biz de bunu sonuna kadar değerlendirdik haliyle.


Sevgili Sünter'le bayram sonunda Çanakkale'de buluşmak üzere sözleşmiştik telefonda.  O Almanya'dan gelecekti ben Ankara'dan, ortada   buluşup hasret giderecektik.:)  Öyle de yaptık.  Çanakkale'nin meşhur Donanma Çay Bahçesinde, virgülsüz noktasız, biri bitmeden diğeri başlayan konudan konuya atladığımız ve saatler süren harika sohbetimizden ancak, ağzımız kurudukça garsona birşeyler sipariş etmek için başımızı kaldırabildik.  Yanımızda Sünter'in bir yazısında  anlattığı aşk hikayesinin kahramanı Gabi de vardı. Sabrına hayran kaldığım Gabi ...  İnsan hiç mi sıkılmaz?  Türkçe bilmediği için sohbete katılamayan Gabi'nin varlığı aklımıza geldikçe Sünter,  Almanca, konu hakkında özet geçiyor ya da ben, aradan geçen yıllar boyunca kullanılmamaktan unutulmuş parça pinçik ingilizcemle birşeyler anlatmaya çalışıyorum ama hemen ardından biz yine kendi konularımızda kayboluyor O'nu unutuyoruz. Gabi saatler boyunca sandalye tepesinde hareketsiz, yüzünde tatlı bir tebessüm etrafı izledi  ve halinden hiç te şikayetçi olmadı.  


Eceabat'a giden son feribotu kaçırmamak için kalktıklarında Sünter;  bir gün daha kalmamızı, bize doğduğu köyü ve şehitlikleri gezdirmek istediğini söyledi.  Ayy kalmaz mıyım ? Bahaneye bakıyorum tatilimizi uzatmak için.  Üstelik sohbetini kişiliğini ve arkadaşlığını - artık dostum -çok sevdiğim Sünter'le bir gün daha geçirmek ne hoş olur ama Merih tam bir işkoliktir.  Zaten uzatmış olduğu tatili birgün daha uzatır da kalır mı ki ..?  Eve dönerken Merih'i ikna planları geliştirdim kafamda eni konu... Başardım :)


Ertesi gün Sünter'in doğduğu, ilkokulu okuduğu köydeydik. 


Ama öyle sıradan bir köy değil.  Çanakkale Savaşı sırasında Atatürk'ün bir ay misafir edilip ağırlandığı bir köy burası.  Herbir köylü,  dedelerinden ninelerinden dinledikleri Atatürk'le ilgili gerçek hikayelerle büyümüş ve  hala yaşıyormuş hala başkomutanmış gibi saygıyla,  dipdiri tutulan bir Atatürk ruhu barındırıyorlar yüreklerinde. 






Sünter'in ilkokulunun yerinde bugün Atatürk heykeli var.  Her ne kadar okulunu yerinde bulamamaktan kaynaklı bir burukluk yaşasa da Atatürk'ün gölgesi bile O'nu ne kadar mutlu ediyor bakın :)













Büyük bir kısmı restore edilmiş köyden birkaç manzara


Sünter'in doğduğu ev hediyelik eşya satan minik bir dükkan olmuş.  





Atatürk'ün kaldığı ev müze yapılmış. Bu ev aynı zamanda Sünter'in sağdıcının dededisin evi imiş. Köyde aynı gün doğan bebekler birbirlerinin sağdıcı olurmuş ve kardeş gibi büyürlermiş. ( Umarım doğru hatırlıyorumdur :)




Bugün müze olan bu evde çocukken koşup oynarmış Sünter ve sağdıcı :)


Atatürk'ün misafir edildiği evden birkaç kare ( Restore edilmiş hali )





Atatürk'ün yatağı





Köydeki birçok ev gibi burası da terkedilmiş şehre göç nedeniyle. Kimbilir ne zamandır açılmayan bu tahta kapının önünde,  bir nar ağacı hayat bulup meyve vermiş. 



Anzak Koyu'nda gün batımında son buldu gezimiz.  

