29 Eylül 2009 Salı

DİLİM SENİ NE EDEYİM..?



Dilim seni dilim dilim dileyim.

Kurda kuşa yem diye vereyim.

Nene gerek senin, şehir dışında okumaya giden çocuğu olanları teselli etmek. "Aa! şekerim olmaz ama, Allah’ın gücüne gidecek. Çocuk istikbali için gitti. Hep dizimizin dibinde oturacak değiller ya. Ne var bunda ağlayıp gözyaşı dökecek?Ya sınırda askerlik yapıyor ve her gün terörist saldırı korkusu içinde olsa veya dağda terörist kovalıyor olsa ne yapacaksın? Ya da (Allah sabırlar versin) hastanede çocuğunun başında bekleyen annelerin acısı… Ne yani? Sıcacık yatağında, cebinde parası tahsil yapmaya gitti. Hem koskoca insan oldu, hayata hazırlanması gerek. Hep biz koruyacak değiliz ya! Öğrensinler mücadeleyi…" 

Eee ne peki  şimdi bu? Koca delikanlı(ama o daha küçücük)ne olmuş ayrılıyorsan? İşte istediği oldu. Demiyor muydu?”Ben güzel sanatlar okuyacağım. Öyle ağır ağır derslerle uğraşamam”diye. Tembeldir ya biraz.Üstelik de daha önce gördüğü ve çok sevdiği Çanakkale’de okuyacağım diye tutturmamış mıydı? E oldu işte istediği. Onun arzusu demek, senin de en çok istediğin demek değil miydi? O halde sevinmen gerekmiyor mu? Bu yumruk ne bogazındaki. Düğüm düğüm oldu, bir lokma bisküviyi yutamadın bir türlü. Ya yutkundukça içine akıttığın bu gözyaşı neyin nesi?

Ahh! dilim ah! Nedir senden çektiğim?Akıllanmadın gitti…Ne söylesen gelir yapışır üstüne biliyorsun. Da, yine de konuşursun.Gerçi amacın teselli etmekti çocuğu uzağa giden arkadaşlarını. Kötü bir niyetin yoktu.İ stiyordun ki; kolay alışsınlar yavrularının uzaklığına. Ele talkın verirken  kolaydı değil mi?

Yemyeşil ormanla kaplı dağların eteğinde ağaçsız ama yine yemyeşil, geniş bir alanın ortasındaki öbekler halinde on beş tane(saydım)kalemle çizilmiş gibi dümdüz muntazam kavak ağaçlarına bakarak… Ama “yapayalnız “dedim yine içimden. Ya bir şey olsa. Bize ihtiyacı olsa, nasıl yetişeceğiz ki anında? Bunları düşünürken Uyuyakalmışım. Az gittim uz gittim, dere tepe düz gittim, bir de baktım ki, bir arpa boyu yol gitmişim gibi gelen bu yolculukta. Öyle uzun geldi ki yol bu sefer ”Merihh! şimdi neredeyiz? ”İnegöl” “ya! biz orayı demin geçmemiş miydik?” tarzında mızırdanıp durdum…

Çanakkale’ye bundan önceki gidişimizde Sünter ve güzel kızı Biricik Sinegim! Ayci ile tanışmış, dostluklarını sohbetlerini çok sevmiştim.Yeniden buluştuk bu gittiğimizde. Bir kafede oturduk, neskafeler kapiçinolar eşliğinde koyu bir sohbete daldık. Yıllardır tanışıyor da uzun bir aradan sonra tekrar buluşmuş eski dostlar gibi hasret giderdik. Özel yaşantımızdan, siyasetten, ülke sorunlarından konuştuk. Daha ilkokuldayken Almanya’ya gitmiş olmasına rağmen gayet muntazam bir Türkçesi var Sünter’in ve ülkesi ile ilgili konularda da çok duyarlı. Ya Ayci? Almanya’da doğmuş büyümüş, ama ne konuşmasından ne milli duygularından hiç ödün vermemiş. Sadace iki üç yıllığına Amerika’ya giden kuzenimin geldiğinde çocuklarıyla konuşurken yarı Türkçe yarı İngilizce konuştuğunu hatırladım da… Bu anne- kıza hayran oldum.

