21 Aralık 2010 Salı

DÜŞLERİNİ KİRALAR MISIN ..? EVSİZLER




SEVGİLİ; 

aslan        Mavi Balon        HÜSEYİN USTA          aysema        JİVAGO         YAŞAMIN KIYISINDA          Zeugma        ŞANSLI          bilge  

Bir önceki   DÜŞLERİNİ  KİRALAR  MISIN..?   postuma,

Sizlere aynen katıldığım duyarlı yorumlarınız için çok teşekkürler.




Hemen hemen her ülkenin sorunu olan evsiz insanlar ne yazık ki Türkiye'nin de çok önemli bir sorunu. Ailevi, ekonomik ya da ruhsal nedenlerle sokakta yaşayan ve sayıları hergün daha da artan bu insanların pek çoğunun nüfus cüzdanı bile yok. Yani onların, bu ülkenin vatandaşı olduklarını kanıtlayacak bir belgeleri bile yok. Yani nüfus sayımında onlar sayılmıyorlar. Yoklar...

Oysa varlar... Sizin gibi benim gibi...

Kışın kendini iyice hissettirdiği şu günlerde Türkiye'nin; bilinmeyen, bilinip de es geçilen, rastlanınca dudak bükülen ya da görmemezlikten gelmeyi vicdanımızı susturmak için en hayırlı yol saydığımız öteki yüzünde yüzlerce insan, yaşayabilmek için mücadele veriyor. Yaşlısı genci sokağa terk edilen bu insanlar kendilerine bir yardım eli uzatılmasını bekliyorlar.

Köprü altlarında, kuytu köşelerde belki bir inşaatta, yıkık dökük bir viranede ara ara rastladığımız ve artık bu görüntü karşısında gittikçe daha da duyarsızlaştığımız, küçücük bebelerden yaşlılara kadar pek çok insan sokaklarda yatıp kalkıyor. Onların evleri sokaklar...

Kış aylarında soğuktan ve yağıştan korunabilmek için kapalı yerler bulmak zorundalar. Bankamatikler ve terk edilmiş evler, inşaatlar gibi.

Çoğu zaman karton kutuları ya da çöpe atılmış eski süngerleri yatak olarak kullanıyorlar. Kapalı bir yer bulacak kadar şanslı olmayanlar ise naylon torbalara sarınarak rüzgardan ve yağmurdan korunmaya çalışıyor.

Bu konuya bir kez daha dikkat çekmek istedim. İstedim ki;

sıcacık yuvamızda sevgi ve güven içinde yaşarken,

aç ve açıkta kalan, kimi zaman tacize, tecavüze uğrayan, uyuşturucu kurbanı olan sokakta yaşayan

insanlarımızı bir kez daha hatırlayalım.

Düşünebiliyor musunuz? "Sokakta yaşayan kadınlar kısırlaştırılsın..." bile denebiliyor bu ülkede. Bu bir insanlık suçu.

“Devletin bu konuda çalışma yapması,  bu insanlara sahip çıkması lazım. Evsizleri ve kimsesizleri korumakla ilgili yasa 82 Anayasası'nda bile var.

Ama önemli olan, var olan yasayı gerçekten uygulamaya geçirmek... Yalnızca; evsizleri kışın en soğuk bir iki günü bir spor salonuna doldurup sıcak yemek vermek ve ertesi gün yine tehlikelerin kol gezdiği karanlık sokaklara salıvermek değil, onlar için; "Sosyal devlet" ilkesinden yola çıkarak gerçek çözümler üretmek gerekmektedir...



7 yorum:

sünter dedi ki...

Cinarim, ilk yazinida birlikte okudum.
Calisan insanlardan kesilen gelir vergileri normal sartlarda böyle görüntülerin meydana gelmemesi icin olnak saglamaya yetmeli. Sosyal devlet anlayisi bu. Sizlerin vergileri ise nerelere gidiyor bilinmiyor. Bilinsede bilinmiyor!
Bireysel yardimlar yeterli cözüm olamiyor. Sokakta yasayan insanlar her ülkede var.Mesela almanyada da cok insan var sokakta yasayan ama o insanlarin kendi tercihi cogunlukta. Onlarin cogu sosyal evlere gidip orda kalmalari karsiliginda üstlenecekleri görevleri yapmak istemiyorlar. sokaklari tercih ediyorlar.Yada calismayi reddediyorlar.Sanirim Türkiyede durum biraz farkli.

sufi dedi ki...

Anladım ki arabanız çalınıp bulunduktan sonra uğramamışım sana.Sen ne duyarlı kızsın. Dilerim düşündüğün ve hayalini kurduğun tüm güzelliklere kavuşacak hayat mağdurları, pek yakında... sevgilerimle.

ELİF dedi ki...

İçimiz sızlıyor ama biz birey olarak ne yapabiliriz.Devletin bir çözüm bulması lazım.Devlette yeteri kadar ilgilenmiyor..
Sosyal bir yara olarak kanayan yerımız aslında...

aslan dedi ki...

Yazdıklarınıza aynen katılıyoruz!

Hangi Anayasa Çınar hanım? TUSİAD'ın, egemen kesimlerin hazırlattığı Anayasalar, onların azınlığına çözümler üretir, bu sadece bizim için geçerli değil, bütün ezilen halklar için böyledir. Ezilen sınıflar kendi yönetimlerini oluşturup, kendi Anayasalarını hazırlamadıkça her yıl sokakta yatanlar artarak devam edecektir. Siz, biz iyi niyetimizle yazıp çizerek isyan etmenin ötesinde elimizden bir şey gelmeyecektir. Dostlukla..

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Sosyal hukuk devletinin Anayasa hükümlerince bu hassas konuyu ele alıp tekrar hatırlattığınız için teşekkürler sevgili Çınar . Sevgilerimle..

Çınar dedi ki...

1961 ANAYASASINDA SOSYAL DEVLET: “Fertlere, yalnız klasik hürriyetleri sağlamakla yetinmeyip, aynı zamanda onların insan gibi yaşamaları için zaruri olan maddi ihtiyaçlarının karşılanmasını kendisine vazife edinen devlettir” şeklinde tanımlanmıştır.

Sosyal devlet “sosyal güvenlik” ve “sosyal eşitlik” ilkelerine dayanır. Sosyal güvenlik bireylerin varolma yani ayakta kalabilme şartlarının eksikliği veya ortadan kalkması sonuçlarını doğurabilecek kriz durumlarında (fakirlik, hastalık, işsizlik) devreye girecek kurumların (sosyal sigorta, sosyal yardımlar gibi) oluşturulması ve desteklenmesidir.
(İnternetten)

Haklısınız; birey olarak evsizlere, sokak çocuklarına yapabileceğimiz fazlaca birşey yok. Ancak; Bizim üzerimize düşen, vergilerimizi düzenli ödemek. Ki, birçok alanda, dünya devletlerinin pek çoğundan fazla vergi ödemekteyiz (halk Olarak) Sosyal Devlet ilkesinden yola çıkarak, devletin üstüne düşeni yapmasını beklemek vatandaş olarak hakkımız.
Aksaklık ve yanlışlık gördüğümüzde fikrimizi belirtmekse yine görevimizdir diye düşünüyorum. Belki bugün yarın değil ama günün birinde sesimizi duymak zorunda kalacaklardır.
YORUMLARINIZ İÇİN HEPİNİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM.

KUCAK DOLUSU DEVGİLER

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Devlet eğer birgün devlet olabilme becerisini gösterirse belki!