1 Nisan 2011 Cuma

MIZIKÇI ZAMAN




Bu ne acele..?

dur, dinlen biraz ... 

Yavaş ...

Dörtnala koşuyor menzile zaman.

Bir telaş, bir telaş

Kaç gün geçti ki üstünden..? 

Taş bebeğim küle bulanalı

Çok kızdım, küstüm Ayşe'ye...

Olurmuş böyle şeyler arkadaşlar arasında.

Yenisini alırmış Babam.

Söz verdim Anneme, barışacağım

Ellerinde tahta tabancalar,

köşebaşlarını tutmuş oğlanlar.

Fırlatıp oyuncaklarımı kumlara,

 komen oynayacağım onlarla

Bağırsa da arkamdan Annem,

reçelli ekmeğimi sokakta yiyeceğim işte.

Şarkı söyleyeceğim yine gün batımında,

arka bahçedeki ceviz ağacının en yüksek dalında.

Yine yerlerde yuvarlanıp fistolu bayramlık elbisemle,

saçlarım kum içinde gireceğim akşam eve.

Erikler çağlaya durmuş. Kim demiş zehir gibi ..?

Anneannem görmeden,

doldurup ceplerimi, yiyeceğim hepsini ...


Aklımda oyunlarım,

yarım kaldı çocukluğum.

Mızıkçı zaman... Çık oyundan.

Al misketlerini, ver çocukluğumu...


    nurten y tartaç
       

16 yorum:

Nehire dedi ki...

Yüreğimizde tebessüm dolu çocukluğumuz hiç yok olmasın,sevgiyle kalın...

Çınar dedi ki...

Nehire; hoşgeldin :)

Amin, hatırladıkça masum bir gülümseme belirsin yüzümüzde, çocukluğumuzdan kalan.

Sevgiler

Tully dedi ki...

Zaman bizden birşeyler götürdükçe çocukluğumuza dönmek isteriz.Çünkü en çok çocukluğumuzla tam olmuşuzdur..Keşke zamanın yitip gitmesiyle bizden de bir şeyler gitmese..

♥ŞANSLI♥ dedi ki...

Ah çocukluk:(Babamı tekrar görmek için,dönmek isterdim çocukluğuma...
Sevgiler:)

Çınar dedi ki...

tully; ah keşke sevgili tully keşke.

Zaman geçtikçe gençleşseydik mesela, ne güzel olurdu di mi :)))

Sevgiler

Çınar dedi ki...

♥GÖNÜL ÇELEN♥; ben de canım. Hem babamı hem annemi görmek için dönmek isterdim geçmişe:(

Sevgiler

Yazmak Keyiftir dedi ki...

Sevgili Çınar !
Yine o güzel lisanınla ne güzel yazmışsın çocukluğunu ve ona olan özlemini.
Senin satırlarını okurken kendimi çok dingin ve yumuşacık hissediyorum. Bu hep böyle..
Her şeyin iki oyuncak ve arkadaşlar arasında olduğu o dönemi ben de çok ama çok özlüyorum.. Fakat zaman, o kadar acımasız bir oyun bozan.. ki.
Sevgiler...

Çınar dedi ki...

Çok teşekkürler, güzel bakan yüreğin için Ali Kardeşim.

Evet çok oyunbozan zaman

önüm arkam sağım solum sobe deyip ebe mi yapsak elinden kaçıp kurtulmak için bu mızıkçı zamanın:))

Sevgiler

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Mızıkçı Zaman, göz acıp kapayıncaya kadar çok gerilerde kalmış sevgili Çınar. Lastik topum
nerede...ya kapıştığımız misketler neredeler...ya duvar üstünde oturup geceleri yıldızları
seyrettiğimiz dostlar...sanki yıldızlar daha mı parlaktı o günler de. Bu acele de ne?Gönlünüze sağlık çok güzeldi, ailece iyi bir hafta sonu dilerim.