Dedim ki Ayci’ye; al sana kardeş. Tek çocuk olduğun için, hep kardeş özlemi çektiğini söylüyorsun ya.”Ben hiç kardeş kavgası yapmadım.”diyorsun ya.”İşte kardeş. İster kavga et ister koru kolla.”Hem Sünter’in hem Ayci’nin  oğlumun her ihtiyacı olduğunda yardımcı olacaklarını söylemeleri beni çok çok rahatlattı.”Oğlum orda yalnız değil “

Gözlerimi açtığımda bunları düşünüyordum. Bir dağ köyünden geçerken. Bir camisi vardı köyün, şerefesiz. Minarelerin üstüne tepesi sivriltilmiş iki silindir oturtulmuştu tenekeden. Çok ilginç geldi. Gülümsedim kendi kendime, ne yaratıcı bir millet olduğumuzu düşünerek.

Acı zamanlar geçiren, endişeyle yavrularından haber bekleyen annelere sabırlar diliyorum. Oğlum uzakta diye üzülmeyeceğim. Buna karar verdim…


32 yorum:

Leylak Dalı dedi ki...

Üzülme tabii Çınar ya, onların kanatları kocaman oldu, uçmak istiyorlar. Yeterki canları sağolsun, alışır gider. Sen de alışırsın, söylemiştin dersin. Benim oğlum fakülteden itibaren hep uzak oldu ama hiçbir uzaklık askerlik kadar koymadı. Allah bizimkilerle birlikte herkesin çocuğunu koruyup gözetsin. Allah kavuştursun canım, görüşmek üzere...

sünter dedi ki...

Sevgili cinarim,
göz yaslari icinde okudum yazini.
Seni avutmak icin milyon tane sebeb var tabiiki,gel gelelim su hasret duygusunu bitirecek annleik yüregini avutacak tek bir cümle bile kuramiyorum.Daha önceden tüm bu yasadiklarini yasamis bir anne olarak sana sadece kisa ama icten bir "seni cok iyi anliyorum" demekten öte gidemiyorum.
sana tekrar yürekten söylüyorum Alperin her zaman yaninda olmaya özen gösteririm.Burada oldugum sürece.Senden bir telefon yeter.
Senin yerini tutmasa da bilki onun burda bir teyzesi var. Aycim de ablasi olmaya dünden razi zaten. Bir de ayni bölüm okuduklari icin ortak noktalari var.Biz Alperi cok sevdik cok icten sicacik bir delikanli o.Ayni senin gibi.

Biz bu gün yine karsidaydik hep bakindik acaba Alpere rastlarmiyiz diye ama rastlamadik.Gözlerimiz hep genclerin üzerindeydi anliyacagin. Sen Alpere bizim tel. ver her ihtimale karsi yaninda bulunsun.
Ayrica bizim icin yazdigin o cok degerli sözler icin icten bir tesekkür ediyorum sana.
sevgiyle öpüyorum

Nedret dedi ki...

Sakın üzülmeyin.Sevdiği işi yapan çocuklar çok başarılı olurlar.Hele güzel sanatlar okurlarsa.Allah kuşlarımızı yuvadan üniversite bahanesiyle, yavaş yavaş, bizi alıştırarak uzaklaştırıyor.Evlâdınıza başarılar, size sabırlar dilerim.

Asuman Yelen dedi ki...

Sevgili çınar,
Biraz önce kendi bloguma yorumunun altına yazdım bu konudaki düşüncelerimi. Utanmasam kopyalıyacağım. Çocuklarını okul ve yurtlarına(ya da ev) yerleştirip döndükten sonra adı her geçtiğinde gözleri dolu dolu olup burunları kızarıveren anneler, gençler mezun olup döndüklerinde "ne çabuk geçti hiç anlamadım" diye şaşırdılar ve onların haline ben daha çok şaşırdım.Emin ol teselli için söylemiyorum.

Tekrar Allah kavuştursun diyorum.
Sevgiler...

aysegul dedi ki...

Tabii üzülme Çınar ablacığım.
İnsanlar ,yurtdışına okumak için
gidiyor.Alt tarafı 7-8 saatlik yol.
Yüz binlerce öğrenci üniversiteye
giremedi.Şanslı olduğunuz için
sevinmelisiniz...Sevgilerrr

Belgin dedi ki...

