7 Ocak 2010 Perşembe

Canım Arkadaşım

 

Karşıdan geldiğini görünce önce bir ışık yandı gözlerimde,onun da bir an aynı ışığı gördüm gözlerinde. Yılların hasretiyle birbirimize sarılmak için bir hamle yaptık aynı anda. Sonra uzaklaştık yine aynı anda, sadece tokalaştı ellerimiz.

 

_ Aa merhaba

_ Merhaba

_Nasılsın

_ Teşekkürler,sen?

_ İyiyim

_ Merih, Çocuklar nasıl?

_ Onlar da iyi

_ Ali nasıl,ya çocuklar?

_Deniz evlendi,oğlan nişanlı

_ Allah mesut etsin

 

Hoşçakal, selam söyle dedi o.  iyi günler, sen de selam söyle dedim  ben de. Ayrıldık…

 

…………………………

 

Bu kadardı konuşmamız,hepsi bu kadar…

 

Oysa yıllarımızı paylaşmıştık…  Ve ondört- onbeş yıldır görmemiştik hiç birbirimizi…

 

İki yaş büyüktü benden ablam olmuştu, her sıkıntımda yanımdaydı, ben de onun…

 

Aynı odada çalışmıştık yıllarca.  Evlenince ayrılmıştı işten ama dostluğumuz devam etmişti daha yıllar boyunca.

 

İlk o evlenmişti aramızda. Eşi haftalarca Ankara dışında olurdu iş nedeniyle. Eşi gider gitmez, hem o yalnız kalmasın diye hem de birlikte çok güzel zaman geçirdiğimiz için biz, iş yerinden beş kafadar ve kız kardeşi onun evinde buluşur, sabahlara kadar eğlenir, hiç uyumadan ertesi gün işe giderdik gençliğin verdiği coşkuyla.  Yabancı dil kursuna gittiğim akşamlarda eve dönüşüm o saatte iki vasıtayla zor olduğu için eşi yoksa yine  gider  onda kalırdım.  En sevdiğim yemekleri hazırlar, elmalı pasta yapardı mutlaka her seferinde, yine çok seviyorum diye …

 

Kızı doğduğunda Deniz ismini çok seviyorum diye Karı koca jest yapmışlar,Deniz koymuşlardı kızlarının adını.

 

İncir çekirdeğini doldurmaz bir nedendi bizi birbirimizden koparıp,bir daha geriye dönüp bakmamamıza neden olan. Kırılmıştık bir kere, ben ona o bana…

 

………………………………..

 

Yaşlanmıştı biraz ama hala çok zarifti. ‘Hoşçakal’ derken, kumral gür saçlarını tıpkı gençliğindeki gibi,bir baş hareketiyle arkaya atmıştı. Yüreğimin bir yanı çok özlemiş arkadaşımı. Bir yanı hala ‘anlamsızca’ kırgın…

32 yorum:

GULTEINEN ENKELINI dedi ki...

icim ciz etti...

atmiyor iste iki taraf da atmiyor ilk adimi; sonra sahane dostluklara, yillara olan oluyor...

onun da blogu vardir belki o da benzer bir oyku yazmistir zarif zarif ama onun da bir yani anlamsizca kirgin..

kalemin dert gormesin, cok hos anlatmissin sevgili Cinar.

Agresifboy dedi ki...

Dal rüzgarı affetse de kırılmıştır bir kere..bu sözü hatırlattı yazınız fakat ne acı maziyi hatırlarken gidişine baka kalmak böyle mi olmalıydı bu kadar basit mi dedirten yazılardan birini daha okudum sayenizde yüreğinize sağlık sevgiler..

Çınar dedi ki...

GULTEINEN ENKELINI; sadece birimizin, "ben geliyorum çayı koy" demesi yeterdi. ikimiz de sevinçten uçardık geliyor diye. Onun adına da konuşabilirim çok sevinirdi biliyorum. Erteledik belki, yarın öbür gün bir şekilde görüşürüz diye. Oysa yıllar yıllar geçti uzun zaman girince araya aramaya elim de varmadı benim de. Dediğin gibi olan 'şahane bir dostluğa, yıllara' oldu.

