31 Ağustos 2010 Salı

Düşünürsünüz Bazen;


felek vurdu taş ile
gözüm doldu yaş ile
Bazen saatlerce konuşursunuz aklı başında sözünü sohbetini bilen, ağzından bal damlayan insanlarla, yine de, ne siz onun iç dünyasını tam olarak anlarsınız, ne de o sizi anlayabilir tam manasıyla.
“Deli” ( Bu kelimeyi toplumun bakış açısını düşünerek kullanıyorum, özür dilerim. Kimseye deli deme cüretini gösterecek kadar akıllı olmadım hiç. ) deyip geçilen, kimsenin ciddiye almadığı birine, “nasılsın?” dersiniz.
Yukardaki dizeler dökülür dilinden. Anlaşılır anlaşılmaz, yarım yamalık dili dolanarak konuşur ama
tüm hayatını özetler size iki cümlede; ne yaşadığını, geçmişini bugününü, hayata bakışını, ezikliğini umutsuzluğunu acılarını, kısaca onunla ilgili her şeyi ama her şeyi anlayıverirsiniz bir çırpıda…
Gözleriniz dolar içiniz sızlar, yutkunursunuz. Düşünürsünüz uzun uzun…
Akıllı kime denir? Neye –kime- göre akıllıdır?
Ya deli..? Neden deli denmiştir ki O’na? Neden delirmiştir..?