Cinar ablam, üzülme diyemiycem, cünkü bir anne olarak üzülmemek elde degil. Ama sevinmen icinde o kadar cok sebep varki, hem Alperin Sünter gibi teyzesi, Ayci gibi ablasi olduktan sonra düsünmeye hic gerek yok bence:))
Sevdigi bölümü kazandigi icin cok sansli Alper:)) Cocuklarimiza kücükken kök, büyüdüklerinde ise kanat vermemiz gerek, ucup kendi hayatlarini kurabilmeleri icin:))
Alpere basarilar diliyorum ablacim.
Allah kavustursun..
Sevgilerimle

Çınar dedi ki...

Leylak Dalı'm, üzülmeyeceğim,bu konuda kendimi çok zorluyorum.Bir duygu patlaması yaşamam inşallah.Evet onlar uçmaya hazır,vakti geldi.Bizim yapmamız gereken ufak destekler vermek arada.

Doğru söylüyorsun, askerlik çok daha farklı hissettirir.Allah herkesin evladını koruyup kollasın inşallah.

Sevgiler canım görüşürüz

Çınar dedi ki...

sünter'im, Beni anlıyorsun değil mi? Hakkım yok üzülmeye,oğlumun dilekleri kabul oldu.Üzülürsem nankörlük olur ama yüreğim anlamıyor ki...
Hiç şüphem yok canım,oğluma teyze ve abla olacağınız konusunda.İyi ki varsınız iyi ki sizleri tanıdım.Oğluma yardımcı olursunuz diye böyle konuşmuyorum.Çok iyi içten ve güzel iki insan tanıdığımı düşünüyorum.

Sevgiler sana ve Ayci'ye,öpüyorum ikinizi de

Çınar dedi ki...

neduk,teselli sözleriniz için çok teşekkürler.Çok haklısınız.Allah yavaş yavaş, bizi alıştıra alıştıra uzaklaştırıyor kuşlarımızı.

Kanatları güçlü gökleri açık olsun.Bizim ve herkesin yavrusunun...

Sevgiler

Çınar dedi ki...

Asu'cum,okudum canım yorumuma cevabını:) Çok çabuk geçecek değil mi? Şaşıracağız ne çabuk bitti diye...İnşallah

Teşekkürler desteğin için .İyi ki burdayım iyi ki sizleri tanıdım ve iyi ki varsınız.

Sevgiler

Çınar dedi ki...

ayşegül'üm,benim olgun, kocaman yürekli küçücük kızım,çok haklısın.Üzülmeye hiç hakkım yok.Nice değerler, bu eğitim öğretim ve sınav sistemi yüzünden açıkta kalmışken.

Öptüm canım benim

Çınar dedi ki...

Belgin'im,biliyorum canım sevinmem için pek çok neden var.

Ve orda hem teyzesi hem ablası var oğlumun.Sağolsunlar.

"Çocuklarımıza küçükken kök, büyüdüklerinde ise kanat vermemiz gerek, uçup kendi hayatlarını kurabilmeleri için" bu ne güzel ve doğru bir söz böyle...

Desteğin için çok teşekkürler canım.

Sevgiler sana ve küçük cadılara

ELİF dedi ki...

Büyüselerde değişmiyor demek ki...

Yazmak Keyiftir dedi ki...

Sevgili Çınar!
Buralardan binlerce ötedeki okula kazandığım bursla okumak için bir yük gemisiyle gitmiştim. Ne uğurlaya nede güle güle diyen olduydu. Hemde babam bu memleketin en iyi ve kazanan hekimlerinden biriyken. Beş parasız yalnız, annesiz, babasız gitmiştim o ellere. Sokaklardan kutu kola bile topladım ayakta kalmak için. Batı ya giden trenin klimalı yemek vagonlarının buğulu camlarının arkasında bira yudumlayanlara çok imrenerek baktım o ülkede.
Askere gidiyorum otobüs terminalinden elimde ufacık bir çanta. Yine uğurlamaya ne anne ne baba gelmiş. Millet davul zurna gururla kahkahayla giderken.. Ben gözlerim dolu yine yalnız ve bir hırsız gibi sessiz gittim belirsizliklere.
Alper şanslı bir oğluş, yaptıklarınıza baksana. İçin, ciğerin ucu yansada için için, onun ayakta durmayı becermesi, Çınardan aldıklarını hayata geçirmesi için çok önemli bir fırsat. Ve biliyorumki sen, meyvan olgunlaştıkça daha da güzelleşecek ve daha bir anne olacaksın.
Bir tek hasret kalacak geriye. O da zor imtahandır anlattığın gibi..
Sevgiyle.

