12 Kasım 2009 Perşembe

A N N E O L M A K




ANNE OLMAK 1. Bölüm Hazır İzmir’e gelmişken, yıllardır kendisinden haber alamadığım Sevgi Teyze’min izini bulmayı kafama koymuştum. Daha iner inmez, Ülkü dedim, “Ben Sevgi Teyze'mi bulmak istiyorum." Elimde yıllar önce bize verdiği adres vardı ama çoktan değişmiş olabilirdi…” Telefonundan da ulaşamamıştım. Başka bir abone kullanıyordu numarayı. Güzelyalı’da misafirhaneye yerleşip birkaç saat uyuduktan sonra peşime arkadaşımı da takıp, hiç bilmediğim İzmir’de hiç bilmediğim mahalle ve sokaklarda adres aramaya koyulduk. Sonunda elimdeki kağıtta yazılı adresi bulup kapıyı çaldık. “ Ben...” dedim kapıyı açan hoş, güler yüzlü kadına “Annemin bir çocukluk arkadaşını arıyorum. İsmi Sevgi. Eşinin adı İsmail. Bir oğulları vardı, şimdi 29-30 yaşlarında olmalı. Elimdeki adrese göre burada oturuyor olmaları lazım ama...” Tabii kadıncağız pek kuşkulu gözlerle baktı bize ve didik didik sorular sormaya başladı. “Bu kadar yakınsınız da nasıl nerede yaşadığını bilmiyorsunuz ?“ gibi mesela. Sarp’ın evlatlık olduğunu bilip bilmediğinden haberim olmadığı, ilişkilerinin seviyesini ve Sarp’ın şu anki durumunu da bilmediğim için açık açık konuşamıyordum kadınla. ”Biz Sevgi Hanımlardan satın aldık bu daireyi. Ama zaten Önce de bu apartmanda oturuyorduk kiracı olarak. Onları severdim. Gittiklerinde çok üzüldüm, büyük iyiliklerini görmüştüm çünkü… Buyurun içeri, bende cep telefonları var. Onu aradığınızı söyleyeyim, siz de konuşursunuz isterse eğer.” dedi kadıncağız çekine çekine. Sevgi Teyzenin adımı duyduğunda ve benimle konuşurken coşkusuna, özlemine şahit olduktan sonra rahatladı genç kadın. “Benim tanıdığım en iyi insanlardır onlar. Öyle insanlar çok az bulunuyor, onun yakını ve bu kadar sevdiği kişiyi bırakır mıyım ben yemek, çay ikramı yapmadan?” diyerek bizi eni konu ağırladı büyük bir samimiyetle. “İsmail Amca öldükten sonra Sevgi Hanım artık İzmir’de kalmak istemedi, memleketine gitti.” dedi kadın. Hiç haberimiz yoktu İsmail amcanın ölümünden. O yıllarda annem çok hastaydı. Bir gün, “Sevgi’yi özledim, çağırsan da gelse.” demişti bana… Ama ancak şimdi ulaşabilmiştim annemin çocukluk can arkadaşına. Üstelik burnumuzun dibinde sık sık gittiğimiz, ikisinin de doğup büyüdükleri, çocukluk ve ilk genç kızlık yıllarının geçtiği ilde yaşıyormuş artık. O da Annemi aramış bir kaç kez ama ulaşamamış. *** Sevgi Teyze ve Eşinin tek üzüntüsü bir çocuklarının olmayışıydı. Artık kendi çocukları olmasından umudu kestikten sonra evlat edinme yoluyla çocuk sahibi olmaya karar vermişlerdi. Ve Çocuk Esirgeme Yurdundan iki aylık bebekken almışlardı, parmakları ve kolları yanık içindeki minik Sarp’ı. Beş kardeşin en küçüğü olan çocuğun babası daha o doğmadan ölmüş ve anne çocuklarına bakabilmek için yeni doğmuş bebeğini, en büyüğü on bir yaşında olan abla ve ağabeylerinin yanında bırakarak çalışmaya gidiyormuş her gün. Sonunda kadın, büyükler bir şekilde idare eder ama bebeğin başına daha kötü bir şey gelecek korkusuyla çocuğunu yuvaya bırakmak zorunda kalmış… Devamı var… nurten y tartaç ( Kasım 2009 )

11 yorum:

sufi dedi ki...

Hikayenin devamını merak ettim doğrusu.Bekliyorum.sevgiler.

Özgür dedi ki...

Türk filmi gibi resmen ya. Merak ettim devamını...

aysema dedi ki...

Nefesimi tutarak okudum. Çok güzeldi. Devamını da bekliyorum.

Sevgilerimle...

Belgin dedi ki...

Beklemedeyim:))

ELİF dedi ki...

gerçek mi bu hikaye de Çınar Ablacım..

Zeugma dedi ki...

Canım Çınarcığım,
Çok güzel bir öykü daha başlatmışsın.
Daha doğrusu yaşanmış bir olay. İlgiyle okudum..Olaylar zinciri nasıl gelişecek henüz bir tahmin yapılamıyor, ama merak ettim çok.
Yumuşacık ve zarif satırların sana ait olduğu nasıl da belli yine..
Teşekkür ediyor, devamını dört gözle bekliyorum..
Sevgiler canım...

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Çınar'cım
Geldim,gittim,
Okudum, devamını bekledim, yorum hanen hep kapalı.
Umarım iyisindir ve iyi bir şey için yoksun buralarda.

aysegul dedi ki...

Çok acıklı güzel yazmışsınız Çınar
ablacığım.
Sizi özledim,nerelerdesiniz?Umarım
hasta değilsiniz?

İyi hafta sonları sevgilerrr...

Yazmak Keyiftir dedi ki...

Sevgili Çınar !
Biliyorum başın öyle böyle değil çok kalabalık. Oğluşun hasta olmuş. Çırpınıp dururmuşsun.
Her şeyden önce çok geçmiş olsun. Oğluşun çabucak sıhhatine kavuşur inşallah.
Çok ilginç bir hikaye ve hikayenin içinde bir hikaye. Bakalım Hikaye yada Öykücü teyzemizin torbasından neler çıkacak.
Tekrar tekrar geçmişler olsun.
Sevgimle ve Özlem İle..

aslan dedi ki...

Sarp'ın,Teyze ve ailenin hikayesini merakla okudum.İkinci bölümünü bekliyorum.Epey bir ara verdiniz Çınar hanım.Umarım en
kısa sürede dönersiniz.
Dostlukla...

Çınar dedi ki...

Hepinize ayrı ayrı çok teşekkürler arkadaşlar. Oğlumun hastalığı nedeniyle uzak kaldım sizlerden.


Merakta bırakmışım dostlarımı. Herkesten özür diliyorum. Durumumu yazacak zamanım ve imkanım yoktu.

Hepinizi çok seviyorum...