Var mıdır dersin onun da bir bloğu,onu sevdiğimi arkadaşlığına hep önem verdiğimi duyar mı..?

Sevgiler canım

Leylak Dalı dedi ki...

Ah Çınar içim acıdı. Dostluklara hiç kıyamam. Keşke sen yapsaydın ilk hareketi ama insanı birşey tutuyor değil mi? Yine de vakit geçmiş sayılmaz belki bir fırsat daha düşer, ne dersin?
Sevgiler canım benim...

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Canım
yazık olmuş dostluğunuza, belkide şu an dostuğun bazulmasının ne kadar anlamsız olduğunu oda düşünüyordur senin gibi, bir adres veya bir telf. dahi almadınız mı?
aa evet belkide biliyorsunuz oturduğunuz yerleri, sen bir adım at Çınarcım artık bu tür dostluklar kolay kolay bulunmuyor.
Tabi işine karışmak istemem, sadece dostca bir öneri.
Sevgiler...

ramazan dedi ki...

Bence burada sorun sadece yalın olarak kırılıp geri dönülmemişlik değil.Hepimiz hayatlarımızda benzerini yaşadık ne yazık ki.Ama sanki bu olgular kaçınılmaz gibi.Zira zaman bizi farklı kanallara sürüklüyor.Bulunduğumuz bu yeni durumlarda farklı farklı oluşumlar oluşuyor.Eski can dostlarımız bu oluşumlarda bulunamıyorlar bir şekilde.O zaman da kopuşlar başlıyor.
Gerçekten insana etki eden bir yazı.Bu konuda ben de o kadar çok yazabilirim ki,ayrı düştüğüm dostumla igili...
Ama geri dönülse eski sıcaklığı yakalamanın da imkansız olduğunu görüyorum.
Ellerinize sağlık.

HADİYE dedi ki...

Selam Canım,

Benimde içim acıdı.Kimdi bu arkadaşın anlayamadım.Ama sen çok üzülmüşsün belli.Elden ne gelirki. Üzülme.

Sevgiyle kal*

nalan dedi ki...

işin kötüsü sebep incir çekirdeğini doldurmaz bir olay. kötü olan o, zira dostluk pek kıymetli...

ÇOBAN YILDIZI dedi ki...

Dostluklar kolay kurulmuyor sevgili Çınar.Zor da yıkılmıyor.Eğer bunca zaman sonra hala içinde bir kırıklık hissediyorsan demek ki sadece arkadaşmış sana,dost değil.Okurken içim cızz etti inan.

Sevgiyle.

aysegul dedi ki...

Canım Çınar ablacığım,buna benzer nice dostlukların hayat şartlarından veya annemin bekar olmasından dolayi eski dostlarının kocalarından kıskandığından sona erebileceğini biliyorum.Sizin dostluğunuzda birinizden birinin adım atamasıyla belki düzelebilir.
Büyüklük sende kalarak telefon açamaz mısın?Aşağıda ki alıntıyı
lütfen kabul et.Seni çok seviyorum.
Sevgilerrr

''Hep zamana yenik düştük esiri olduk anlamsız koşuşturmaların,ama bir kez adını yüreğimize kazıdığımız dostlarımızı hiçbir zaman unutmadık.''

Çınar dedi ki...

agresifboy; "Dal rüzgarı affetse de kırılmıştır bir kere" ne doğru ne yerinde bir söz,evet kırılmışsa bir kere, ne yaparsa yapsın eskisi gibi olmuyor adı üstünde'kırık' yapıştırsan da izi kalır...

Sevgiler

Çınar dedi ki...

Leylak Dalı'm; canım,dostluklara ne çok önem verdiğinin farkındayım. Ben de öyleyim işte bu nedenle herşeye rağmen unutamadım dostumu, yaşanmışlıkları ve onu bunca yıldan sonra görünce, arkamı dönüp gidemedim sarılmak istedim sıkı sıkı. Yapamadım...

Kim bilir belki birgün bir yerde...

Sevgiler

Çınar dedi ki...