Çınar dedi ki...

ELİF'cim, ahh canım kızım demek isterdim ki,sabret az kaldı, herşey geçecek kızın büyüyecek ve sen hiç üzülmeyeceksin artık, onun için hiç kaygılanmayacaksın ama hayır ne yazık ki anne yüreğin onun için hep pır pır edecek.Yalnız kaygıların adı değişecek o kadar.
En ciddi kaygıların bu tür kaygılar olsun hayatınızda...
Sevgiler sana ve minişimize

Çınar dedi ki...

Ali İkizkaya;nasıl yolcu etmeden dayanabildiler diyeceğim, ama mutlaka bir bildikleri vardı.Belki sana el sallamak çok ağır gelecekti onlara belki de daha rıhtımda başla istediler hayata karşı duruşunu sergilemeye. Belli ki, başarmışsın başarmışlar ne mutlu.
Ben yapamadım yapmadım, illede gideceğim göreceğim odasını arkadaşlarını,Okulun ilk gününde sınıf arkadaşlarıyla ilgili düşüncelerini de duymam gerek diye tutturdum.Yanlış yaptım belki ama başka türlü zihnimde senaryolar üretirdim daha çok kaygılanırdım.Ona çok belli etmedim ama üzüntülerimi"Fırsat bu fırsat bir kez daha gitmek istiyorum Çanakkale'ye.Çok sevdim oraları biraz daha gezeceğim" dedim.Sanki gezmek istediğim için onunla gittiğimizi sanıyor(mu acaba).

Hasrete gelince, bu konuda kendimi teselliyi henüz beceremiyorum. O yumruk boğazımda öylee duruyor.Geçecek tabii.

Dostluğun desteğin için çok teşekkürler.

Sevgiler

sufi dedi ki...

Can Çınar'cım;
Senin Alper'in yuvadan uçmuş demek ki? Ne mutlu sana ve ona. ya uçmayı öğrenmeden kanatlanıp bıraksaydı kendini bilinmez diyarlara?Sağlık ve mutlulukla ayaklarının üzerinde kendi çabasıyla durmayı öğrenecek.Sen tohum ektin ona o Allah'ın izni ve yönetiminde büyüyüp öğrenip öğretip deneyim edinecek sen de bir gün benim gibi gurur duyacaksın varlıklarıyla.Hiçbir çocuğum yanımda değil.Gönlüm biriyle şu an Rusya'da, biriyle Kaş'da biriyle ise taa uzaklarda."Erenler sizinle olsun "diyorum uğurluyorum da, sen sor bana neler hissediyorum? Sevgilerimle.

Çınar dedi ki...

sufi;canım benim,Çok haklısın üzülüp ağlamayı nankörlük olarak düşünüyorum da gönlüme henüz söz geçirmeyi öğrenemedim.

Ben de öğreneceğim elbette senin gibi el sallayıp yolun açık olsun demeyi.Annelik bu demek ki, içimiz kan ağlarken, mutluluklarıyla mutlu olmak,gurur duymak onlarla.

Desteğin için teşekkürler canım

Sevgiler

aslan dedi ki...

Merhaba Çınar hanım,bütün yorumcuların güzel dileklerine katılıyorum.Bizler ne kadar üzülmeyin desek de,sizin anne gözyaşlarına Alper'in ihtiyacı var.
O hasret gözyaşlarını saklamayın,
Alper görsün!

Dostlukla...

Çınar dedi ki...

aslan Bey;ben de, güzel dileklerinize çok teşekkür ediyorum.
Öyle mi dersiniz,görmesi daha mı iyi sizce..?

Sevgiler

aslan dedi ki...

Kelimelerimin yetersiz kalacağı kadar önemli...Acizane görüşüm...
Dostlukla...

Çınar dedi ki...

aslan;görüşünüz benim için değerli,teşekkürler.

Sevgiler

WarhaWk - Cenk dedi ki...

Sevgili Çınar Abla,
Alper'in tez zamanda mezun olmasını
dilerim.
Saygılar , Cenk

Zeugma dedi ki...