Gezimiz son bulmuştu ama sürprizler bitmemişti.  Dönüşte,  Sünter'in  güleryüzlü misafirperver Anneciğinin hazırladığı nefis sofrada bulduk kendimizi.  Uzun bir günün ardından nasıl da iyi gelmişti bu nefis ikram anlatamam.  Hepsi birbirinden güzeldi yediklerimizin de, adını unuttum ne yazık ki;  içinde bulgur ve tavuk parçacıkları olan bir börek yapmıştı teyze.  Onun tadı damağımda kaldı.  Hani diyorum ki, bir daha gitsem... acaba..:))  Ben de çok mu oluyorum ne :))  Ellerin dert görmesin,  teşekkürler teyzeciğim. 

Ayrıca kendisini evinde bulamadığımız ama bahçesinde bol bol incir, dağ eriği, elma, tarlasında nefis domatesler bulduğumuz Sünter'in Amcasına da çok teşekkürler :))

Yeniden buluşmak, daha uzun birlikte olmak umuduyla Canım Arkadaşım ...

14 yorum:

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Çanakkale güzelleri dostlarım ne güzel olmuş bu gezi.
Çanakkaleye alıştıkca korkarım Ankaraya dönemeyeceksin ama haklısın be Çınarım Çanakkale tüm ilçeleri ile çok güzeldir.
Neyse bu arada kıskandığımı yazmayayım da ayıp olmasın:))
iyi geceler canım...

NzlGl dedi ki...

Ne kadar isabetli bir karar vermiş ve köye gitmişsiniz:) İş her zaman olur:)

Teşekkürler paylaştığınız yazı ve resimler için.
Dostluğunuzun daim olması dileğiyle , sevgiler

Bir Dut Masalı - nUnU dedi ki...

ben çok sevdim bu postu çınarcım,
her karesi ayrı hatıra - ayrı anlam.
Atatürk evini ben niye görmedim ki bunca zaman.
Ben nasıl Asos'luyum ?

süntere de sanada çok sevgiler....

Bugday Tanesi dedi ki...

Ohhh sefanız bol olsun, çok güzel bir gün geçirmişsinizdir eminim. Sevgiler.

Sittirella dedi ki...

Ne güzel yapmışsınız Çınar Ablacım :)
İnsanın yeter ki yanındayken zaman kavramını yitirdiği dostu olsun, sohbet sohbeti kovalasın :)
Kalbinde gerçekten Atatürk sevgisi ile büyüyen bir köy... dilerim bize de görmek kısmet olur.
Sevgilerimle.

Çınar dedi ki...

Nur'cum evet çok güzeldi seni de bekliyorum biliyorsun değil mi?

Ben çoktan alıştım Çanakkale'ye ve çok seviyorum fırsatını yakaladıkça da kaçıyorum :)

Hadi seninle de bir fırsat yaratıp buluşalım ne desin :)

Çınar dedi ki...

NzlGl'üm gerçekten de çok isabet oldu tatilimizi uzatma kararımız :)

Çok teşekkürler canım

Çınar dedi ki...

birdutmasali'm; seni neden bu kadar sevdiğim anlaşıldı. Demek aynı topraklardansın :) Çanakkale ve civarını ve insanlarını çok seviyorum ben.

Teşekkürler

Çınar dedi ki...

Bugday Tane'm; arkadaşlığını sohbetini sevdiğim Sünter'le olmak ve birlikte iki güzel gün paylaşmak harikaydı gerçekten.

Sevgiler

Çınar dedi ki...

Sittirella'm yok muydun uzun süredir bana mı öyle geldi, ben de düzenli bloguma giremedim son zamanlarda çünkü. Ben yine de hoşgeldin diyeyim canım.

Haklısın insanın yanında zamanı unutturacak dostu olsun yeter ki.

Umarım sana da görmek kısmet olur, bu Atatürkçü çağdaş köyü.

Sevgiler

aslan dedi ki...

Teşekkür ederim. Dostlukla...

Çınar dedi ki...

aslan Bey; hoşgeldiniz

Sevgiler

Sittirella dedi ki...

Ablacım son zamanlarda nefes almamacasına çalışıyordum.
Sanırım bir nebze olsun hafifletebildim iş yükümü de başladım yine blog okumalarına.
Dilerim bundan sonra daha sık ziyaret eder, daha sık gönderi yapabilirim.
Sevgilerimle :)

Çınar dedi ki...

Kolay gelsin canım. Yeniden esprili güzel yazılarını okumak keyif veriyor bana da:)

Sevgiler