Nur'cum, karışmak ne demek önerilerin değerli benim için. Hayır, ne yazık ki adres te telefon numarası da yok yıllar geçti aradan. Benim şu anda oturduğum semtteydi eskiden, şimdi orda başkalarını görüyorum:(

Sevgiler canım

Çınar dedi ki...

Ramazan Bey; Kırgınlık hemen sonrasında, konu çözüme ulaştırılarak ortadan kalksaydı herşey eskisi gibi devam edebilirdi belki ama araya yıllar girdikten sonra sizin de söylediğiniz gibi, ortam çevre zevkler değişmiş olacaktı belki. o zaman da eskiye dönülür o sıcaklık yine hissedilebilir miydi, bilemiyorum.

Sevgiler

Çınar dedi ki...

HADİYE'cim, Karşılaşmış mıydın bilmiyorum ama sanırım ismi çok geçmiştir konuşmalarımızda:)

Sevgiler canım

Çınar dedi ki...

nalan'cım; önemli ve ciddi bir nedenle kırılmış olsaydık birbirimize, onu bunca zaman sonra bu kadar özlemle hatırlamazdım. Bu nedenle dostluğumuza ve paylaştığımız yıllara yazık oldu:( İlk yıllarda böyle düşünmüyordum belki, çünkü öyle olsa dikilir kapısına şu sorunu çözüme ulaştıralım derdim sanırım. yıllar sonra ne önemsiz olduğu bilincine vardım demek ki:(

Sevgiler canım

Çınar dedi ki...

ÇOBAN YILDIZI'm; çok zor kazanılıyor dost haklısın. 'Dost' demek içinse yıllar geçmesi gerekiyor.

"Gönül umduğuna kırılır" diye bir söz vardır bilirsin. Biz aslında hiç beklemediğimiz için birbirimizden o çıkışı, affedemedik ve unutamadık. En azından benim için böyle oldu.

Sevgiler canım

Çınar dedi ki...

ayşegül'üm;:)))))) demek kıskandıkları için bitebiliyor bazen dostlukları annenin. Çok tatlısın sen biliyorsun di mii?'

'Hep zamana yenik düştük esiri olduk anlamsız koşuşturmaların,ama bir kez adını yüreğimize kazıdığımız dostlarımızı hiçbir zaman unutmadık.

Aldım kabul ettim bu alıntıyı ve ne güzel ne anlamlı bir söz.

Ben de dostlarımın adını yüreğime kazıdığım için kırılsam da kanatsalarda çıkarıp atamıyorum işte bir türlü. Ama tamamen silip bir daha adını anmadıklarım var ki onları da dost listemden siliyorum ebediyen.

Öptüm canım, Annene sevgiler.

sünter dedi ki...

Canim yandi okuyunca.
En yakinken en uzak olmak.
Insan kirilmaya görsün bir daha asla öncesi gibi olamiyor.
Yasamisligim var böyle bitisleri.
Bir daha denesende o eski sicakligi yakalayamiyor insan.

Sen üzülmüssün ve ben diyecek hic bir sey bulamiyorum bu durumda.Sadece neler hissettigini anliyorum.
Öpüyorum canim

Çınar dedi ki...

sünter'cim; asla eskisi gibi olmaz haklısın yeniden denense de, biliyorum. Önemli olan, ilişkiler sürerken kolayca harcanmamalı dostluk. Değerini bilinmeli.

Dost bulmak dost olmak zaman ve emek ister,eğer bulduğunu düşünüyorsa insan, hele de yıllar içinde pekişmiş sağlam temellere oturtmuş olduğunu düşünüyorsa, ki bu durumda o insan artık sizin bir parçanız olmuştur yıllarınızı gençliğinizi hayallerinizi acı tatlı hatıralarınızı paylaşmıştır. Bu dosttan vazgeçmek demek bir parça geçmişinizden vazgeçmek gibidir.

Ama tüm uğraşlarınıza rağmen artık paylaşacak bir şeyiniz kalmamış uzattığınız her el havada kalmaya başlamışsa, aslında sadece sizin için değeri kalmıştır artık o dostluğun ve bu durumda da devam etmesinin bir anlamı yoktur.