Merhaba Çınarcığım;
Büyük oğlun Hacettepe'de okuyordu, anlamadın tabii. Küçüğünde bu hisleri tatmak varmış.
Ben de ''Çabucak gelir geçer, hiç anlamadan'' diyorum.
Yuvadan ayrılışın ilk günleri bunlar. Bu hisleri yaşamaman anormal olurdu bana göre..
Geçecektir..
Oğlun sağlık içinde, istediği bölümde ve Çanakkale'ye gidip görmen için bir vesileymiş bu bence.
Hem sınavlarına girdiğinde kazandığı haberinin sevincini paylaşmıştık hep birlikte. Şimdi üzülmek neden?
Başarılar oğlundan yana olsun. Yüzbinlerce anne kendinden uzak illerde okuyan evladının hasretini çekiyor senin gibi. Bunu hep aklına getir lütfen.Zaten sen de söylemişsin yazıda..
Ge- çe- cek...

Sevgiler..

MELİS dedi ki...

Sevgili Çınar abla,Alper'e en içten dileklerimle başarılar diliyorum.Sünter ablaların orada olması da teselli.Üniversite içinde,aynı kafa yapısı içinde olanların dayanışması ayrı bir teselli.Zaman su gibi hızlı geçiyor...Sevgiler

Çınar dedi ki...

WarhaWk,teşekkürler canım iyi dileklerin için

Sevgiler

Çınar dedi ki...

Zeugma;Mert Hem yanımızda okuyor hem de yavaş yavaş hazırladı bizi, artık eve misafir gibi gelip gidiyor. Genelde okuldan bekar arkadaşlarında oluyor.Alper'den ilk ayrılışımız onun için bu kadar etkilendim.Geçecek tabi alışacağız.Sağlıklı olsunlar yeter,herkesin yavrusu da ...
Desteğin için çok teşekkürler

Sevgiler canım

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Üzülünmez mi? canımın içi, ama hayat bu kanatları kuvvetlenince ne yapsan uçucaklar, onlar kendi başlarının çaresine bakarlar merak etme,sadece bizler bize ihtiyaclarının bitmemesini isteriz, nedense.
İlk kızım evlenince bize sadece6 km uzaklıkta idi ve ben gece gündüz ağlamıştım. "Ne yapar, nasıl yapar, bu ev onsuz olurmu?" diye.
Kısır döngü bu bizlerde bir gün baba evinden çıkıp gitmiştik işte.
Alper'e başarılar dilerim senide çok çok öperim.

Çınar dedi ki...

MELİS;teşekkürler canım benim.Evet Sünter'lerin orda olması teselli oluyor.O çoktan alışmış bile:)

Sevgiler canım

Çınar dedi ki...

Nur'cum, bu annelik nasıl birşeydir böyle? Hem hayata hazırlamak için gereken herşeyi yaparız hem içimiz kan ağlar...Hepimizin yavrusu için herşey güzel olur umarım.Desteğine teşekkürler

Sevgiler canım

Gülen Tezer dedi ki...

Çınar'ım, sessiz sakin derin denizim; kanatlandı artık Alper. İstediği şeyi yapmak için gitti; istediğini elde ettiğindeki mutluluğu oğullarının yüzünde gören bir anne babasınız siz. İkide iki tutturmuş; hem istediği okul hem istediği şehirde şu an Alper. Hepiniz mutlu..

Evet; ya evladı hasta olanlar? istediğini elde edememiş evladının mutsuzluğuna ortak olanlar? benim gibi bir evladı bile olmayanlar?
Çok şanslısın aslında sen; evladın sağlıklı, istediği yerde ve mutlu..
Bak yalnız da değil üstelik; sünter ve kızının elleri Alper'in üzerinde :)
Seviyorum seni :)

Çınar dedi ki...

Gülen, haklısın canım sitem edip kederlenme hakkım yok. Uzakta ama gönüllerinin istediği şeyi yapıyor olması evlatlarının,anne babaların en büyük mutluluğu olmalı.

Allah sağlık sorunu yaşayan çocuklarının başında bekleyen annelere çok çok sabırlar versin.Mucizelerle karşılaştırsın onları...

Sen koca yüreğinle, yeğenine sarılmışsın anne gibi.O senin de evladın olmuş,Allah ömür versin.

Sevgiler