Çınar dedi ki...

JİVAGO; Benim et topum nerede..? Hani şu; 1-2-3,5 diye sayarak yere vurup bacağımızın altından geçirip, 10,5 ta bitirip yeni baştan saymaya başladığımız yanana kadar. Yatırınca gözlerini kapatıp, kaldırınca açan upuzun kirpikli sarı saçlı bebeğim de yok:( Oysa henüz kimsenin öyle bebeği yoktu çevremde de ne hava atardım. Havaya atıp tutacağım derken kolunu çıkarmıştım da geri yerine takamıyorum diye ortalığı birbirine katmıştım. Hatta o dondurmanın tadı, somun ekmeğin o eski kokusu, elma şekerinin o lezzeti de yok...

Evet, kesinlikle yıldızlar daha parlaktı çünkü henüz güzellikleri görmemize engel değildi kirlenmişlik,riya, yalan...

Umarım sizin de iyi bir hafta sonunuz olmuştur.

aslan dedi ki...

Çok eskilere zatalinizin kalemi ve
düşleriyle uzunca yolculuk yaptım.

Ellerinize sağlık Çınar hanım.

Dostlukla..

Çınar dedi ki...

aslan;Umarım mutlu etmiştir eskiye yolculuk sizi:)

Sevgiler

Esin Bozdemir dedi ki...

Sevgili Çınar,
Yazını okuyunca bir an dilimin ucuna ; "hüzün zaman zaman deli dalgalarla gelir gönlümün kıyısına vurur!" dedim sessiz sessiz içimden...

Meğer nasıl da güzelmiş o günler şimdilerde yaşanılanları düşündükçe!hani çocukların yaşadıklarını ve bir de bizim çocukluk çağlarımızı kıyaslayınca!..ne yazık ki onlar adına hiç ümitli değilim...imkanlar ve teknoloji olanca hızıyla gelişirken insanlık bir o kadar yok olup gidecek!

"Çınarcımmmmm topu bu sefer havaya attım..hem de çokkkk havaya!..yıldızlara değer mi acaba:))", "başlarrrrrrrr..., durakkkkkkk..!" böyle söylüyorduk değil mi top yukarıda havalanırken bizde altında dönerek:)sevgilerimle canım...çocuk yüreğimiz hep var olsun bizim:)onu koruyalım hep birlikte :)

Gezi/yorum... dedi ki...

Eylül bitti derken ekim de gitti.. Sonbahar’ın uzaklaşan ayak sesleri geliyor kulaklarıma.. Denize baktım karıştım arındım sularında.. Aşk böceğiydi adım melektim minik kuştum vuruldum.. Etrafa saçılan tüylerimde, kanlı bir ağıttır suskunluğum..
Kime dokunsam biraz kırgın biraz yorgun biraz ağlamaklı hep vurgun yemiş tarafından yakaladım aşkı.. hep yaralı yanağından öptüm bilmiyordum "ÇOCUKTUM" haydi koş gel dediler gittim ama yoruldum....

Çınar dedi ki...

Esmir'im; attığın top taa yıldızlara değse ve biz hayal kursak top geri dönene kadar. Çocuksu masum hayaller. Yıldızlar kadar parlak,yıldızlar kadar çok hayal kursak. Mesela; bir dünya hayal etsek, çocuklar gibi şen çocuklar kadar temiz insanların yaşadığı. Kinden nefretten öfkeden arınmış, sevgiyle birbirine kenetlenmiş insanların yaşadığı, kötülük düşmanlık hainlik barındırmayan bir dünya hayali... Ve elimizi uzatıp tutabileceğimiz kadar yakın, gerçek olsa hayallerimiz...

Sevgiler canım

Çınar dedi ki...

GEZİ/YORUM... ; çok güzeldi... üstüne söyleyecek söz bulamadım.

Yüreğindeki çocuğa sevgiler