Üzüldüm, dostlarım çok önemliler çünkü. Hele de eski dostlar "eski şarap gibiler" Bazen başımı ağrıtsalar bazen uykumu getirseler kimi zaman kendimi keybetmeme neden olsalar da, dedim ya şarap gibiler,çok severim:))

Sevgiler canım öptüm seni ve Ayci'yi

aslan dedi ki...

Çınar hanım,gençlik dostlarımızın zaman içinde çeşitli nedenlerle savrulduğu,kaybolduğu doğru.
İnsanlar hep bir koşturma,telaş içinde.Eskiden böyle değildi.Her şey daha basit,daha kolaydı.Çat kapı gidilen ziyaretler,belirli günlerde hanımların gündüz toplantı günleri;her ay taihi belli gecelerde komşuların ve okul arkadaşların toplantıları vb..Bir de insanlar yaşlandıkça,yoğun bir günün ardından sosyal ilşkiler insanları yorar oldu.Bunun yerini bilgisayarın aldığını düşünüyorum.
Şu anda elimde kahvem size ziyarete geldim.Kusura bakmayın çat kapı habersiz geldim:)Yarın Sünter hanımlara,diğer gün Asuman
hanımlara konuk olabilirim.
Misafirin iyisi zamanında kalkanıdır.Şimdilik müsadenizi isteyip,kalkayım.Arayıfazla açmayın bize de bekleriz:)

Dostlukla...

aysema dedi ki...

Dodtlar, dostluklar zamana yenik düşüyor Çınar'ım kırgınlıklar olmasa da... Bitmiyor, hiç bitmiyor, ama araya giren uzun yıllar eskisi gibi olmasını engelliyor.

Yaşam farklı yönlere götürüyor insanları. Benim de içimi titreten can dostum, okul arkadaşım var. Hala onu çok seviyorum, o da beni. Ancak telefonda konuşmalarımız eskiden yazdığımız sayfalar dolusu mektuplardan o kadar uzak ki... Bitiveriyor çabucak. Sevgi bitmiyor da ilgi alanları mı değişiyor nedir?

Sevgilerimle...

Çınar dedi ki...

Aslan Bey; bu nasıl bir koşuşturmadır ki hiç bir dosta komşuya gerek duymaz,karşı komşuya selam vermez hale gelmişiz.Bu çok acı ve yıllar sonrasını düşününce daha da korkunç geliyor.Düşünsenize; birbirlerini görünce kaçan, konuşmayı bilmeyen, kolları uzamış,elleri kocaman olmuş klavye başında tıkınmaktan vücutlarının diğer uzuvlarına göre orantısız bir şekilde mide ve karınları büyümüş vahşi yaratıklara dönüşecek toplumlar.(neyse çok abartmış olabilirim keseyim bu konuyu:))))

Eski çat kapı ziyaretlerle ilgili yazdım ama çok uzun oldu vazgeçtim. Belki bir post yazarım bu konuda(iyi ki hatırlattınız:))

"Aaaa buyrun buyrun hoşgeldiniz. Çat kapı ne demek, biz yabancı mıyız? Elinizde kahvenizle mi geldiniz, aşkolsun çok kırıldık şimdi işte. Size ikram edecek bi kahvemiz yok muydu:)))) Biz de size gelmeyi düşünüyorduk.

"Güle güle efendim. Çok memnun olduk. Yok yok arayı açmayız biz de en kısa zamanda geliriz çoluk çocuk bir akşam oturmasına ":))

Eşinize ve size sevgiler

Çınar dedi ki...

Aysema'm; Dostumuz olarak hayatımızda yer edinmiş, bunun asla değişmeyeceği kimileriyle de paylaşaacak ortak konumuz azaldığı ya da kalmadığı için bayramda seyranda kısa telefon konuşmaları ya da kısa ziyaretlerin ötesine geçemez ilişkilerimiz ama biliriz ki ordadırlar ve bir ihtiyacımız olduğunda hiç düşünmeden koşacaklardır.

Benim de; lisedeyken bir mektup arkadaşım vardı( Yazarken farkettim,eskiden 'mektup arkadaşlığı' diye bir olgu vardı değil mi? Ne tuhaf çok yabancı geldi şimdi bu iki kelime. Öyle ya mektup diye birşey mi kaldı ki arkadaşlığı olsun.) Sekiz on sayfalık mektuplar gider gelirdi sürekli ikimizin arasında. Şimdi yalnızca doğum günlerimizde aklımıza geliyoruz birbirimizin,( o da unutuluyor bazen) ve iki üç kelimelik telefon konuşmalarıyla savuşturuyoruz.

Oysa; o Edirne'den ben Ankara'dan tatil bayram, ne zaman fırsat bulsak birbirimizin yanında olurduk. Sohbete öyle kaptırıdık ki kendimizi, sabah olduğunu ezan okununca farkederdik...
Haklısın, sevgi bitmiyor aslında. İlgi alanları ve çevre değişiyor.

Sevgiler canım

Nazlı dedi ki...

çınar, eminim ki o da ayrılırken seninle aynı duyguları hissetti yol boyu..ve o gece uyuyamadı.. yarın da, sonraki günde düşündü..
umarım yine bi gün, bi yerde..
sevgiler..

mutfakcini dedi ki...

Kırgınsan mutlaka anlamı vardır .Zamanla daha tahammülsüz,daha sabırsız oluyoruz.Hayat şartları vs..Zaman neyi değiştirmiyor ki..

Çınar dedi ki...

yabancı; bundan gerçekten ben de eminim ama artık eski dostluk yakalanamaz ne yazık ki. O da bunun farkındadır.

Sevgiler canım

Çınar dedi ki...

EBRULİ'm, evet, bir tarafım arkadaşımı özlerken, aslında kırgınım da hala. Çok haklısın zaman herşeyi değiştiriyor.

Sevgiler canım

Zeugma dedi ki...

Sevgili Çınarcığım,
Bu yazıyı okuyup da kendinden bir şeyler bulmayacak yok gibidir.
Eski dostlar, dostluklar normalde bile araya mesafe ve zaman girmişse eski haliyle kalamıyor.
Özellikle de ''incir çekirdeğini doldurmayacak bir mesele'' yüzünden kırgın ayrılınmışsa.. Aynen senin dediğin gibi oluyor. Her iki taraf da karşıdan bekliyor ama olmuyor, olamıyor..
Çok fazla üzüldüm. Sen de çok üzgünsün ve hatta o arkadaşın da kesin bu durumda halen..
Sizi bir araya getirmesi gereken üçüncü bir kişiye ihtiyaç var bence..
Ve ne var ne yok ortaya dökülmesi....
Sevgilerimle...

Çınar dedi ki...

Zeugma; canım benim, senin de dediğin gibi geri dönülse bile eski samimiyeti saflığı bulamayız ikimiz de. Kolayca harcadığımız dostluğa ortak anılara belki de onu görünce, hatırlattığı gençliğime özlemdi benimkisi. Artık çok geç:((

Sevgiler canım

Yazmak Keyiftir dedi ki...

Sevgili Çınar !

Benim de böyle hasretini çektiğim, özlediğim ve hala sevdiğim dostlarım var. Ama hiç biriyle bir daha karşılaşmadım. Olursa ne yapacağımı bilmiyorum. Fakat sen kendi payına o kadar güzel anlatmışsın ki içinin yandığını ve hala süren özlemini. Yine söyleyeceğim; Sen hepimizden daha fazla yazmalısın.
Sevgimle ...

Çınar dedi ki...

Ali İkizkaya; Bir zamanlar bizim için vazgeçilmez olan arkadaşlarımızla yıllar sonra karşılaştığımızda, dudağımızın kenarında ince kibarcık bir gülüşle sadece 'merhaba'laşmaş incitiyor. Ama geri dönülse de, büyü kaybolmuştur artık, asla eski samimiyet dostluk yakalanamaz bunu da biliyorum.

Çok zarifsin,Yazma konusundaki iltifatlarınla beni şımartacaksın ve sahiden yazabildiğimi düşüneceğim,o zaman da susturamayacaksınız beni:))

Sevgiler